9 entry daha
  • [canlılığın açıklanması bağlamında] hiç bir şekilde var olmayan teoridir, ülkemiz için konuşursak (ki tüm dünya için de konuşabiliriz aslında), bu görüşü savunuyor gibi yapan veya sadece evrim teorisini (bkz: canlılık tarihi) reddeden üç-beş -tahminen müslüman- biyolog (profesör vs. de var içlerinde), sonuçta türlerin bir anda ilahi gücün fiili olarak dünya üzerinde belirivermesini "bilimsel" bir şekilde çalışmayı hiç bir zaman akıllarına getirmemektedir. canlılığın yerzündeki tarihsel-kronolojik görünümlerini-değişimlerini savunacak yaratılış paradigmasına bağlı bir biyoloji projesi üreten yoktur. ortada bu paradigma bağlamında test edilebilecek hipotezler de yoktur. mesela canlılığın tedricen değil de anlık olarak değiştiğini (yoktan anında yaratma) iddia edecek kişi, modern tavuğun daha ilkel atadan nihai bir farklılaşma sonucu bugunkü hale gelmesini hikaye eden evrim teorisine cevaben ilksel bir tavuk horoz çiftinin, veya topluluğunun yaratılma sonucu bir anda yeryüzünde beliriverdiğini iddia etmek zorundadır. ve bu ana ait bilimsel delilleri toplamak ve açıklamak gibi bir proje yürütmekle mükelleftir. bunların kalıntılarının bulunamayacağını, dolayısıyla, -fiilen ispatlanamaz fakat mantıken veya dinen doğru- önermeleri savunduğunu iddia ederken bile, bu ilk yaratılışın nasıl ne zaman olduğuna dair kurgusal bir tarihi üretmeye ve bunu tartışmaya zahmet edilmelidir. bunun herhangi bir örneğine bu konuda 3-5 kitap okumaya çalışmış biri olarak maalesef bibliyografya kısmında dahi rast gelemedim. açıklamayı "allah yarattı onları" argümanına havale ederken dahi (atıyorum):

    "ilahi irade tahminen 30 milyon yıl önce ilk "modern" tavuk yumurtalarını tahminen kuzey afrikada bir ormanda yaratıverdi, bunlardan çıkan dişi ve erkek tavuklar çoğalarak bugünkü evcil-yabani tavuk popülasyonunun bugünküne tamamen özdeş ataları oldular, hatta geçmişi çekecek bir kameramız olsa ve doğru noktaya yerleştirsek, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan sorumuza görsel bir cevap almamız mümkündür, hatta bu konudaki cevaba göre ilk yumurtanın veya tavuğun böyle pof! diye yoktan varoluşunu, bir ağaç dibinde beliriverişini veya uzaydan yeryüzüne inişini bu kamerayla görebilirdik"

    gibi doğrulanamaz hatta yanlışlanamaz ama en azından yaratılış terorisinin spesifik olarak herhangi bir türün nasıl, ne zaman, nerede yaratıldığıyla uğraştığına bir misal verecek şekilde bir hikaye yazmalıdır.
  • kanaati acizanem, ya da işin ilginç yanı, yaratılış teorisi dinen de problemlidir. bu "kainat" içinde bir çok değişim, başkalaşım, oluşum (mesela "kozmolojik evrim"- evrenin oluşumu, evrimi), modern bilim öncesi ve sonrasında hep tedrici değişimle izah edilmekte, bu da dinen hiç problemli bulunmamakta, islam felsefesi - ilm-i kelam açısından allah'ın musavvir, müdebbir, hakim` :hakim/@rom` isimleriyle, onların tecellileri olarak tasvir edilmekte, hatta bir şekilde bu oluşum ve değişim (sonuçları itibariyle de; karmaşıklığı da göz önüne alınarak) allah'ın varlığına delil sayılmaktadır. şimdi bu evrende her şeyi hikmetle, program dahilinde yavaş yavaş değiştirerek aşamalar dahilinde yaratmış, şekillendirmiş, halden hale geçirmiş cenab-ı hak niçin tüm canlılığı böylesine ani, bir anda ve kendi adetlerinden farklı şekilde yaratmıştır. hem de dünyada canlılığın tedricen değiştiğini gösteren onca emareyi de yaratarak. bu, allah'ın yaratmaya dair fiillerini (aslında isimlerini) tartışmış, sınıflandırmış, (mesela inşa ile yaratma versus ibda ile yaratma gibi) alimlerin cevaplamakta zorlanacağı bir kelam sorunsalı olmalıdır. allah'ın balina ve yılan omurgasında vücudun içinde gömülü, bilinen anlamda fonksiyonsuz, küçük, bacak kalıntısı kemikler bırakması, onlarca milyon yıllık aşama aşama değişmiş fosil kalıntısının da imtihan ya da şaka amacıyla orada yaratılmadığını iddia etmek sanırım ve en azından islam felsefesi açısından da daha doğru bir tavır olacaktır.
94 entry daha
hesabın var mı? giriş yap