• neyse grubunun aynı isimli albümünde yer alan diğer bir güzel şarkısı.

    hep az sevildiysek, çok sevdiysek
    kim sevindi, kazandı hep sonra
    bana sorma

    tövbe edip tekrar seviştiysen
    düşüp tekrar yenildiysen
    burada daha da durma

    dur,uzak durma
    yeter ki bir sor bana
    hiç yakın sanmam
    bu mesafe yeter bana

    kim anlamış ki akıl versin
    en eskisini sen bilirsin
    boşver, kulak asma

    eğer içtense bırak gelsin
    diğer hepsini yolla gitsin
    düşünme,durma

    dur,uzak durma
    yeter ki bir sor bana
    hiç yakın sanmam
    bu mesafe yeter bana
  • neyse grubunun ilk albümlerinde sekizinci sırada yer alan, bağıra bağıra eşlik edilesi harika şarkı. kartonetinde şarkı sözlerine ek olarak şunlar yazar;

    "hayatımızdaki belli insanları kaybettiğimizde, belli yerlerden, topluluklardan (cemaatlerden) mahrum edildiğimizde, basitçe geçici bir şeye katlandığımızı, yasın biteceğini ve önceki düzenimizin onarımının gerçekleşeceğini hissederiz. oysa bunun yerine katlandığımız şeye katlandığımızda, kim olduğumuzu ortaya çıkaran, başkalarıyla bağlarımızı betimleyen, bizi inşa edenin söz konusu bağlar ya da bağlılıklar olduğunu gösteren bir şeyler açığa çıkar. bu sadece burada bağımsız varolan bir "ben"in basitçe oradaki "sen"i kaybetmesi değildir. özellikle de "sana" olan bağlılığım beni "ben" yapan bir şeyin parçasıysa. bu koşullar altında seni kaybedersem, sadece kaybın yasını tutmakla kalmam, aynı zamanda kendi kendime tanımlanamaz bir hale de gelirim."

    otur, dinle, oku, düşün... yüreğinize sağlık.
  • uzun zamandan sora ilk defa günlerdir durmaksızın dinlediğim neyse şarkısı. vokali mi desem, sözleri mi desem, müzik mi desem... selim kırılmaz öyle bi söylemiş ki zaten şarkıya kayıtsız kalmak imkansız. kartonette ise bu sarkının altında judith butler precarious life the powers of mourning and violence kitabından şu kısmı yazmışlar.

    hayatımızda ki belli insanları kaybettiğimizde, belli yerlerden, topluluklardan mahrum edildiğimizde basitçe geçici bir şeye katlandığımızı, yasın biteceğini ve önceki düzenimizin onarımının gerçekleşeceğini hissederiz. oysa bunun yerine katlandığımız şeye katlandığımız da, kim olduğumuzu ortaya çıkaran bağlılıklar olduğunu gösteren bir şeyler açığa çıkar. bu sadece burada bağımsız varolan bir '' ben '' in basitçe oradaki '' sen '' i kaybetmesi değildir. özellikle '' sana '' olan bağlılığım beni '' ben '' yapan bir şeyin parçasıysa. bu koşullar altında seni kaybedersem, sadece kaybın yasını tutmakla kalmam, aynı zamanda kendi kendime tanımlanamaz bir hale gelirim.

    sensiz artık '' ben '' kimdir ki. bizi oluşturan, inşa eden biz yapan bu bağları yitirdiğimizde, kim olduğumuzu ya da ne yapacağımızı bilemeyiz. bir yanda '' sen ''i kaybetmenin, sadece '' ben '' im eksik kalacağım keşfini getirdiğini düşünürüm. öte yandansa, belki de '' sen '' de kaybettiğim şey, kelime dağarcığımda halihazırda bir kelimeye denk gelmeyen o kayıp, sadece sana veya sadece bana karşılık gelmeyen bir ilişkiselliktir, ve hatta belki de bu '' şey '' tüm bu terimlerin birbiriyle farklılaştırdıkları ve ilişkilendirdikleri bağın ta kendisidir..
  • neyse grubunun çok güzel bir şarkısıdır.
  • benim için bi neyse şarkısı.

    tövbe edip tekrar seviştiysen, düşüp tekrar yenildiysen... diye can yakıcı sözleri olan.tıpki diğer şarkılarında olduğu gibi kendimi sorgulatan, her şeyi sorgulatan bi neyse şarkısı..
  • neyse grubunun aşırı güzel şarkısı.
    bunun da ötesinde beni judith butler'la tanıştırdığı için ayrı bir seviyorum bu şarkıyı.
    başlıkta daha önce de yazılmış ama kartonette inanılmaz bir alıntı var precarious life kitabından, o kadar güzel ki tekrar yazmak zorundayım:

    "hayatımızdaki belli insanları kaybettiğimizde, belli yerlerden, topluluklardan mahrum edildiğimizde, basitçe geçici bir şeye katlandığımızı, yasın biteceğini ve önceki düzenimizin onarımının gerçekleşeceğini hissederiz. oysa bunun yerine katlandığımız şeye katlandığımızda, kim olduğumuzu ortaya çıkaran, başkalarıyla bağlarımızı betimleyen, bizi inşa edenin söz konusu bağlar ya da bağlılıklar olduğunu gösteren bir şeyler açığa çıkar. bu sadece burada bağımsız varolan bir "ben"in basitçe oradaki "sen"i kaybetmesi değildir. özellikle de "sana" olan bağlılığım beni "ben" yapan bir şeyin parçasıysa. bu koşullar altında seni kaybedersem, sadece kaybın yasını tutmakla kalmam, aynı zamanda kendi kendime tanımlanamaz bir hale de gelirim."

    bu şarkıya o kadar yakışmış ki.
    uzak
hesabın var mı? giriş yap