• legalizmin babasi.
  • xunzi (xun kuang, m.ö 310- m.ö.220 )

    xunzi, konfüçyüs ve mencius ile birlikte konfüçyüsçü felsefenin üç büyük erken mimarından biridir.

    konfüçyüsçülüğün etik, metafizik, siyaset ve oldukça gelişmiş bir eğitim felsefesini kapsayan sistematik bir versiyonunu dile getirmiştir. xunzi, ritüellerin insanlığın gerçek doğasını yeniden düzenlemek için çok önemli olduğuna olan inancıyla tanınır.

    insan doğası, doğuştan gelen bir ahlaki pusuladan yoksundur. xunzi'ye göre insan "doğuştan kötüdür"

    dolayısıyla ritüel, istikrarlı bir toplumun ayrılmaz bir parçasıdır. düzenli bir toplumu yaratmada insanlığın rolüne odaklanır ve bir düzen veya ahlak kaynağı olarak "cennet" veya "doğa"ya zamanın diğer birçok düşünüründen çok daha az önem verir.

    xunzi, tarzı ile de dikkat çeker. nispeten az bir kısmı mencius gibi eserlerin diyalog formatında yazılmıştır ve zhuangzi'nin hayali benzetmelerinin hiçbiri xunzi'de yoktur.

    xunzi'nin felsefesindeki en önemli kavram yol'dur (dao). bu, çin felsefesinin en yaygın terimlerinden biridir, ancak tüm düşünürler onu biraz farklı şekilde tanımlamaktadır. xunzi'ye göre yol, laozi ve zhuangzi'nin tanımladığı ve mencius'un sık sık önerdiği gibi "cennet veya doğa yolu" değil, "insan yolu", "iyi yönetim yolu" ve "uygun davranış yolu" anlamına gelir.

    xunzi, geçmişten bilgelikle aktarılan yolu takip etmenin istikrarlı, müreffeh, barışçıl bir toplumla sonuçlanacağını, buna karşı çıkmanın ise tersi sonuçlara yol açacağını savunur.

    diğer birçok erken filozofun aksine, xunzi, cennetin insan meselelerine karıştığına inanmaz. xunzi'nin görüşüne göre cennet doğa'ya çok benzer: ne iyiye yardım eder ne de kötüye zarar verir. iyi kralları barış ve refahla ödüllendirmez, zorbaları tahttan indirtirerek cezalandırmaz. bu sonuçlar ancak kendi iyi veya kötü kararlarıyla ortaya çıkar. iyi bir hasat ve yeterli yiyeceğe sahip olmak cennetin lütfunun bir göstergesi değildir, akıllıca bir tarım politikasının sonucudur. cennetin lütfu hakkında endişelenmek zaman kaybıdır; olabilecek her şeye hazırlıklı olmak daha iyidir. bir takım doğal afetler olacaktır ama buna hazırlanılırsa zarar gelmeyecektir.

    ilginçtir ki, xunzi ruhlara ve tanrılara da uzanan bu rasyonel doğa görüşüne sahip olsa da, fedakarlık ve kehanet gibi onlara yönelik dini ritüelleri ortadan kaldırmayı asla önermez. bunları toplumu birbirine bağlayan ritüel sistemin bir parçası olarak görmek gerekir.

    “cennet üzerine söylem” de xunzi; “yağmur için dua edersiniz ve yağmur yağar. neden? sorusuna,
    belirli bir sebep yok, der. sanki yağmur için dua etmemişsin ve yine de yağmur yağıyormuş gibidir her zaman olduğu gibi.

    ancak yine de bir kuraklık sırasında yetkililer yağmur için dua etmelidir. doğal dünya üzerinde herhangi bir etkisi olduğu için değil, insanlar üzerindeki etkisi nedeniyle..(xunzi'nin inandığı ritüeller)

    xunzi'nin görüşüne göre yapılacak en iyi şey, doğa'nın ve insanlığın ne yaptığını anlamak ve ikincisine* konsantre olmaktır. o'nun endişesi, insanların ne yapması gerektiğidir ve insanın kafasını karıştırabilecek veya aklını çelebilecek her şey zaman kaybıdır. çünkü "doğanın değişmez olduğu" düşüncesini savunur.

    mencius "insan doğası iyidir", xunzi ise "insan doğası kötüdür" düşüncesi ile tanınır.

    mencius, kendi kendini yetiştirmeyi içimizdeki doğal eğilimleri geliştirme olarak görüyorken, xunzi, doğal eğilimlerimizin çatışmaya ve düzensizliğe yol açtığına ve bizim yapmamız gereken şeyin onları geliştirmek değil, kökten iyileştirmek olduğuna inanıyordu. her ikisi de aslında iyi ve mükemmel insanı ortaya koyuyor, ancak bu süreci oldukça farklı görüyorlardı.

    xunzi'ye göre kendi başlarına bırakıldıklarında insanlar kargaşaya, yoksulluğa ve çatışmaya girecekler, hobbes'in de dediği gibi; “fakir, pis, vahşi ve kısa olacak bir hayat yaşayacaklardı“

    xunzi, mencius'un görüşüne karşı birkaç argüman sunarken, insan doğasını doğuştan olan ve öğrenilmesi gerekmeyen şey olarak tanımlar. eğer insanlar doğası gereği iyiyse, ritüel ve sosyal normlara gerek olmayacağını savunur.

    xunzi, insanların ahlak kurallarını kasıtlı olarak ihlal ettiklerine ve bunu yapmaktan sapkın bir zevk aldıklarına inanmaz. çünkü hiçbir doğal ahlak anlayışları yoktur: doğaları gereği ahlaki olarak kördürler. arzuları onları daha iyiyi bilmedikleri için çatışmaya sokar. aslında xunzi, insanların bundan hiç hoşlanmadıklarına inanır, bu yüzden bilgelerin ritüelleri aracılığıyla ortaya çıkan ve iyi bir düzenin sonucu olan bir hayatı arzularlar.

    kimse hayata ahlaki ilkelerle başlamaz. yao (efsanevi bir bilge kralı) ve jie'nin (efsanevi bir tiran) doğası aynıydı. aradaki fark, kendilerini nasıl geliştirdikleriydi. yao doğasını yeniden şekillendirdi, jie yapmadı. yani "insan doğası kötüdür, ancak düzeltilemez değildir."

    insan doğası kötü olduğu için xunzi, yolu öğrenmek için çalışmanın önemini vurgular. kişinin doğasını değiştirme sürecini, kilden bir çömlek yapma veya ahşabı bir pres çerçevesiyle düzeltme sürecini karşılaştırır. çömlekçi olmadan kil asla kendi başına bir çömlek olmaz. benzer şekilde, bir öğretmen onlara ne yapacaklarını göstermeden, insanlar doğalarını yeniden biçimlendiremezler.

    xunzi'nin asıl endişesi öncelikle ahlaki eğitimdir; insanların daha iyi insanlara dönüşmesini arzu eder. eğitimin, kişinin temel doğasını değiştirdiğini vurgular. bu sebeple xunzi, uygun ritüel davranışı öğretecek ve ahlaki ilkeler geliştirecek geçmişin bilgelerinin çalışmalarına dayanan bir çalışma programı hazırlar. o, sistematik bir konfüçyüs müfredatı sunan ilk kişiydi ve bu müfredat modern döneme kadar çin'de geleneksel eğitimin planını oluşturdu..

    xunzi'nin insan doğası tanımına göre, hiç kimse insanların doğası gereği saksı yapmayı bildiklerini söyleyemez: bu, yürümek ve konuşmak gibi, çalışma ve uygulama olmadan yapabileceğimiz bir şey değildir. yine de, bazı insanlar azim, yetenek ve şansın bir kombinasyonu yoluyla nasıl saksı yapılacağını keşfedebildiler ve sonra bu beceriyi başkalarına öğretebilirler.

    çaba birikimi xunzi için önemli bir kavramdır. bilgelerin yolu, neyin işe yaradığını ve topluma fayda sağladığını öğrenmenin birikimiyle yaratıldı. geçmişin bilgelerini incelemeden yönetmeye veya ahlaki bir kişi olmaya çalışmak, esasen tekerleği yeniden icat etmeye veya bir çömlekçiden öğrenmeden kendi başına nasıl saksı yapılacağını keşfetmeye çalışmaktır.

    xunzi öğrenebilmek için kalbin sakin ve konsantre olması gerektiğini de vurgular. temelde xunzi ve mencius tarafından paylaşılan kalbin görüşüne göre, arzular tamamen gönüllü değildir. arzular insan doğasının bir parçasıdır ve bizim zorunlu olarak onların bilincinde olmadan harekete geçirilebilirler. kalbin işlevi, duyu yetilerini ve bedenin bölümlerini düzenlemektir, böylece kişi arzulara sahip olabilse de, kalp sadece doğru olduğunda bu arzulara etki eder. kalp kendini kontrol eder ve vücudun diğer kısımlarını yönlendirir. kalbin bu yeteneği, insanlığın ritüel ve ahlaki ilkeler yaratmasına ve doğa durumundan kaçmasına izin veren şeydir. kişi yol'u ancak uygun tutumlar ve kalbinin kontrolü ile bir bütün olarak algılayabilir ve kavrayabilir.

    konfüçyüsçülüğün temel ilkelerinden biri, gerçekliğin isme uyması gerektiğidir. konfüçyüsçü düşünürler en çok toplumsal rollerin isimleriyle ilgileniyorlardı: bir baba, bir babanın yapması gerektiği gibi davranmalı, bir hükümdar, bir hükümdar gibi davranmalıdır. kişinin rolünün taleplerini yerine getirmemek, unvanı hak etmediği anlamına gelir, bu nedenle mencius bir tiranın ortadan kaldırılmasını cinayet değil, sıradan bir kişinin öldürülmesi olarak tanımladı. xunzi de bu görüşü savundu, ancak bir soyguncunun kişi olmadığını, dolayısıyla bir soyguncuyu öldürmenin bir insanı öldürmediğini iddia eden mohistlere itiraz etti. xunzi'nin görüşüne göre, bir adla temsil edilen gerçeklik, ad sadece geleneksel olsa bile nesneldir. ayrıca iyi ve kötü isimlerin olduğuna inanıyordu. iyi isimler basit ve doğrudandır ve referansı kolayca akla getirir. isimleri, atıfları net olacak şekilde kullanmak, isimleri doğru kullanmaktır. dilin temel işlevi iletişim kurmaktır ve diğer filozofların kelime oyunları ve paradoksları gibi iletişimi engelleyen her şey ortadan kaldırılmalıdır.

    xunzi'ye göre ritüelin birincil amacı, sosyal ayrımları netleştirmek ve uygulamaktır. ritüel gelenek sadece farklı statülerdeki insanlar arasındaki karşılıklı yükümlülükleri vurgulamakla kalmıyor, kimin ne tür lükslere sahip olabileceğine dair son derece kesin düzenlemeleri içeriyordu. farklı insanların hangi renkte kıyafetleri giyebileceğine, kimlerin arabalara binmesine izin verildiğine ve hangi mezarlarla gömülebileceklerine dair kurallar vardı. tüm bu kuralların amacı, sosyal uyum için gerekli olan ayrımları uygulamak ve insanların bulundukları yerin dışına çıkmasını engellemektir.

    sosyal hiyerarşiyi güçlendirecek ritüel ilkelerin yararı olmadan, insan doğasının kimliği çatışmayı kaçınılmaz kılar. doğası gereği hepimiz aynı şeyleri arzuluyoruz: güzel yemekler, güzel giysiler, zenginlik ve rahatlık. xunzi, arzuların kaçınılmaz olduğuna inanıyordu. çoğu insan güzel bir şey gördüğünde onu arzu eder: arzularını sadece bilge kontrol edebilir. sınırlı kaynaklar nedeniyle, herkesin maddi mallara yönelik arzularını tatmin etmesi imkansızdır. insanların yapabileceği şey, bir arzuya göre hareket edip etmemeye karar vermektir. ritüel insanlara ılımlı olmayı ve bazı durumlarda arzularını uygun şekillerde tatmin edebilmek için dönüştürmeyi öğretir..

    kaynak : xunzi
  • xunzi aslında kişi ismi olmamakla beraber xun kuang’ın felsefi yazı koleksiyonudur. -zi eki çincede yapıtlara getirilen bir ektir. bunun yanı sıra xun’un en çok atıfta bulunulma sebebi insan doğasının* aslında kötü olduğuna dair açıklamasıdır. kuang’a göre insanların iyi olan davranışlarının hepsi sonradan öğrenilmiştir ve doğuştan gelen dürtülerimizle hareket ettiğimizde etrafımıza yıkım getireceğimiz kesindir. bu düşünce genellikle karşıtı olan st. agustine’in kötülüğün tanrının yaratımı değil tanrının yarattıklarında/yaratıcılığından kaynaklı olduğu ya da mencius’un insan doğasının iyi olduğu,aslında tüm erdemlere doğuştan sahip olduğumuzu belirten düşüncesiyle karşılaştırılır.

    mencius da xun da saraya danışmanlık yapan adamlardır song ve tang kraliyeti dönemlerinde ve başta xun kuang’ın otoritesi mencius’tan daha fazla olsa da daha sonrasında mencius daha prestijli bir konuma sahip olmuştur. xun kuang aynı zamanda bir legalisttir ve bu 1950’lerde komünist partide legalizm sınıf farkını ve hukukun üstünlüğünü* açıklamak için kullanılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap