• feroz ahmad'ın modern türkiye'nin oluşumu adlı kitabını da çevirmiştir. harbiye nazırı enver paşa'yı savaş bakanı olarak çevirmiştir. çevirdiği kitapların üstüne çevirmen olarak adının yazılmasını ister. sanırım, akıllı okuyucuyu önceden uyarmak için böyle yapmaktadır.
  • aşağıda belki tamamını listeleyemeyeceğim pek çok kitap çevirmiş deneyimli çevirmen. bunca çeviri yapıp da eleştiri diye buluna buluna "art." (article) kelimesindeki noktayı ıskalayıp art=sanat diye çevirmesi ve harbiye nazırı yerine kelime tercih hakkını kullanıp savaş bakanı demesinin bulunabilmesine, bunlar gerçekse bile* sevinmesi gereken meslektaş. çeviri faaliyetindeki yoğun zihinsel emek göz önüne alındığında bütün kitap çevirmenlerinin haklı ve ortak talebi olan, ama piyasada henüz sağlam bir yer edinememiş çevirmenlerin dile getiremedikleri, kapakta çevirmen adının yer alması talebinin takipçisi olması ayrıca takdire şayan.

    1951'de pazarviran'da (kayseri) doğmuş. ilkokulu balıkesir, edirne ve ankara'da tamamlamış. yenişehir koleji, aitia ekonomi ve maliye bölümü ile aü eğitim bilimleri fakültesi halk eğitimi bölümü'nü bitirmiş. dev-genç ve adyöd gibi gençlik örgütlerinde çalışmış.

    sürekli devrim, ilk adım, saçak, sosyalist birlik dergilerinin yayın kurullarında yer almış. 1986'da birleşik sosyalist parti'nin yönetim kurullarında ve parti meclisinde yer almış. özgürlük ve dayanışma partisi ankara il yönetim kurulu üyeliği yapmış.

    yayına hazırladığı çeviriler dışında, bizzat çevirdiği kitaplar:

    - hınçla sevmek-kadınlar için kitlesel fantazi üretimi (tania modleski'den çeviri, pencere yayınları, 1982)
    - fransa'da sınıf mücadelesi 1793-95 (daniel guerin'den çeviri, yazın dergisi yayınları, 1986)
    - lübnan'da iç savaş (b. j. odeh'ten çeviri, belge yayınları, 1986)
    - uzun savaş-salvador'da diktatörlük ve devrim (james dunkerley'den çeviri, belge yayınları, 1987)
    - marks, freud ve günlük hayatın eleştirisi (bruce brown'dan çeviri, ayrıntı yayınları, 1989)
    - komintern'den kominform'a (2 cilt) (fernando claudin'den çeviri, belge yayınları, 1990)
    - marksizm ve parti (john molyneux'den çeviri, belge yayınları, 1991)
    - tarihin ironileri stalin'den brejnev'e sovyetler birliği (isaac deutscher'den çeviri, belge yayınları, 1991)
    - komünizmin abecesi (nikolay i. buharin, yevgeniy a. preobrajenskiy'den çeviri, belge yayınları, 1992)
    - arap dünyasında din ve siyaset (nazih ayubi'den çeviri, cep kitapları, 1993)
    - balkanlar-çatışan azınlıklar, çatışan devletler (hugh paulton'dan çeviri, sarmal yayınevi, 1993)
    - gericiliğin retoriği (albert o. hirschman'dan çeviri, iletişim yayınevi, 1994)
    - kürtler (speri krevenbroek'den çeviri, cep kitapları, 1994)
    - işçi hareketi, marksizm ve ulusal sorun (horace b. davis'ten çeviri, belge yayınları, 1994)
    - soğuk barış-abd, almanya ve japonya arasındaki hegemonya savaşı (jeffry e. garten'den çeviri, sarmal yayınevi, 1994)
    - ulusal ve uluslararası hukuk sorunu olarak jenosid (vahakn n. dadrian'dan çeviri, belge yayınları, 1995)
    - erkek olmak (david cohen'den çeviri, alan yayıncılık, 1995)
    - modern türkiye'nin oluşumu (feroz ahmad'dan çeviri, sarmal yayınevi, 1995)
    - kapetanios-yunan iç savaşı 1943-1949 (dominique eudes'den çeviri, belge yayınları, 1995)
    - ispanya'nın kanı-iç savaş deneyimi (1936-1939) (ronald fraser'dan çeviri, belge yayınları, 1995)
    - post modernist burjuva liberalizmi (jürgen habermas, richard rorty, ernesto laclau, andre gorz, simon during, thomas d., (derleme, sarmal yayınevi, 1995)
    - marksizm ve modernizm-lukacs, brecht, benjamin ve adorno üzerine bir tarihsel inceleme (eugene lunn'dan çeviri, alan yayıncılık, 1995)
    - gelecek vizyonları-uzak geçmiş, dün, bugün, yarın (robert heilbroner'den çeviri, cep kitapları, 1996)
    - arap halkları tarihi (albert hourani'den çeviri, iletişim yayınevi, 1997)
    - modern türkiye'de örtünme sorunu resmi laiklik ve popüler islam (elisabeth özdalga'dan çeviri, sarmal yayınevi, 1998)
    - marx'ın özgürlük etiği (george g. brenkert'den çeviri, ayrıntı yayınları 1998)
    - modern türkiye'nin oluşumu (feroz ahmad'dan çeviri, kaynak yayınları, 1999)
    - dünyayı değiştirmek üzerine (michael löwy'den çeviri, ayrıntı yayınları, 1999)
    - silindir şapka, bozkurt ve hilal-türk ulusçuluğu ve türkiye cumhuriyeti (hugh poulton'dan çeviri, sarmal yayınevi, 1999)
    - evrenin efendileri? nato'nun balkan seferi, (derleme, om yayınevi, 2001)
    - köpek ansiklopedisi (gino pugnetti'den çeviri, arkadaş yayınları, 2001)
    - marksizm, ahlak ve toplumsal adalet (r. g. peffer'den çeviri, ayrıntı yayınları, 2001)
    - psikolojiye giriş (rita l. atkinson'dan çeviri, arkadaş yayınları)
    - kısa 20. yüzyıl 1914-1991 aşırılıklar çağı (eric j. hobsbawm'dan çeviri, sarmal yayınevi)
    - post komünizm (leslie holmes'dan çeviri, doruk yayıncılık, 2002)
    - anarşizmin tarihi (peter marshall'dan çeviri, imge kitabevi yayınları, 2002)
    - tek dünya-küresel kapitalizmin manik mantığı (william greider'den çeviri, imge kitabevi yayınları, 2003)
  • red dergisinde ki yazıları da çevirileri kadar başarılıdır.
  • bir kalem erbabı. yavuz alogan'ın kaleminden çıkıp da okurken müthiş bir tarihi/politik/edebi doyuma ulaşmadığım, zevkten dört köşe olmadığım yazı yok arkadaş, yok!

    şu aralar -sanırım çeviri yapmaktan arta kalan zamanında!- sol ve yurt gazetelerinde, ayrıca red dergisinde yazıyor. çok güzel yazıyor!

    hakkında iki cümlecik yazarak haksızlık ettim, affola!
  • sol'da yazdğı yazı sol'un .....(gerçekten sıfat bulamadım hiçbir şey oturmadı)'sını çok güzel göstermiştir.

    kürt hareketine sığ demiş ama gezi direnişini destekleyenlerden gelen arasında okuduğum en sığ yazı kendisinindir.

    kürt hareketini oluşturan bir sürü ayak vardır, bunlardan birisi de onlarca yıldır travmatize olmuş bir halkın öfkesidir. öfke iyidir tabiiki de "travmatize olmuş" kısmını da kimse unutmasın. kendisi 31 mayıs gecesinde hangi caddede direniyordu bilmiyorum ama benim olduğum yer "mustafa kemal'in askerleriyiz" ile inliyordu. o direnişteki insanların çoğunluğu, onlarca senedir kürtlere işkence yapan öldüren askerler olduklarını büyük bir coşkuyla bağırıyorlardı. kim bir çırpıda insanlara kap eline öcalanın bayrağını, git barikatın arkasına kitleye katıl diyebilirdi? denseydi ne olurdu peki?

    soruyorum çünkü daha 2 haziran'da bdp bayrakları alana girdiğinde, faşistlere karşı canlı kalkanlar olmak zorunda kalınıldı. yavuz bey'in gözleri bunu görmedi mi? her allahın gecesi faşistlerin bdp'lielri taciz ettiğini görmedi mi? hala bir sürü insanın gezi parkına saldırı olmasının nedeninin öcalan bayrakları olduğunu ve içten içe buna hak verdiklerini görmedi mi?

    öcalan'ın mesajı talihsizdir, kötüdür. gerçekten üzerine ne diyebileceğim konusunda fikrim yok. şu da bilinmeli ki ezberi bozulan, afallayan kürtler artık yerini belli etmiştir, açıklamaları gezi direnişini destekleyen, kardeşlik duygusu yükselten sözcüklerdir. yazı da sanki hiç desteklenmemiş gibi bir intiba bırakılmış doğru değildir.

    zaten direniş sürecinde ezberi bozulmayan, siyasi omurgası çatırdamayan kaldı mı ki? ben şahsen dsip'in elle tutulur açıklaması gördüm, önemli bir mucizeydi bu ve direniş sayesinde oldu.

    kürt arkadaşlarımız bizi anlasın tabii, ama biz de kürt arkadaşlarımızı anlayalım.

    not: ciddi ciddi halkın bayrağı derken neyi kasttetiğini merak ediyorum. o kanlı bayraktan bahsediyorsa kürt hareketini bilemem ama ben o bayrağının altına girmem. tomanın üstünde, tankın üstünde, akplinin evinde, ırkçı tepkilerin arka plan görüntüsü olan bayrakla sorunum var. ben mor bayrağımla, kızıl bayrağımla, çark çekicimle, kara bayrağımla giderim yeter bana, bayrakta birleşmesem de olur.

    not:2: kürt hareketi zamanında şunu yaptı, bunu yaptı, şöyle işbirliğine girdi kısımlarına girmedim, kürt arkadaşlarımız direnişçileri anlasın(ki sonunu düşününce garip bir başlık) serzenişine siz de kürtleri anlayın, kör olmayın demek istedim.

    not:3: ben de uzun süre kürtleri aradım, geldiklerinde çocuklar gibi şendim. niye geç kaldınız bu kadar diye enselerine şaplak atasım geldi :/
  • alman politika ekonomisti albert otto hirschman'ın yazdığı the rhetoric of reaction* isimli kitabını türkçeye çevirmiş çevirmen.
  • "birkaç yıl içinde bu topraklarda 'sosyalizm' namına herhangi bir görüşü savunmak imkânsız, daha kötüsü anlamsız hale gelebilir. dolayısıyla gericiliği durdurmak için her ne yapılacaksa, türkiye'nin yavaş yavaş içine girmekte olduğu şu interregnum (ara dönem) sırasında, muhalif siyasetlerin bir cephe halinde bir araya gelmesiyle ve kitle hareketiyle yapılabilecektir..."

    yukarıdaki alıntı, yavuz alogan'ın red dergisinin ekim ayında çıkan 83 sayısındaki "biraz hayal gücü, lütfen..." yazısından.

    bol bol okuyalım, eşe-dosta tavsiye edelim.
  • (bkz: #38116761)
  • kemal okuyan kendisine yanıt vermiş:

    “ant”larla arası zaten hiç hoş olmayan biri olarak türkiye’de bugün “ant” üzerinden devrimci bir politika geliştirilemeyeceğine, bu tür bir inatlaşmanın milliyetçi önyargıları canlı tutmaktan başka bir sonuç vermeyeceğine ilişkin fikrimi paylaşabilirim."

    yavuz alogan: “andımız” gibi şeyleri çocukça bulan, küçümseyen ya da alaya alan, lafzına takılan kişiden ne sosyalist ne de devrimci olur."

    yavuz alogan'ın kumda oynamayı reddedip devrimci tutumunda devam etmesi umuduyla...
  • kendisinin anlamadigi bir seyler var sanirim. son yazisini elestirenlerin cogunlugu ve gezi'de direnen sol kesimin geneli oraya gelen milliyetci, kemalist kesimi dislamadi. kimse boyle yapmadi demiyorum, zira onlari orada istemeyenler oldu. ancak cogunlugumuz direnise katilan pek coklarinin sosyalist olmadiginin, bize ters gelen bazi seyleri savunduklarinin farkindaydik.

    yavuz alogan'in yanildigi bir diger noktada su. zannetmiyorum ki hicbir arkadasim, yoldasim, devrim ugruna, ilerilicilik ugruna andaolu'daki etnik temizlige aktif olarak katilmis birisinin yaptiklarini gormezden gelsin. kendisi son yazdiklarinda resmen buyuk gunahlari olan insanlari, buyuk gunahlara sebep olan eylemleri, onlari savunun kitleninin buyuklugunu hatirlatarak benimsememiz veya bunlarin yarattigi rahatsizliklari gormezden gelmemiz gerektigini ileri suruyor.

    kendisine soyle demek istiyorum; sen bizimle tasak mi geciyorsun arkadasim? etnik milliyetciligin daniskasi olan, turkiye'de fasizmin temel dayanaklarindan biri olan, turkiye'nin fasist nesiller yetistirmesine yardimci olan bir metni sirf bu insanlar seviyor diye benimsememiz gerektigine nasil inanmamizi bekliyorsun? ayni sekilde, anadolu'daki etnik temizligin aktif katilimcilarindan, mustfah suphilerin oldurulmesinde rol almis ve baska cinayetleriyle, halk uzerinde yarattigi baskiyla hatirlanan birisini milli mucadelede yaptiklari yuzunden benimsememizi nasil bekleyebilirsin?

    eyyorlamam bu kadar.
hesabın var mı? giriş yap