*

  • mr and mrs brown ile baslamak onerilir. bulunabilirse, zulal balpinar'in muhtesem trt ingilizce ders programlari izlenmelidir. hic biri yoksa, eve bir adet petek dincoz kaseti alinir, ezberlemeye baslanilir, haydi, hep beraber you're just foolish kasanova... hayir, elbette, ingilizce sadece bu sozlerden ibaret degildir, arzu ederseniz hemen ardindan mustafa sandal'in moonlight'iyla devam edebilirsiniz. bir sonraki adim vatan sasmaz tarafindan bizzat denenmis sabah'in ingilizce egitim seti olmalidir.
  • sözlüğe bakıp çeviri yapmayın.

    (bkz: chicken translate)
  • büyük harfle yazarken ı, küçük harfle yazarken i kullanın yeter.
  • "derdimi anlatabiliyorum"; "pre-intermediate", "upper-intermediate" gibi bir seviye değildir.
  • wikipedia'da yazdığına göre ingilizceyi ana dil olarak 400 milyon kişi, ikinci dil olarak da 1 milyarı aşkın kişi -en az basit seviyede- konuşabilmekteymiş. bu 1 milyarın yarısının iki cümle kurup ingilizce konuşabildiğini düşündüğünü varsayalım. öyle olsa, geriye kalan 500 milyon kişi ikinci dil olarak öğrenmesine rağmen kendini yeterli seviyeye getirebilmiş demek ki.. bu bilgiden yola çıkarak şöyle düşünmek lazım bence; ingilizce öğrenmek atla deve değil. çoğumuz o 500 milyon kişiden daha az zeki ya da yetenekli değiliz. bir süreç ve biraz emek verme meselesidir bu iş. olmayacağını, yapamayacağınızı düşündüğünüzde aklınızda bulunsun, yanılıyorsunuz..
  • ingilizce "kilic" anlamina gelen "sword" kelimesi, "sğoord" diye okunur/soylenir. "svord" diyenlerin arkasinda ben bitiyorum bir anda, katanamlan beraber.
  • ingilizce öğrenmek ve hakkıyla konuşabilmek için kurslara, dil okullarına kayıt yaptırıp, dünya kadar para bayılmak günümüz koşullarında yeterli olmamaktadır, eğer üniversite'de bölüm seçmediyseniz üniversitelerin %100 ingilizce ders veren bölümlerini tercih etmeniz önerilir, eğer yurdum gençleri özel üniversite düşünüyorsa, hazırlık okullarına hiç milyarlar kaptırmasınlar, yurtdışında bir dil kursuna kayıt yaptırıp ingilizceyi çatır çatır yerinde öğrendikten sonra, okullarına gelip ilgili programa devam etsinler, hem 4 sene boyunca pratik yapmış olacaklar, hem de meslekleriyle ilgili öğrenecekleri her yeni kelime onlara çerez gibi gelecektir.
  • "how old are you?" "nasılsın?" demektir, cevabı "fine thanks and you" şeklinde verilir.
  • sevdiğiniz ingilizce şarkıların lyrics'lerini bulun ve bunları okuyarak şarkıya eşlik edin.. hem telaffuzunuza yardımcı olur hem de kelime öğrenmenize..
hesabın var mı? giriş yap