• zabel esayan'ın 1909 nisanında olan adana katliamı sonrasındaki tanıklıklarını aktaran kitabıdır. ilk baskısı 1911'de istanbul'da yayımlanmış. ilk türkçe basımı da 2014'te aras yayıncılık tarafından yapılmış.

    konuyla ilgili özlem ertan'ın yazısı
  • 1915 ermeni soykırımından kurtulan roman kahramanı, babasına, 'bir gün bir türk ile karşılaşırsa ondan ne duymak isteyeceğini' sormuş. babası, 'biz gittikten sonra ülkelerinin çoraklaştığını duymak isterim' demiş.

    (bkz: zabel yesayan)
  • 2. abdülhamid döneminde, 31 mart vakası olarak bilinen meşrutiyete karşı çıkmış din orjinli olan ayaklanmanın etkisiyle, adana ve civarında (kitapta giligya olarak geçiyor) yaşayan ermeni vatandaşların hedef alınması sonucunda, 1909 yılının 14 nisan - 27 nisan tarihleri arasında büyük bir yağma ve cinayet silsilesi gerçekleşmiştir. olaylar sonrası bölgeye atanan vali cemal paşa'nın bildirdiğine göre 17.000 ermeni ve 1850 müslüman hayatını kaybetmiş, evlerin, bahçelerin yakılması sonucu çok büyük maddi hasar da meydana gelmiştir. bu olay adana katliamı olarak bilinir.

    buraya kadar yazdıklarım (bkz: adana katliamı) başlığında yazılanların kısa bir özeti. kitap da bu katliamdan sonra bölgeye giden zabel yesayan'ın tanıklığı.

    yazar zabel hanım bölgeye patrikhane tarafından yollanan ikinci heyet'in bir üyesi olarak gitmiş. görevi; yetimleri toplamak ve ermeni toplumunun gözetiminde hizmet görecek bir yetimhane kurmaktı. gördükleri karşısında yaşadığı travma kendisini bu kitabı yazmaya itmiş. kitap, olaylarla ilgili o yıllarda yayımlanan eserler arasında en ünlüsü.

    bu eser tam anlamıyla bir tanıklık kitabı. yazar, siyasi arka plana çok değinmeden olabildiğince durumu aktarmaya çalışıyor. dönemin siyasi atmosferi karşısında yazılanlar bu haliyle bile büyük bir cesaret örneği. sorumluların kim olduğunu herkes biliyor fakat adaletin yerini bulacağına dair inancı yok kimsenin. okuduğum en acı verici kitaplardan biriydi diyebilirim. yaşananlar yetmezmiş gibi zabel hanım'ın elindeki kısıtlı imkanlarla hayatta kalanlara yardım etmek için çırpınıp durmasını takip etmek beni daha fazla üzdü.

    kitabın sonuna, olaylardan iki yıl sonra amerika'da arakadz gazetesinde yayımlanan ve ermeni yetimlere gereken şekilde sahip çıkılmadığı için yazarın ermeni yöneticilere kızgınlığını haykırdığı bir yazı, osmanlı meclisi edirne mebusu hagop babigyan'ın raporu, felaketin kronolojik özeti ve fotoğraflar da eklenmiş. tüm bu yazılarla birlikte özellikle kitabın başındaki 2009 tarihli marc nichanian'a ait önsöz tarihi olayları ve kitapta anlatılanları düzgün bir perspektife koymanızı sağlıyor.

    son olarak; zabel yesayan hanım'ın etkileyici yazı dilini zikretmeden olmaz. yazar, anlatılanların ağırlığını hissettirebilmek ve halkına ses olabilmek için yeteneğini sonuna kadar kullanmış. edebi açıdan da çok etkileyici bir yazım var.
  • 2018 yılında tamamlanmış, senaryosunu özcan alper'in yazdığı animasyon.

    ''genç şair lal bitmeyen günlerini küçük hücresinde düşünceleriyle baş başa geçirmektedir. çocukluğunu geçirdiği şehrin sokaklarına dönen şair, zamanı
    durmuş, anılarını yıkılmış ve insanlarını dağılmış bulacaktır.''

    yönetmenliğini özcan alper vrej kassoun'in yaptığı film pek çok festivalde gösterilmesine rağmen siyasi engeller yüzünden gösterilememekte.

    letterboxd
hesabın var mı? giriş yap