• rüzgarı kovan adam...
  • saniye gostermeyen bir saatin iki ibresinden buyugu.
  • procellaridae(fırtınakuşları) familyasından, kanatları sivri, siyahımsı veya kül rengi gövdeli bir deniz kuşu. lat. puffinus yelkouan
  • şair - filozof özdemir asaf'ın şiilerinde ve düşüncelerinde;
    70 li yıllarda bebek'teki şimdi adlı biblio barında;
    olan saatlerde;
    olmayan kol.
    akrep de hiç olmamıştır.
  • bir yakışan, neden çünkü herkesin sevgilisi..
  • ilki 2005 şampiyonlar ligi finalinin olduğu geceye denk gelen, ikincisi ise 18 kasım 2005 akşamı hak ettiği kalabalık seyirci kitlesine karşı sergilenen, odtü thbt'nin son zamanlardaki en görkemli, en başarılı ve benim ikisini de izleme fırsatı bulduğum gösterisi.
    iki bölümden oluşan bu gösterinin ilk bölümünde, lâl bağlama dörtlüsü tarafından insan ömrünü ve yaşam döngüsünü anlatan türküler çalınıp söylenmiş; ikinci bölümde de güzel bir koreografi ile bu döngü ve insanoğlunun yaşam mücadelesi değişik yörelerimizden figürlerle canlandırılmıştır.
  • bu ay ilk sayisi cikacak olan, genel yayin yonetmenligini hurriyet yasar ve kadir yuksel in yaptigi iki aylik edebiyat dergisi.
  • ilk sayısı çıkan güzel dergi. tüm bayilerde var, alıp destek olmalı. geniş bir yazar kadrosuna sahip.
  • ilk sayfasında "yelkovan ticari amaçlı bir dergi değildir" yazan 6 ytllik (ebenin a..) bir meblağla elde edilen simgesi kuş olan bi dergidir, belki 6 çokmu lan diyenler olur baskının fotokopiden hallice olduğunu belirteyim...
    ve öyle bi edebiyat dergisiki kelimeyi cümle içinde kullanıp halk tabiriyle "edebiyat yapma lan bana" da ki edebiyatın anlamı bu dergi için tam yerine oturmaktadır... şimdi "daha bismillah lan ilk sayıdan dur hele bi" demekde istiyorum kendime ama mümkünatı yok, e kardeşim vicdan sahibiysen otur düşün sen özdemir ince gibi ateol bahremoğlu gibi adamlardan ilk sayına yazı al konuda edebiyat ve güncellik olsun, tut ahmet adagibi adamdan şiir diye ne kadar kıyıda köşede kalmış şiir varsa onu al koy dergiye yani neticede olmamış.
    neyse birazda içerik vereyim:
    derginin ilk sayısı 112 sayfa olup 22 sayfası edebiyat ve güncellik konusuna, 32 sayfası baba ve piç romanının incelenmesine ayrılmış, zaten öteki şiirler allaha havale, dergide tek güzel olan şey öykülerdi onlarda 15-20 sayfayla azınlıkta kalmakta.
    velhasıl 6 milyon piç oldu zaten bu kadar yazıyıda yazdıran o oldu.
  • thbt'nin 2005 yılında sahneye koyduğu, geleneksel halk oyunları anlayışına bir tepki olarak sunulan, öncesinde (bkz: lal baglama dortlusu) tarafından konuya uygun bir konserle açılışını yaptığı temalı gösteridir.

    alıntıdır:
    insan hayatını halk oyunları figürleriyle anlatmaya çalıştığımız gecede alışılmışın dışında, thbt'ye özgü bir tarzla çıktık sahneye. kostümünden ışığına, müziğinden kurgusuna gecenin her bölümünde thbt'li emeği vardı. yaşamın başından sonuna dek geçe tüm evreleri; sevgiyi aşkı, düşmanlığı kini, düğünü ölümü, kavgayı dövüşü atalarımızdan bizlere kalan figürlerle yansıtmaya çalıştık. geleneksel halk oyunları çizgilerine bir tepki niteliğinde doğan yelkovan'da oyuncular tiyatral öğeler yardımıyla oyunu gerçekten hissetmiş ve izleyenlere de aynı hissi vermiştir. hazırlıklara kurulan komitenin senaryo yazmasıyla başlandı. bunun için edirne'den bingöl'e bu geniş coğrafyadaki zengin kültür incelendi, edinimler tartışıldı ve sonuçlara göre bir senaryo oluşturuldu. sonrasında oyunculara senaryo anlatıldı ve figür çalışmalarına başlandı. zamanla sahne düzenlemesi ve tavır çalışmalarına geçtik. tavır çalışmaları ve sahne provalarıyla hazırlıklar sona erdi ve her köşesinde thbt'nin adını taşıyan bir gösteriye daha imza attık.

    insan hayatının döngüsel yapısını anlatan gösteride önce ana karakterimiz dünyaya merhaba der. bu, başrol oyuncusunun, anne ve baba rolündeki oyuncuların tuttuğu çarşafın içinden çıkmasıyla sembolize edilir. kahramanımız babasından aldığı meşaleyle sahnedeki mumları yakarak- dünyayı keşfetmeye başlar. bu sırada gelecekteki en yakın dostuyla tanışır. gittikçe arkadaşları artar. gün gelir, çevresindeki büyüklerin üretimine tanık olur ve o da üretmeye başlar. ancak dünyanın adil olmadığını henüz öğrenmemiştir. kötüler veya yalnızca ("ötekiler"-üretemeyenler) gelir (sahnede bingöl kartal oyunuyla anlatılır); ürettiklerinin yarısını alır ve giderler. emeğini yitirmek esas oğlanımızı derinden yaralar (sahnede ağıtla anlatılır) ancak yaşamak için üretmeye devam etmek zorundadırlar. bu üretim sırasında yaşamını birleştireceği kızla tanışır. evlenmeye karar verir, düğün hazırlıklarına başlarlar. kötüler düğünü basar. ancak "iyiler" bu sefer teslim olmazlar ve kötüleri uzaklaştırırlar. aylar geçer, esas kız hamile kalır. iyiler yine tarlada çalışırken kötüler bir daha sahneye çıkar. artık kora kor mücadele zamanı gelmiştir (sahnede hakkari şerre oyunu ile savaşılır). ölen ölür, kalan kötüler kaçar ve sahnede yine bir doğum sahnesi canlandırılır. esas oğlan ve esas kızın tuttuğu çarşafın içinden bir kız çocuğu dünyaya merhaba der. yeni bir döngü başlar

    kaynak: http://www.thbt.metu.edu.tr/yelkovan.htm
hesabın var mı? giriş yap