yavaşlamak

• hızını azaltmak
  tersi: hızlanmak
• eskiden gözden kaçan şeyleri görmemizi sağlayan eylemdir.
  (bkz: farkında olmak)
• bir nev'i negatif ivme
• beyinsel sağalmaları aza inmek, besi değeri yavaşlamak.
  (bkz: destur)
• hızı düşürmek, dolayısıyla farkındalığı arttırmak.
  bakmak ve baktığını görebilmek için hayatta zaman zaman yapılması gereken eylem.
  ve yavaşlayınca kimse bizi geçmez, aksine biz yavaşladıkça geçmememiz gerekenleri görürüz.
• bazen, yaşadığını hissetmenin en güzel yoludur.
• (bkz: yavaslik)
  (bkz: la lenteur)
• yorgunluk kaynaklı ihtiyaç.
  hızlı gidilmesi gereken zamanlarda, bünyenin buna karşı koymasından kaynaklanan negatif durum.
  durup beklemeye kadar varabilen bu halin, zamansız ortaya çıkışları, hayatın gerisinde kalmaya, sonrasındaysa kaçırdıklarına yetişebilmek için daha çok yorulmaya sebebiyet verir. illa yavaşlanacaksa da, hızlanmaya karar verildiği an, aradaki boşluğu doldurmak için çaba sarfedilmemelidir.^*
• birçok sorunu çözebilecek kudrette bir şey bu zıkkım. bir an olsun her şeyi durdurmak ve olanın bitenin çetelesini tutmak lazım. bunca harala gürelenin içinde insan bunu yapamıyor.
  
  oysa azıcık olsa tüm tepkilerini yavaşlatabilsen, algılarını azıcık öne çıkarabilsen ve ondan sonra eylem denen zıkkıma döksen aklından geçenleri, her şey çok daha sağlıklı olacak. ha illa mantıktan geberen, saygın insanlar olmamıza da gerek yok tabii. ama daha az kırıp dökmek, daha az pişman olmak için yavaşlamak lazım.
  
  ama benim gibi heyecan abidesi ayarsız tipler beceremiyor bunu. hemen tepki verip sonrasında pişman olmalar, yaşanmış tüm diyalogları, olayları kafada yeniden yeniden canlandırmalar... ben ömür boyu buna mahkumum.. oysa biraz yavaşlayabilsem, kontollü bir insana dönüşebilsem hayatı kendime de etrafımdakilere de daha yaşanabilir kılacağım.
• hızın hazzını yeterince alamadan gerçekleştiğinde hayal kırıklığına yol açan eylem.