*

  • yogayı anlatan kitap.
    (bkz: patanjali)
  • yoga'nın 8 basamağını anlatan kadim kitaptır; yama, niyama, asana, pranayama, pratyahara, dharana, dhyana, samadhi. biraz namazın içindeki dışındaki şartlara benzer. yamalar, içsel olumsuz düşüncelerden arınma çabasını anlatır. niyamalar, dışa dönük olumlu davranışları güçlendirme yöntemleridir. asana bedeni hazırlayan duruşlar, pranayama nefes kontrolü, pratyahara dış etkilerden soyutlanma durumudur. dharana, dhyana ve samadhi ise meditasyonun basamaklarıdır. sekizinci basamağa ulaşan kişi insani vasıfların üstünde bir mertebeye ulaşır. zaman, mekan, beden sınırları gibi fani insanları çevreleyen fizik kurallarının perdesi aralanır. başka bir boyutun ışığına ulaşır.
  • kutsal bilgi kaynağına yakışmayan boşluğa bi tuğla koyalım.

    4 bölümde verilen sutralar. çeviren samet topuz*. ardarda okunması için nesir şekilde yazdım.

    samadhipadah
    şimdi yoga üzerine güvenilir açıklamalar başlıyor. yoga zihni özellikle bir nesneye yöneltme ve dikkati dağıtmadan orada tutabilme becerisidir. o zaman nesneyi tam ve doğru şekilde anlama yeteneği belirgin hale gelir. nesneyi anlama becerisinin yerine, zihnin nesneye yönelik geliştirdiği fikrin veya tam bir kavrayış eksikliğinin geçmesi kolaydır. zihnin beş etkinliği vardır. bunlardan her biri faydalı olabildiği gibi sorunlara da yol açabilir. bu beş etkinlik kavrama, yanılma, hayal gücü, derin uyku ve bellektir. kavrama nesnenin doğrudan gözlemlenmesine, çıkarıma ve güvenilir referanslara dayanır. yanılma, daha uygun şartlar nesnenin gerçek doğasını ortaya koyana kadar doğru kabul edilen kavrayıştır. hayal gücü bir nesne ortada olmadığında dahi o nesnenin yalnızca sözcüklere ve ifadelere dayanarak kavranmasıdır. derin uyku, zihin ağırlığın üstesinden geldiğinde ve başka bir etkinlik mevcut değilken vardır.bellek bilinçli bir deneyimin zihinde alıkonulmasıdır. zihin yoga durumuna pratikle ve tarafsızlıkla erişir. ileri gitmek, yoga durumuna erişmek ve bunu muhafaza etmek için gereken pratik temelde doğru çabadır. başarıya ancak, doğru pratiğin uzun bir süre boyunca, kesintiye uğramadan, olumlu tutum ve heves ile yapılmasıyla erişilebilir. en yüksek seviyede, duyuların tatmin edilmesine veya olağanüstü deneyimlere dair tüm şiddetli arzuların yokluğu söz konusu olur. bir kişi öz benine ilişkin tam bir anlayışa ulaştığında, artık içindeki ve etrafındaki rahatsız edici şeylerle dikkati dağılmaz. sonrasında nesne giderek tümüyle anlaşılır. başlarda yüzeysel seviyelerde olan kavrayış zamanla derinleşir. ve en sonunda tam olur. böylesine bir anlama derinliğine erişmekte salt keyif vardır. kişi nesneyle öylesine birdir ki çevresine karşı kayıtsızdır. sıradan kafa karışıklıkları olmaz. bununla birlikte, geçmişin hatıraları devam eder. yoga durumunda doğan bazıları olacaktır. pratiğe veya kendilerini disiplin etmeye ihtiyaçları yoktur. tüm tuhaflıklara karşın başarıya erişmemiz için yeterli gücü bize verecek olan inanç sayesinde yönümüzden sapmayız. yoga hedefinin gerçekleştirilmesi, bir zaman meselesidir. inanç ve çaba ne kadar yoğun olursa, hedef o kadar yaklaşır. inancın derinliği kaçınılmaz olarak insandan insana, aynı insanda da farklı zamanlarda değişiklik gösterir. sonuçlar bu çeşitlilikleri yansıtır. onun gücünü kabul edip ona düzenli bir şekilde ibadet edenler, yoga durumuna erişilmesini şüphesiz kolaylaştırırlar. tanrı eylemleri asla yanlış anlamalara dayanmayan yüce varlık'tır. o bilinmesi gereken her şeyi bilir. tanrı ezeli ve ebedidir. aslında o nihai öğretmendir. geçmişte, şu anda ve gelecekte tüm öğretmenler için bir kılavuzdur. tanrı'nın niteliklerine en uygun şekilde. tanrı'yla ilişki kurmak için düzenli olarak ona doğru şekilde seslenmemiz ve onun niteliklerini yansıtmamız gereklidir. kişi zamanla kendi gerçek doğasını algılar. yoga durumunda doğru yolculuğunda ortaya çıkabilecek hiçbir engel onu sekteye uğratmaz. insanı zihinsel bir berraklık geliştirmekten alıkoyan dokuz şey vardır: hastalık, zihinsel durgunluk, şüphe, öngörü eksikliği, yorgunluk, aşırı müsamaha, asıl zihin durumuna dair yanılsama, tahammül eksikliği ve gerileme. bunlar birer engeldir çünkü zihinsel kargaşa yaratır ve dikkat dağınıklığını pekiştirirler. tüm bu engeller, şu belirtilerin bir veya birden fazlasını ortaya çıkarır: zihinsel huzursuzluk, olumsuz düşünceler, farklı beden duruşlarında kendini rahat hissedememe, nefesi kontrol etmekte güçlük. eğer zihni dingin hale getirmek için uygun aracı seçip kullanabilirseniz, hiçbir dürtü, hiçbir engel kök salamaz. günlük yaşamda etrafımızda bizden daha mutlu ya da daha mutsuz insanlar görürüz. bazıları övgüye değer şeyler yapıp, bazıları sorun yaratıyor olabilir. böyle insanlara ve eylemlerine karşılık her zamanki tavrımız ne olursa olsun; eğer bizden daha mutlu olanlarla memnunsak, mutsuz olanlara karşı şefkatliysek, övgüye değer şeyler yapanlarla neşeleniyorsak ve başkalarının hatalarından dolayı rahatsızlık hissetmeden kalabiliyorsak, zihnimiz çok huzurlu olacaktır. uzatılmış nefes vermeyi de içeren egzersizlerin yapılması faydalı olabilir. duyuların oynadığı rol üzerine düzenli bir araştırma yaparak zihinsel bozukluğu azaltabiliriz. yaşamın ve bizi canlı tutan şeyin ne olduğunu araştırdığımızda, zihinsel karmaşamız için bir nebze teselli bulabiliriz. sorunlarla karşılaştığımızda, benzerlerinin üstesinden gelmiş bir insanın tavsiyeleri bize yardım eder. rüyaları, uykuyu ve bu haller sırasındaki deneyimlerimizi araştırmak sorunlarımızın bazılarını açıklığa kavuşturmamızda bize yardımcı olabilir. merak içeren bir sorgulama, zihni sakinleştirebilir. kişi bu aşamaya eriştiğinde, kavrayışının ötesinde hiçbir şey kalmaz. zihin basit ve karmaşık olanı, sonsuz büyüklükte ve küçük olanı, algılanabilir ve algılanamaz olanı izleyip anlayabilir. zihin dikkat dağınıklıklarından kurtulduğunda, tüm zihinsel süreçlerin sorgu nesnesiyle meşgul olması mümkündür. kişi bu durumda kaldıkça, kendini tamamen nesneye kaptırır. ardından zihin kusursuz bir elmas gibi başka hiçbir şeyi değil, yalnızca nesnenin özelliklerini yansıtır. başta, geçmiş deneyim ve düşüncelerimizden dolayı nesneye yönelik anlayışımız bozuktur. işitilen, okunan ya da hissedilen her şey algımızla çatışabilir. zihin bir nesneye yönelimi sürdürüldüğünde. geçmiş fikirler ve anılar giderek silikleşir. zihin apaçık ve nesneyle bir olur. o anda ortada kendilik hissi kalmaz. bu, saf algıdır. bu süreç her tür nesne için, ister yüzeysel ve genel olsun isterse derinlikli ve sınırları belli olsun, tüm algı seviyelerinde mümkündür. zihnini algının içimizdeki asıl kaynağını kavrayamaması dışında, nesneleri sınırsız olabilir. zihne yönelik tüm yönlendirme süreçleri bir sorgu nesnesi içerir. arından kişi kendini doğru şekilde tanımaya başlar. sonrasında gördükleri ve başkalarıyla paylaştıkları, hatasız olur. bilgisi artık hafızaya ya da çıkarıma dayanmaz. anlık, doğrudan ve hem sıradanlığın ötesinde bir seviyede hem de yoğunluktadır. zihnin bu yeni kazanılmış niteliği yavaş yavaş güçlendikçe, yanlış algılamalara dayanan diğer eğilimlere karşı daha baskın hale gelir. zihin hiçbir türde izleniminin olmadığı bir duruma erişir. açık, berrak ve basitçe saydamdır.

    sadhanapadah
    yoga pratiği fiziksel ve zihinsel katışıklığı azaltmalıdır. kendimizi incelemede yeterliliğimizi geliştirip son tahlilde yaptığımız her şeyin ustası olmadığımızı anlamamıza yardım etmelidir. bu tür pratiklerin algıyı berrak hale getirmek için engelleri ortadan kaldırdığı kesindir. bu engeller; yanılgılar, değerler karmaşası, aşırı bağlılıklar, nedensiz hoşnutsuzluklar ve güvensizliktir. yanlış anlama, tüm diğer engellerin kaynağıdır. eşzamanlı olarak görünmelerine gerek yoktur ve etkileri de çeşitlilik göstermektedir. bazen örtüktür ve güçlükle farkedilirler, bazen de apaçık ortada ve baskındırlar.yanılgı; algılanan nesnelerin karakter, köken ve etkilerinin kavranmasında hataya sevk eder. zihinsel etkinliğin, algının asıl kaynağı olduğunu düşündüğümüzde yanlış sonuca ulaşırız. aşırı bağlanma,sonsuz mutluluğa katkıda bulunacağı varsayımına dayanır. sebepsiz hoşnutsuzluklar genellikle geçmişteki belirli nesne ve durumlarla bağlantılı acılı deneyimlerin sonucudur. güvensizlik, başımıza nelerin geleceğine yönelik olarak tabiatımızda içkin bulunan kaygıdır. hem bilgisizi hem de bilgeyi etkiler. ortada bir engel yokmuş gibi göründüğünde de ihtiyatlı olmak önemlidir. etkilerini azaltmak ve kontrolü ele geçirmelerine engel olmak için derin düşünce durumuna ilerlenmelidir. eylemlerimiz ve sonuçları bu engellerden etkilenir. sonuçlar, eylem esnasında görünür olabilir de olmayabilir de. engeller üstün geldiği müddetçe eylemi tüm açılardan -eylemin ortaya konulmasını, sürecini ve sonuçlarını- etkileyecektir. bir eylemin sonuçları; engellerin kavramda veya eylemin uygulanmasında mevcut olup olmamasına bağlı olarak acı verici ya da faydalı olur. herhangi bir nesne ya da durumdan kaynaklanan acı verici sonuçlar şunlardan bir ya da birkaçından kaynaklanabilir: algılanan nesnedeki değişimler, keyif veren deneyimleri yineleme arzusu, geçmiş şartlanmaların güçlü etkisi. ayrıca kişideki değişimler de buna katkıda bulunan etmenler arasında sayılabilir. ortaya çıkması muhtemel acı verici sonuçlara karşı hazırlıklı olunup bunlardan sakınılmalıdır. sıkıntılı sonuçlar ortaya koyan eylemlerin sebebi, algılanan şeyi algılayandan ayırmadaki yetersizliktir. algılanan şey yalnızca dış nesneleri değil aynı zamanda zihin ve duyuları da içerir. üç niteliği paylaşırlar: ağırlık, etkinlik ve duruluk. iki tür etkileri vardır; algılayanı tesirlerine maruz bırakmak ya da onlarla arasındaki farkı bulmak için yollar sunmak. algılanan her şey bu üç niteliğin ortak paylaşımıyla bağlantılıdır.algılayan herhangi bir değişime tabi değildlir. ancak her zaman zihin aracılığıyla algılar. algılanabilen her şeyin tek bir amacı vardır: algılanmak. tüm algı nesnelerinin varlığı ve görünüşü, bireysel olarak algılayanın ihtiyaçlarından bağımsızdır. bireysel bir dayanak olmaksızın, farklı bireylerin farklı ihtiyaçlarını karşılamak için var olurlar. tüm algılananın, her ne olursa olsun ya da belirli bir kişi üzerindeki etkisi ne olursa olsun tel bir nihai amacı vardır: görülen dış ile gören iç arasındaki ayrımı açıklığa kavuşturmak. algılayan ve algılananı birbirinden ayırmada açıklık olmaması, yanılgıların birikmesinden kaynaklanır. yanılgı azaldıkça, bununla uyumlu olarak açıklık da artar. öncelikle araçlar berraklığın geliştirilmesine yönlendirilmelidir, böylelikle algılananın değişen nitelikleri ve algılayanın değişmeyen nitelikleri arasındaki ayrım belirginleşir. bu berraklığın elde edilmesi yavaş ilerleyen bir süreçtir. yoganın farklı bileşenlerinin pratik edilmesi ve sorgulanması yanılgı gibi engelleri (2.3) yavaş yavaş ortadan kaldırır. ardından algı ışığı parlar ve algılayan ile algılanan arasındaki ayrım giderek belirginleşir. artık her şey hatasız biçimde anlaşılabilir olur. yoganın sekiz bileşeni vardır. bunlar:
    1.yama, çevremize yönelik tutumumuz.
    2.niyama, kendimize yönelik tutumumuz.
    3.asana, beden egzersizlerinin uygulanması.
    4.pranayama, nefes egzersizlerinin uygulanması.
    5.pratyahara, duyuların dizginlenmesi.
    6.dharana, zihni yönlendirme becerisi.
    7.dhayana, anlamaya çalıştığımız şey ile bir ilişki geliştirme becerisi.
    8.samadhi, kavranacak olan nesneyle tam bir bütünleşme.
    yama şunları içerir:
    1.tüm yaşayan canlıları, özellikle masum, zor durumda ya da bizden daha yoksul olanları düşünmek.
    2.konuşma, yazma, jest ve eylem yoluyla doğru iletişim.
    3.hırslı olmamak ya da bize ait olmayan bir şeyi arzulamaya karşı koyma becerisi.
    4.tüm eylemlerimizde ölçülülük.
    5.açgözlü olmama veya uygun olan neyse yalnızca onu kabul edebilme becerisi.
    sosyal, kültürel, entellektüel ya da bireysel konumumuzdan bağımsız olarak, bu tutumların çevremizde benimsenmesi uzlaşmanın ötesindeyse; bu geri dönülmez bir noktaya götürür.
    niyama şunları içerir:
    1.temizlik; bedenimizi ve çevremizi temiz ve düzenli tutmak.
    2.gönül rahatlığı ya da sahip olduklarımızla ve olmadıklarımızla mutlu olabilme.
    3.fiziksel ve zihinsel sistemlerdeki kirlilikleri; uyku, egzersiz beslenme, çalışma ve dinlenme gibi doğru alışkanlıkların muhafazası yoluyla giderme.
    4.çalışma ve ilerlememizi gözden geçirip değerlendirme gerekliliği.
    5.daha yüksek zekaya saygı ya da her şeyi bilen tanrı ile ilgili sınırlarımızı kabullenme.
    bu tutumlar sorgulandığında, başka tutumların olası sonuçları üzerinde düşünmek yardımcı olabilir. örneğin aniden gelen kaba bir şekilde hareket etme arzusu ya da kaba eylemleri teşvik etmek veya onaylamak da kötü sonuçlar üzerinde derin düşünme kapsamına girer. genellikle böylesi eylemleröfke, sahip olma arzusu ya da sağlam temele dayanmadan verilen yargı gibi daha aşağı içgüdülerin sonuçlarıdır. bu eylemler ister küçük isterse de büyük olsun, uygun bir ortamda derinlemesine düşünmek; bu şekilde hareket etme arzumuzu kapsayabilir. bir kişi ne kadar düşünceliyse, başkalarının yanındayken o kadar çok dosyane duygular uyandırır. yüksek seviyede doğru iletişim kuran kişi eylemlerinde başarısız olmaz. kişi güvenilirdir çünkü başkalarına ait olana imrenmez ve o kişiye, doğal olarak herkes itimat eder ve kıymetine bakılmaksızın her şey onunla paylaşılır. en yüksek dayanma gücünü veren, ölçülü olmaktır. açgözlü olmayan güvendedir. derin düşünmeye zamanı vardır. kendine yönelik anlayışı eksiksizdir. temizlik bilincinin geliştirilmesi, neyin sürekli korunması gerektiğini ve neyin damia temiz olduğunu ortaya çıkarır. çürüyen şey yüzeyseldir. çürümeyen ise içimizde, derinlerdedir. buna ek olarak kişi, duyular tarafından bölünmeksizin ve geçmişten gelen yanılgılardan bağımsız bir şekilde, algının kaynağı da dahil olmak üzere bireyin derin doğası üzerinde düşünebilir hale gelir. kanaatin sonucu tam mutluluktur. kirliliğin ortadan kaldırılması bedenin etkin biçimde çalışmasına olanak verir. çalışma en yüksek seviyeye kadar geliştirildiğinde; kişiyi, en karmaşık olanı anlamaya yardımcı olan daha yüksek güçlere yaklaştırır. tanrı'ya hürmet, seçim nesnesi olan herhangi bir şeyi bütünüyle anlama kabiliyetini güçlendirir. asanaların uyanıklık verme ve gevşetme olmak üzere ikili niteliği olmalıdır. bu niteliklere, asana pratiğinin kapsadığı çeşitli duruşlarda bedenini ve nefesin tepkileri gözlemlenerek erişilebilir. bu tepkiler öğrenildiğinde artık adım adım kontrol edilebilir olurlar. bu ilkeler doğru şekilde izlenildiğinde; asana çalışması kişinin yaş, iklim, perhiz ve iş gibi beden üzerindeki dış etkilere dayanmasına ve hatta bunların etkilerini en aza indirmesine yardım eder. pranayama, bilinçsiz nefes alıp verme örüntüleri yerine, nefesin bilinçli ve kasıtlı olarak düzenlenmesidir. bu da yalnızca asana pratiğinde makul bir ustalığa erişildiğinde mümkündür. nefes vermeyi, almayı ve nefesin duraklatılmasını içerir. bu üç sürecin düzenlemesi, bunların uzunluklarının değiştirilmesi ve bu değişimin belli bir süreliğine muhafaza edilmesiyle; bunun yanında zihnin de bu sürece dahil edilmesiyle mümkündür. nefesin bu bileşenleri hem uzun hem de bütünlük içinde olmalıdır. ardından nefes, bilinç seviyesinin sınırlarını aşar. düzenli pranayama çalışması, algının açık ve seçik olmasına ket vuran engelleri azaltır. ve zihin artık seçilen hedefe doğru yönelme sürecine hazırdır. duyuların dizginlenmesi, zihin seçtiği yönden sapmadığında ve duyular etraftaki farklı nesnelere kayıtsız kalıp sadık bir şekilde zihnin yönünü izlediğinde gerçekleşir. ardından duyular denetim altına alınır.

    vıbhutıpadah
    zihnin, kişinin erişimindeki birçok olası nesneye karşın tek bir nesneye yönelmesi mümkün hale geldiğinde yönlendirilme becerisine (dharana) erişmiştir. ardından zihinsel aktiviteler yalnızca bu nesneyle bağlantılı olarak kesintisiz bir akış oluştururlar. çok geçmeden kişi nesneyle öylesine içli dışlı olur ki ortada apaçık olan kavrayıştan başka bir şey kalmaz. sanki kişi kendi kimliğini yitirmiş gibidir. bu, anlama yetisinin yöneldiği nesneyle tamamen bütünleşmesidir (samadhi). bu süreçlerin sürekli olarak ve özellikle aynı nesneye yönlendirilmesine samyama denir. seçilen bir nesne üzerine samyama, nesneye ilişkin bilginin tüm yönlerini kavramaya götürür. samyama, aşama aşama geliştirilmelidir. yoganın ilk beş bileşeniyle karşılaştırıldığında (sutra 2.29) sonraki üçü ( sutralar 3.1,2 ve 3) daha girifttir. zihnin her tür izlenimden uzak olduğu ve erişiminin ötesinde hiçbir şeyin bulunmadığı durum (nirbijah samadhi), zihnin bir amaca yönlendirildiği (samadhi) durumdan daha karmaşıktır. zihin, iki ayrı eğilime dayanan iki duruma girebilir. bunlar dikkatin dağılması ve dikkattir. ancak herhangi bir anda bunlardan yalnız biri üstün gelir ve bu durum kişinin davranış, tutum ve ifadelerini etkiler. sürekli ve kesintisiz bir pratikle zihin uzun süre dikkat durumunda kalabilir. zihin, yoğun konsantrasyon hali ile alternatif nesnelerin dikkati çekebildiği durum arasında geçiş yapar. zihin, nesneyle bağın tutarlı ve sürekli olduğu bir aşamaya ulaşır. dikkati dağıtan şeyler görünmez olur. farklı zihin durumlarının olduğunun kabul edilmesi gibi (zihinde ortaya çıkan tutumlar, olasılıklar ve kişideki davranış örüntülerine karşılık gelen durumlar) tüm algı nesnelerinde ve duyularda böylesi değişimlerin olduğu söylenebilir. bu değişimler farklı seviyelerde olabilir ve zaman ve zeka gibi dış faktörlerden etkilenebilir. bir madde tüm özelliklerini içerir ve aldığı özel forma bağlı olarak bu forma uygun karakteristikler görünü olacaktır. anak madde hangi hale geçerse geçsin, hangi karakteristikleri sergileniyor olursa olsun tüm karakteristiklerini içeren bir temel vardır. bunların bazıları geçmişte görünmüştür, bazıları şu anda görünüyordur ve diğerleri de gelecekte kendilerini açığa çıkaracaklardır. değişimin düzen ya da sırası değiştirilerek, bir örüntünün kendine has nitelikleri farklı bir örüntüye dönüştürülebilir. değişim süreci ve sürecin zamandan ve diğer etmenlerden nasıl etkilenebileceği üzerine samyama, geçmişe ve geleceğe yönelik bilgiyi geliştirir. dil, fikirler ve nesne arasındaki etkileşim üzerine samyama, nesnelerin kendine ait özelliklerini, onları betimleme yollarını, fikirleri ve onları betimleyenlerin zihinlerindeki kültürel etkileri incelemektir. bu sayede kişi dilbilimden, kültürle ilgili ve diğer tüm manilerde bağımsız olarak doğru ve etkin bir iletişim yolu bulabilir. bir kimsenin eğilimleri ve alışkanlıkları üzerine samyama, kişiyi kökenine götürür. sonuç olarak kişi geçmişine dair derin bilgi edinir. kişinin zihninde ortaya çıkan değişiklikler ve bunların sonuçları üzerine yapılan samyama, başkalarının zihin durumunu zekice gözlemleme yeneteği geliştirir. hayır. bir kimsenin zihin durumunun nedeni, bir başkasının yaptığı gözlemin dışındadır. bedenin özellikleri arasındaki ilişki ve onları neyin etkilediği üzerine samyama, kişinin çevresiyle öylesine birleşmesini sağlar ki kişinin formu ayırt edilemez bir hal alır. eylemlerin sonuçları hemen ortaya çıkabilir ya da gecikebilir. bunun üzerine samyama, kişiye gelecek eylemlerinin seyrini hatta kendi ölümünü dahi tahmin etme becerisi verebilir. sıcakkanlılık, merhamet ve gönül hoşluğu gibi birbirinden farklı nitelikler, samyama aracılığıyla araştırılabilirler. dolayısıyla kişi seçtiği bir niteliği nasıl güçlendireceğini öğrenebilir. bir filin fiziksel gücü üzerine samyama kişiye bir filin gücünü verebilir. zihni yaşam gücünün kendisine yönlendirmek ve samyama aracılığıyla bu yönde kalmak, hoş incelikleri gözlemleyebilme ve derinlemesine gözlemi önleyenin ne olduğunu anlayabilme becerisiyle sonuçlanır. güneş üzerine samyama gezegen sistemine ve evrendeki bölgelere dair geniş bilgi verir. ay üzerine samyama farklı zamanlarda yıldızların konumu üzerine kapsamlı bilgi verir. kutup yıldızı üzerine samyama yıldızların bağıl hareketlerine dair bilgi verir. göbek deliği üzerine samyama, bedenin bir çok organına ve onların yaradılışına dair bilgi verir. boğazı samyama için araştırma noktası olarak kullanmak, susuzluk ve açlığa dair kavrayış sağlar. böylelikle, kişi aşırı belirtileri kontrol edebilir. farklı fiziksel ve zihinsel durumlarda göğüs bölgesine yönelik samyama ve burada hissedilenlerin araştırılması, kişiye çok stresli durumlarda dahi kararlı ve sakin kalmanın yollarını sunar. bir kişideki yüksek zekanın kaynağı üzerine samyama, normalin üstünde kabiliyetler geliştirir. her şey anlaşılabilir. her denemeyle yeni ve kendiliğinden bir anlayış doğar. kalp üzerine samyama, mutlak surette zihnin niteliklerini açığa çıkarır. değişime tabi olan zihin ve değişime tabi olmayan algılayan bir yakınlık içindedir ama birbirine uzak ve farklı karakterlere sahiplerdir. zihin dışarı yönlendirildiğinde ve oradaki nesnelere yönelik mekanikleşmiş eylemler içinde olduğunda ya hoşnuttur ya da acı çekmektedir. ancak kişi algılayan ve algı arasındaki bağın doğasını araştırmaya doğru zamanda başladığında, zihin dışsal nesnelerden kopar ve orada bizzat algılayan kavramaya başlar. ardından kişi olağanüstü bir algılama yeterliliği edinmeye başlar. dikkat dağınıklığı durumuna geri dönebilecek bir kişi için samyama ile edinilen bu olağanüstü bilgi ve beceriler sahip olmaya değerdir. ama sürdürülebilir bir yoga durumundan başka bir şey aramayanlarda samyamanın sonuçları bizzat birer engeldir. bu değişmez durumun sebebi sorgulandığında, zihnin bireyle ilişkilendirilmesi ve söz konusu değişmezliği esnetmenin yollarının sınanması yoluyla, kişinin sınırlarının ötesine ulaşması için büyük bir potansiyel doğar. duyumları bedenden zihne taşıyan güçler üzerinde ustalaşarak, dış uyaranlara hükmetmek mümkündür. örneğin bir insan her sıcaklıktaki suya ya da dikenlerin etkilerine dayanabilir, sabit olmayan yüzeylerde yürüyebilir hatta kendini bir balon kadar hafif hissedebilir. samanada ustalaşarak kişi aşırı sıcaklık hissini deneyimleyebilir. işitme duyusu ve uzay arasındaki ilişki üzerine samyama, işitme duyusunu olağanüstü şekilde geliştirir. beden ve uzam arasındaki ilişki üzerine samyama ve havada süzülebilen pamuk gibi nesnelerin özelliklerinin incelenmesiyle, uzamdaki hareketin bilgisine erişilebilir. bu fenomenin sınanması ve zihnin algıyı bozmadığı şartların oluşturulmasıyla, kişinin diğer kişilerin zihinlerini irdeleyebileceği olağanüstü bir yeti ortaya çıkar. buna ek olarak doğru algıyı gizleyen bulanıklıklar da en aza iner. maddenin tüm haş, görünüş ve kullanımlarının kökeni üzerine samyama, elementler konusunda ustalığı geliştirir. elementler üzerine yetkin olunduğunda, kişi artık onlardan rahatsız olmaz. beden kusursuzluğa erişir ve olağanüstü kabiliyetler olanaklı hale gelir. bedenin mükemmel olması; iyi bedensel özelliklere sahip olma, başkalarına çekici gelme, fiziksel dayanıklılık ve olağandışı fiziksel güç anlamına gelir. duyuların ilişkili oldukları nesneleri gözlemleme kabiliyeti, bu nesnelerin nasıl anlaşıldığı, kişinin nesneyle nasıl özdeşleştiği; nesnenin, duyuların, zihnin ve algılayanın birbiriyle nasıl ilintili olduğu ve böylesi bir algının nasıl sonuçlanacağı üzerine yapılan samyama ile duyular üzerinde ustalığa erişilir. ardından, duyuların tepkisi zihninki kadar süratli olur. keskin bir şekilde algılarlar ve kişi elementlerin niteliğini etkileme yeterliliğine sahip olur. algılayan ve zihin arasındaki farka dair berrak bir anlayış olduğunda, tüm zihin durumları ve onları etkileyen şeyler bilinir. sonra da zihin, bilinmesi gereken şeylere ilişkin hatasız bir algı için kusursuz bir araca dönüşür. yoganın son hedefi özgürlük, yalnızca olağandışı bilgiyi edinme arzusu reddedildiğinde ve engellerin kaynağı tamamen kontrol altına alındığında elde edilir. samyama aracılığıyla bilgi edinmenin bir sonucu olarak saygın bir statüyü kabul etmenin cazibesi zapt edilmelidir. yoksa kişi, yogaya ket vuran engellerden doğan aynı kötü sonuçlara maruz kalır. zamanında samyama yapılması ve sürdürülmesi, mutlak berraklık getirir. bu berraklık, ayrım belirgin değilken dahi nesneleri birbirinden ayırabilmeyi mümkün kılar. bariz bir benzerlik, kişiyi seçili nesneye dair ayrık bir algıdan vazgeçirmemelidir. böylesi bir berraklık hiçbir nesnenin, özel bir durumun ya da anın dışında değildir. ardışık bir mantık sırasının sonucu da değildir. dolaysız, anlık ve bütüncüldür. özgürlük, zihin ile algılayan tam bir özdeşliğe sahip olduğunda vardır.

    kaivalyapadah

    istisnai zihinsel kabiliyetler şu şekilde edinilebilir: genetik miras, vedalar'da sözü geçen bitkilerin kullanımı, büyü yapılması, kati surette kanaatkarlık ve dikkst dağınıklıkları olmadan zihnin nesneyle bir olduğu durum (samadhi). bir özellikler dizisinden bir başkasına geçiş, esasında maddenin temel niteliklerinin ayarlanmasıdır. ama böylesi bir zeka yalnızca belirli meydan okumaların önündeki engelleri kaldırabilir. onun rolü, suya ihtiyaç duyulan bir tarlaya su gelmesi için barajı bozan bir çiftçininkinden fazlası değildir. istisnai zihinsel yetilere sahip olan bir kişi, başka varlıkların zihin durumunu etkileyebilir. bu etkiler alıcının durumuna da bağlıdır. zihni dhyana durumundaki bir kişinin bir başkası üzerindeki etkisi, kaygıyı ya da diğer engelleri hiçbir şekilde artıramaz. aksine tüm bunlar azalır. ve istisnai kabiliyetleri olan başkaları öyle ya da böyle bir güdülenmeyle eylemde bulunurken, onlar hiçbir güdülenme olmadan eylemde bulunurlar. çünkü zihnin, yanılma gibi beş engel temelinde eylemde bulunmaya olan eğilimi ortadan kalkmadığından, hoş olmayan sonuçlar yarattıkları gelecekte gün yüzüne çıkacaktır. bellek ve gizli izlenimler, güçlü bir şekilde birbirine bağlıdır. bu bağ benzer eylemler arasında bir zaman, mekan ya da bağlam boşluğu olsa dahi varlığını sürdürür. insanlarda her zaman güçlü bir ölümsüzlük arzusu olmuştur. bu yüzden bu izlenimler herhangi bir zamana yorulamaz. bu eğilimler yanlış anlamalar, dış uyaranlar, eylemlerin getirilerini önemseme ve hiperaktiviteyi teşvik eden zihin yapısıyla korunur ve sürdürülür. bunların azaltılması istenmeyen baskıları kendiliğinden etkisiz hale getirir. gözden kaybolan şey kadar ortaya çıkabilecek olan şeyin tözü de her zaman mevcuttur. belli olup olmamaları değişimin yönüne bağlıdır. belirli özelliklerin ortaya çıkıp çıkmayacağı üç özelliğin dönüşümüne bağlıdır. herhangi bir zaman dilimi içinde bir maddenin sahip olduğu kendine has özellikler aslında bu niteliklerdeki basit bir değişimdir. gözlemcinin farklı zihinsel durumlarına bağlı olarak bir nesnenin özellikleri de farklı görünür. eğer nesne, belirli bir kişinin zihnindeki bir kavram olsa; kişinin onu algılamıyorken de var olur muydu? bir nesnenin algılanıp algılanmayacağı onun erişilebilirliğine olduğu kadar kişinin güdülenmesine de bağlıdır. zihinsel etkinlikler her zaman, değişmeyen ve zihnin efendisi olan bir algılayan tarafından tecrübe edilir. buna ek olarak zihin algılanan şeyin bir parçasıdır ve kendi başına algılayacak güce sahip değildir. zihnin iki rolu oynayabileceğini varsaymak kabul edilemez çünkü aynı zamanda hem üretip hem de ne ürettiğini göremez. böylesi anlık zihin geçişleri olan birinde belleğin tutarlılığını muhafaza etmede kargaşa ve zorluk olur. zihin dışarıdaki nesnelere bağlı olmadığında ve algılayana dışsal bir form atfetmediğinde, kendisini algılayanın formunu alır. dolayısıyla zihin iki amaca hizmet eder. dışsal olanı sunduğu algılayana hizmet eder. aynı zamanda kendisini, aydınlanması için algılayana sunar. zihin farklı türlerde çeşitli izlenimler biriktirmiş olsa da her zaman algılayanın tasarrufundadır. çünkü zihin algılayanın gücü olmadan işlevsizdir. olağanüstü berraklığa ulaşan kişi, algılayanın doğasını bilme arzusundan kendini özgürleştirmiş olandır. ve onların zihin berraklığı, onları tek bir tasaya götürür; özgürlük durumuna erişmek ve orada kalmak. düşük bir ihtimalle dikkatin bu amaçtan uzaklaşması halinde rahatsız edici geçmiş izlenimler gün yüzüne çıkabilir. kişi küçük hatalara dahi asla yer vermemelidir çünkü onlar da beş engel kadar zarar vericidir. orada her zaman, her şeye ilişkin tümüyle berrak bir zihin durumu doğar. saf arınmışlığın yağması gibidir. bu aslında temelini beş engelden alan eylemlerden özgürleşme halidir. zihin algıya engel olan pustan kurtulduğunda, her şey bilinir, bilinecek başka bir şey kalmaz. üç temel nitelik, birbirini izleyen acı ve hoşnutluk silsilesini takip etmeye son verir. silsile, bir özelliğin bir başkasının yerini almasıdır. bu, an ile bağlantılıdır. bir özelliğin yerine bir başkasının geçmesi aynı zamanda anın da temelidir. yaşamın en yüksek gayesine ulaşıldığında, üç temel nitelik zihinde tepkiler harekete geçirmez. bu, özgürlüktür. başka bir deyişle, algılayan artık zihin tarafından renklendirilmez.
  • patanjali tarafından yazılmış, yoganın kadim bilgilerinin yer aldığı kitap. türkçe'ye ilk olarak hindolog korhan kaya tarafından çevrilmiştir.
    eğitimden yeni mezun olduğumda yoga sutra'yı, mircea eliade'ın yoga kitaplarını almış ve okumaya çalışmıştım, kısmen okumuştum -fakat sayılmaz, çünkü her şey fazla havada kalıyordu benim için, pratikte karşılığı olmadığında tam olarak hayatımıza dahil edemiyoruz bana sorarsanız. tecrübe etmediğimiz için, okuduklarımız ve sonrasında paylaştıklarımız ezberden geliyor, sadece içi boş tekrara dönüyor. yoga sutra, yoga pratiği yaptıkça ve bilgiyi dışardan değil de içerden duymaya başladığımızda ancak kavranabiliyor bence -evet, okuduğumuz cümle çok düz, hatta dümdüz, nasıl anlaşılmaz olabilir ki diyorsanız, okuduklarımıza rağmen hayatımızda dönüştüremediklerimize bakmamızı salık veririm.
    bir süre sonra yoga sutra'yı bir kenara koydum, fakat okuduğum her şeyde yoga görmeye başladım. işte mesela, yerdeniz'de (bkz: #127606324). yoga pratiği derken, hayatla iç içe olan pratik kısmını da gözden kaçırmamak lazım.
    sonra bir gün, özgecan tapa'nın defne suman'la yaptığı podcasti dinlerken, özgecan yeni yoga hocalarına ne okumayı tavsiye edersiniz sorusunu yönelttiğinde defne hoca, “bol bol edebiyat okusunlar” cevabını vermişti. aklımda kendi çıkarımımı dair bi soru işareti var idiyse de, artık kalmamıştı.

    edit: daha anlaşılır bir kaynak, pingala yayınlarından çıkan chip hartranft'ın “patanjali'nin yoga sutra'sı” kitabı, yoga sutraların yorumlarını da içeriyor.*
  • çetin çetintaş'ın türkçeye kazandırdığı ve detaylı bir şekilde açıklayarak, metinlerin derinliklerine inmemize olanak sağladığı bir baş yapıt. bir yogi tarafından açıklamalarla çevrilmiş olması, sutraların anlaşılması adına çok büyük bir değer. türkçede kıyaslanabilecek, yakınından bile geçebilecek ikinci bir yoga sutralar çevirisi yoktur. olduğunu iddia eden konudan oldukça uzaktır.
  • zeynep aksoyun youtube kanalında chip hartranf'ın çevirisi ve yorumunu üzerinden detaylı olarak incelenen, patanjali tarafından kaleme alınmış eserdir.
hesabın var mı? giriş yap