• "schopenhauer felsefesine giris" olarak ta adlandirilan donkisot yayinlari'nin cevirip yayimladigi bir arthur schopenhauer kitabi.

    kitabin arka kapagindan...

    schopenhauer'e gore dunya, bedenimizde yer almakla birlikte kokeni transzendental (askin) bir alanda yatan "iradenin" eseridir. gerceklik, bu iradenin fenomenlerinden biri olan beynimizin "tasarimlarindan" ibarettir.
    biricik amaci turu koruyup surdurmek olan "irade" beyni aldatarak onu kendi hedeflerinin hizmetine kosar. oyleyse yapilmasi gereken, "iradeye" hayir demek, hayati "olumsuzlamaktir". azizce, kesisce, nihilist bir hayat surmek, iredenin esaretinden kurtulmak olacaktir. sadece "merhametin" icinde ortaya cikan yasama iradesinin reddi, bizi acilarin, istiraplarin dunyasindan cikarip "kurtulusa" ulastiracak biricik yoldur.

    "aci cekenler ile aci cektirenler aynidir."
  • yasadıgımız sürece hissettigimiz, hissedecegimiz acıdır bu. bir de su var;
    (bkz: varolmanın dayanılmaz agırlıgı)
  • var oluş serüveninde; erdem, etik ve benlik üçgeninden yola çıkarak somut olmayan değerler üzerine söylenmiş -maalesef- evrensel ölçütleri yok sayan savları barındıran -ya da diğer bir deyişle- "küçük gruplar sosyolojisi" üzerine yazılmış schopenhauer eseri.

    kavramlar ve yansımaları arasından şüphesiz en dikkat çekici olanları, "ahlâk" üzerine yaptığı tespitler.

    "insanlar duygu ve heyecanlarının baştan çıkartıcı gücüne sağlam ilkelerle ve düsturlarla sınırlar koymazlarsa, ahlak karşıtı dürtülerin ve güçlerin kolayca esiri olup çıkarlar. demek ki ahlâk felsefesinin temeli olan merhamet; ampirik ve reel dünyadan gelme bir veri olarak ahlâkî sistemi güvenceye altına alıyor."

    bu durumda aklıma istemsizce şu soru geliyor? ahlâk nasıl tanımlanmalı?

    cevap olarak karşıma çıkan tanım: toplum teamüllerine uygun davranma.

    e toplum dediğimiz şeyin bir evrenselliği yok ki! bir toplumda ahlâk açısından doğru bulunmayan şeyler başka bir toplumda gayet tabii karşılanabilir. bu kısma da "ampirik" diye not düşüp yumuşatmış çerçeveyi, hadi tamam.

    o hâlde ahlâkın kaynağı olan "merhamet" dediğimiz olgunun da değişkenlik göstermesi gerekir ki "merhamet" evrensel düzeyde gayet net bir biçimde izah edilebilir. yani, aynı temele dayandırdığın bir olgu her toplumda farklı biçimde nüksediyorsa ya kaynağın ya da savunduğun tez yanlıştır. örneğin; sokak ortasında sevişmek eyleminde hangi ülkenin, şehrin hatta kasabanın sokağı sorusu bile ahlâk olgusuna toplumun vereceği cevabı değiştirebilirken herhangi bir canlının öldürülmesi hususunu merhametle bağdaştıracak bir zümre bulamazsınız.

    olgular , "idea" düzleminde izah edilmiş olsa nispeten daha anlamlı bir hâl alabilirdi ama gerçek hayattaki karşılıklarıyla tanımlandığında schopenhauer'in bu eserinde, felsefenin temel ilkelerinden olan evrenselliği tamamen yok saydığını hatta yalnızca "küçük gruplar sosyolojisi" düzeyinde değerlendirilebilecek bir çalışma ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.
  • donkişot yayınları tarafından veysel atayman derleyiciliğinde çıkarılmış bir schopenhauer panoraması.

    bu 180 sayfalık oldukça konsantre kitapta birçok dönem düşünürü ve ilkçağ filozofları karşılaştırmalarıyla schopenhauer'un ahlak felsefesi değerlendiriliyor. schopenhauer felsefesine ilgi duyup okuma yapmak isteyenler öncelikle bu kitabı kesinlikle edinmeliler. schopenhauer felsefesi için başlangıç noktası sayılabilecek bu eser muazzam bir belagatla, apaçık bir üslûpla yazılmış çok yararlı bir kaynak olacaktır. platon'dan kant'a, hegel'den frankfurt okulu düşünürlerine, nietzsche'den kierkegaard'a, richard wagner'a ve hatta tolstoy'dan thomas mann'a kadar schopenhauer'a dokunan ve onun dokunduğu birçok düşünürün, sanatçının, yazarın da görüşleriyle dahil edildiği varolmanın acısı adlı bu derleme kitabı tüm schopenhauer meraklılarına tavsiye ediyorum.
    keyifli okumalar.
  • yokolmanın korkusuyla kardeştir.

    yaşamış olduğumuz dünya gerçek anlamda zorlu bir aşamalara sahip yerdir. böyle bir dünyada hayatta kalmak için her durumda planlı yaşamak ve dikkatli olmak gerekir.

    dünya gerçek anlamda bir savaş yeridir. insan sırası geldiğinde kendi benliğine bile savaş verir duruma gelir. bir insan dış dünya ile ilişkisini kesse bile kendi içinde alışkanlıklarına karşı büyük bir savaş vermek zorunda kalabilir. bütün bunları düşündüğümüz zaman insanın en büyük desteği bilgi olacaktır. çünkü bilgi bir insanı kötü düşüncelerden korur. o insana sağduyu verir. bu yüzden çok okumalı, çok araştırmalı ve kendimizi çok geliştirmeliyiz.
  • dayanılmazdır.
  • aşk acısı yaşamış yaşayan hemen hemen her bireyin girdiği durum bir üst seviyesi de zaten intihar oluyor .

    gerek yok böyle acılara hayat güzel dewamke.
hesabın var mı? giriş yap