*

  • atatürk ile venizelos, iki halkın da çok büyük acılar yaşadığı birinci dünya savaşı ve kurtuluş savaşı'ndan birkaç yıl sonra, 1930 yılında savaş acılarını unutturabilmek için yeni bir anlaşmayı imzaladılar. iki halkın yüzlerce yıllık birlikte yaşantılarını sürdürebilecek olanaklar içeren 'ikamet, ticaret ve seyrisefanin anlaşması'yla her iki ülkenin vatandaşları, diğer ülkeye, en çok ayrıcalığa sahip ülke tebaalarının kısıtlamalarına eş koşullarda serbestçe yerleşebilecek; diğer ülke vatandaşları, her türlü menkul ve gayrimenkul üzerinde mülkiyet ve tasarruf hakkına sahip olacaklar; o ülkenin vatandaşı gibi ihracaat veya ticaret yapabilecek veya şirket kurabilecekti.

    çifte vatandaşlık gibi, iki ülkenin vatandaşları, bütün bu ayrıcalıklardan yararlanırken o ülkenin vatandaşı gibi vergi, resim veya harç ödeyecekti. aynı haktan gemiler de yararlanacaktı. her iki ülkenin vatandaşları da diğer ülkede mahkemelere serbestçe başvurma hakkına sahip olacaktı. birbirlerinin vatandaşlarına yukarıda sayılanlara benzer birçok hak tanıyan anlaşma, türklere yunanistan'da, yunanlılara da türkiye'de ikinci vatandaşlık sağlıyordu.
    anlaşma 6-7 eylül 1955 olaylarına kadar iyi biçimde yürütüldü. 1964'te kıbrıs'ta gerginliğin artarak iki ay içinde yaklaşık 800 türk'ün öldürülmesi üzerine türkiye, 16 mart 1964'te atatürk ve venizelos arasında 1930 yılında imzalanan 'seyrisefanin anlaşması'nı tek taraflı olarak feshettiğini açıkladı. anlaşmanın iptalinden dokuz gün sonra sekiz yunanlı işadamına 15 gün içinde işlerini tasfiye etmeleri bildirildi. sınırdışı edilen yunanlılardan ilk 150 kişinin özellikleri incelendiğinde, çoğunun 50-60 yaş grubundan ve işadamı oldukları belirleniyordu. o dönemde istanbul ticaret odası'nın kayıtlarına göre 36 bin üyenin bini yunan uyruklu rum, yarısından fazlası da türk vatandaşı rumlardı. hükümet sınırdışı uygulamasında önceliği işadamlarına vermişti.
    hükümet, önce türkiye'deki yunan uyrukluların tapu müdürlüklerindeki işlemlerini durdurdu, ardından da bankalardaki paralarını bloke kararı aldı. 1964 ve 1965'in kısa bir döneminde 12 bin 592 kişi sınırdışı edildi. türkiye'de iş-güç sahibi olan bu kişiler arasında türk uyruğundaki rumlarla evlenmiş olanlar da vardı. bu nedenle sınırdışı kararından türkiye'de yaşayan 30 bini aşkın rum etkilendi. bu uygulamayla rumlar, türkiye'den umudunu kesti ve kısa sürede rum vatandaşlarımızın nüfusu 40-50 binden 5-6 bine indi. su anda 3 bin civari rum turkeye'de yasamaktadir.

    tamamen ekonominin millilestirilmesi ve ulus devlet bilincinin asiri kutuplara cekilmesi sonucu bir uygulamadir ve insan haklarina aykiridir. bu konuyla ilgili ridvan akar'in istanbul un son surgunleri adli kitabini okumakta yarar var.
  • hemen belirtmekte fayda var mubadele ile alakasi yoktur. 1964 yilinda gerceklesmistir.
hesabın var mı? giriş yap