• vitiligo'yu, vitiligo'nun biçimlendirdiği hayatla yaşamak da denilebilir, çünkü; hayatın vitiligo'dan sonra farklı bir yapı kazandığı gerçektir. genel olarak kafaya takılmadığı zaman pek sorun yaratmaz ama kimi zaman da bir çile olduğu dile getirilebilir. 'yılanın, kuyruğundan başlayarak kendisini yemeye başlaması' şeklini alması ise korkunçtur. bütünüyle, cebinde barut taşıyarak yaşamaya benzeyen bir yaşam biçimidir. eğer sessiz-sakin yapıya sahip bir hastaysa bahsi geçen kişi, kuşkusuz ki çoğu zaman için diken üstündedir. çünkü bilindiği üzere hastalığın en büyük tetikleyicisi sinir-stres gibi modern çağ sorunlarıdır. bu durumda kişinin sessiz-sakin yapısını koruması, atılması gereken çığlıkların bünye içinde kaldığının ve fırtınaların derin dehlizlerde koptuğunun göstergesidir ki; bu, hastalığın en büyük yoldaşıdır. en büyük farklılıklarından biri ise en ufak bir sinir-stres dalgalanmasında -bütünüyle psikolojik olarak- vitiligolu bölgenin hasta kişiye batması, gözlerinin önüne gelmesidir. bütünüyle gerçeklikten uzak olarak bölgenin büyüdüğü hissedilir. adeta 'ayağını denk al' dercesine ayar vermektedir hastalık.
    sürülen bu yaşamdaki en önemli şey ise vitiligo olgusunu kabullenip ona göre hayatı biçimlendirmektir. bir çeşit çift kişilik taşımaya benzer ki burada ikinci kişiliğin kontrol edilmesi güçtür*. zor olan ve önemli olan, aynı zamanda hastaya güç verecek olan şey kontrolü elinde bulundurabilmektir.
    hasta kişi bir sabah uyanıp aynaya baktığında derisinin renkli olan bölgesinde bir vitiligo lekesi görürse bu leke, hayatın kontrolden çıktığının ve vitiligonun hayatı yönlendirmeye başladığının en somut göstergesidir. muhtemelen bir şok ve korku sebebidir de. ama gücü en kısa zamanda toparlayıp hayatın kontrolünü tekrar ele almak mutlak şarttır. zira, bilindiği üzre kişinin kendini bırakması* bünyenin daha da zayıflamasına sebep olur.
  • insanı kızdıran, üzen, ama insanı sadece görüntüyle ilgili bir şeyi bunca kafasına taktığı için daha da sinirlendiren sürece atan hastalıktır.
    gayet güzel işleyip tüm işinizi gören el kol yüz çene ve diğer organlar, tek bir cilt sorununa rağmen umursanmaz.
  • hastalıklara yaklaşımda zeka küpü olmak.
    alaca hastalığı: vitiligo

    "...cinsel hayatı olumsuz yönde etkileyip, mutluluğunu engelleyecek
    böylesine kusurlarına âşina olunduğunda, kadının ailesine geri gön-
    derilebileceği hususu, allah’ın resûlü’nün uygulamasıyla hukûkîleş-
    miştir.
    • -allah ondan razı olsun- sahâbî ka’b b. zeyd şöyle anlatıyor:
    allah’ın resûlü (sav) ğıfar oğullarından bir kadınla evlendi. kadınla zifafa girdiği zaman elbisesini çıkarıp yatağa iliştiğinde, kadının böğründe alaca illeti gördü. görünce de yataktan çekildi ve kadına -giyin- buyurdu (ve
    onu ailesine geri gönderdi.)
    allah’ın resûlü bu kadına verdiği mehrin bir kısmını olsun geri almadı. fakat kadının velîsine -duruma benden gizlediniz- diyerek serzenişde bulundu.8
    -salât ve selâm olsun- o’nun bu fiilî sünnetinden cinsel mutluluğa te-
    sir edecek önemli bir kusuru kabullenmek mecbûriyeti olmadığını
    öğreniyoruz.
    8 et-tac 2/327, m. zevâid 4/300...."

    http://www.alirizademircan.net/…rd_cinsel_hayat.pdf
  • (bkz: anksiyete)
  • bence ben aliştim yani evet aliştim.seviyorum artık beyaz lekelerimi ve sözümona kusurlarımla yaşamak beni mutlu ediyor.ilk evrelerde neden ben diye sorgularken şu anda bunu yaşayan hatta çok daha ağır hastalıkları geçiren bir insanın benden ne eksiği olabilir ki diyorum. zira neden ben sorgulaması, kendi içinde iyi bir insan olduğuna ve bu tarz hastalıklarında sadece kötülerin başına gelebilir ön kabulüne dayandiği için kabullenemiyordum.ama hamdolsun yaralarımı seviyorum ve beni yaralarımla seven insanları da çok kıymetli buluyorum.
  • lanetolası bir hastalık işte.uyum sağlamaya çalışıyor insan.
hesabın var mı? giriş yap