• pek çok populistin bir kısım hedeflere ulaşmak için soyunduğu bir sözcülük türüdür. toplumun çok büyük bir kesiminin vasat insanlardan oluştuğunu bilen ve kendisi de o vasatın içinden gelen açıkgöz bir populist için elde edilecek en önemli payedir vasatın sözcülüğü.

    zübük karakteri ibrahim zübükzade vasatın sözcülüğüne talip olanlar için iyi bir örnektir. malum ibrahim zübükzade bütün taşralılığına karşın damarı iyi keşfetmişti. kitlenin temayüllerini iyi bilen/gözlemleyen zübükzade tam bir şark kurnazlığı içinde o temayüller yönünde hareket edip, eylem ve söylemleri ile vasat kitlenin içinde bir sözcü, bir siyasetçi olarak sivrilebilmiştir. işte hem zübükzade'den hem de hayatta gördüğümüz reel örneklerden yola çıkarak vasatın sözcülerini biraz irdeleyelim sayın kari.

    öncelikle toplumun seviyesini ve değerlerini iyi bileceksiniz. toplum neleri sever, hangi konularda duyarlıdır, nelere tepkilidir bunları iyi analiz edeceksiniz. zaten toplumun içinden gelen biri için kolaydır bu. örneğin bu toplumda vasata hitap edebilmek için az milliyetçi, az devletçi, az muhafazakar, az sosyal adaletçi, az hümanist, az entelektüel olacaksınız. çok mu çorba gibi oldu? ama öyle olması gerekiyor. az milliyetçi olacaksınız; halkın geneli milliyetçidir çünkü. türk siyasi hayatına baktığınız zaman, birbiri ile kanlı bıçaklı partilerin bile ortak meclis kararı almalarını sağlayan milli davalar vardır. az devletçi olacaksınız; bu halk başına ne gelirse gelsin "allah devlete millete zeval vermesin" der. "ya devlet başa, ya kuzgun leşe"dir. az muhafazakar olacaksınız; halkın değerleri vardır. bu ülkenin %99'u müslüman. müslümanlıkla işiniz olmasa bile seçim propagandasında kafaya eşarp geçiren tansu çiller gibi olmayı bileceksiniz. az sosyal adaletçi olacaksınız; zira halkın geneli ekonomik sıkıntı içindedir. ekonomik pastadan alınan paylarda adaletsizlik vardır. sosyal adalet vaadiniz olmalı. ama sermayeyi ve pastadan büyük pay alanları fazla ürkütmeyecek kadar. az hümanist olacaksınız. mevlana ve yunus felsefesini yalamış yutmuş gibi imaj vereceksiniz. insanı seven, duyarlı, insanlar için üzülen, haksızlıklara da tahammülü olmayan olmayan biri olarak arzı endam edeceksiniz. az entelektüel olacaksınız; işte en zoru bu. az entelektüel olmaya bile çapınız yetmeyebilir. o zaman kendinizi entelektüel olarak sunmayı iyi bileceksiniz. kavram ve terimleri anlamlarını bilmeseniz de kendinizce süslü cümleler içinde sos kabilinden kullanacaksınız.

    toplumun değerlerini bilmek de yetmiyor. pek çok kişi bu değerleri bilir ve hatta samimi olarak bu değerlere iman eder. siz iman etmeseniz de bu değerlerin bayraktarlığını yapacaksınız. kitle psikolojisini iyi bileceksiniz. kitle bir yere sürüklenmeye başladığında en öne geçeceksiniz. en gür sizin sesiniz çıkacak. kitleye önder olarak kendinizi benimseteceksiniz. kitlesel histeri sırasında en çok siz bağıracaksınız. örneğin kitle ama doğru ama yanlış bir haksızlık görüp harekete geçtiğinde ya da kitleye batan birine/birilerine karşı linç güdüsü ile eyleme davrandığında kendinizi en öne atacaksınız. ya kahvedeki külhanbeyi gibi ya da kenar mahallede çekişen* bir kadın gibi. "ben buna karşıyımm, bu haksızlıkkk, kendim için değilll insanlar içinn, duyarlıyım benn, bu yanlışş, bu topluma zarar veriyorr!!!" gibi. merak etmeyin kitle zaten sizin gibi birini arıyor. hele bir de az entelektüel imajınızı yedirdi mi tam olur. "okumuş bilgili ama burnu havada değil, bizi anlıyor, değerlerimize yabancı değil" gibi duygu ve düşüncelerle yüceltirler de sizi. özünde kibirli ve pompalanmış özgüvenin somut örneği olsanız da kendinizi mütevazi olarak kabul ettirmeyi de bileceksiniz. bu da gerekli. işte bunları uygulayabilirseniz etiketiniz hazırdır. hayırlı olsun.

    vasatın sözcüsü titri özünde bir kısım eksiklikler taşıyan, kendisini toplumun alkışlarına adayıp da onlardan aldıkları onaylanmışlıkla tatmin olan, kendini olduğundan farklı göstermek isteyen karaktere sahip bünyeler için talip olunan en önemli, en kolay sosyal statü sağlayan titrdir. ama önerilerimi sözlükte uygulamayın. gidin kahvede deneyin, mahallenizde deneyin, altın gününde eve gelen arkadaşlarınızın arasında deneyin. her ne kadar ortalamalaşsa da sözlük gibi görece olarak eğitim seviyesinin yüksek olduğu yerlerde ise pek sökmez. ya kimse kaale almaz, ya da dikkat çekmeyi başarabilirsiniz ama kısa sürede ne olduğunuz anlaşılır, tefe konulursunuz.* aman dikkat.
  • cok acidir bu insanlarin basarili olmasi, cunku bu tur sozculugu yapan kisilerin yuzunden faydali olabilecek degisiklikleri etut eden, iyi birseyler yapmak icin risk almayi goze alan, gercek cozumleri uretenleri alasagi eden bir "dusunce linci" gerceklesmektedir. genc ve idealist insanlarin onu kapanmaktadir, basarinin yolunun bundan gectigi goruldukce.

    rehavet ve daha cok rehavet icinde, pompalanmis degerleri yeniden ve yine yeniden pompalayarak devam edilir ve perde hep ayni oyuna acilir.
  • (bkz: mediyokrasi)
  • türk siyasetinde demirel'in müzik ve kültür hayatımızda ibrahim tatlıses'in fitilini ateşlediği sözcülüktür.
  • genellikle iktidarin, iktidar uzerinde soz sahibi ancak onu kontrol edemeyen vasat bir grubun kandirilmasi suretiyle elde edilmesi/etmeye calisilmasi bicimidir. burada iktidar; devlet yonetimi, muzik piyasasi gibi cesitli sekillere girebilir tabii ki. sadece adi demokrasi olan muz cumhuriyetleri bu duruma guzel birer ornek teskil ederler.
    iktidarin vasat bir toplulugun sozde sozculugu araciligiyla kapciklanmasi elbette hos degil. ve fakaaat; zaten iktidarda olan bir grup ya da bireye, iktidar gucunun bir kismini paylasmak icin yapilan yalakalik vardir ki; vasatin sozcusu vasata bir nebze katkida bulunurken, yalaka zihniyet vasat kesimi gormemezlikten gelmektedir. bu basligin kullanildigi bir entry'de bu durum ironik bir bicimde on plana cikmaktadir, o da guzel bir ornektir; (bkz: #10407376)
  • fransız kalanların tercümanlığına soyunanın işi gücü.
    *vasat çıplaktır.*
hesabın var mı? giriş yap