• (bkz: hırcın kız)
  • gururun biraz fazlası insanın kendisiyle ve çevresiyle olan iletişimini zayıflatmakla birlikte carpe diem felsefesinin önüne de kocaman taşlar koyar..ve hayatın kimi kavşaklarında, dönüm noktalarında insanı yanlış davranmaya itebilir..sonunda kaybedilen bir eş, anne-baba ya da yaşanacak muhteşem bi saniye olabilir..
  • (bkz: krotkaya)
  • ''tabanca eldeyken de önünüzde bir uçurum, 45 derecelik bir eğim vardır; buradan aşağıya kendinizi bırakıvermemek olanaksız gibidir ve her şey sizi tetiği çekmeye çağırmaktadır. ''

    dostoyevski'nin 'uysal kız' öyküsünden bi alıntı.
    edit:yazım hatası
  • bir kizin sahip olması gereken en önemli özelliği bünyesinde taşıyan kız.

    bu varsa kızsın bu yoksa taşakları olmayan erkeksin. bizden uzak allaha yakın ol !
  • intihar eden 16 yaşında bir genç kadın. goethe’den alıntılar yapan 41 yaşında bir rehinci. ve hüznün hikayesi.

    20 günde yazılmış, 2 yıllık bir hikayeyi 2 saatte anlatan 65 sayfalık bir eser. sinemada tek planda çekilmiş bir sahne gibi kitap adeta. oturup okumaya başlayıp bitirinceye kadar gözlerinizi kırpmamanız gereken bir eser aynı zamanda. sadece anlatılanları dinlemek, ruh halinden ruh haline girmek göreviniz. dostoyevski bu uzun öyküsünü, övgüyle bahsettiği hugo’nun bir idam mahkumunun son günü kitabından -fyodor’a göre başyapıt- etkilenerek yazmış. önce o kitabı okuyanlar ve özellikle sevenler bu kitaptan çok daha büyük bir zevk alacaktır.

    neredeyse tamamı düşüncelerden oluşan bu eserde kahramanlar o kadar sessizler ki sadece çok zorunlu durumlarda konuşma ihtiyacı hissediyorlar. bu kısmı da beni özellikle etkiledi.

    kitabın içeriği...

    düşünün bir. annesi babası olmayan, parasızlıktan sahip olduğu her şeyi rehinciye bırakan ki bunun amacı da gazetede iş arama ilanı için gerekli parayı bulabilmek olan bir kız. yani hayata tutunmaya çalışan, son derece fakir, bir o kadar uysal ve hepsinden öte onurunu ve gururunu kimseye bırakmayacak kadar mağrur. diğer yanda ise elindeki avcundakine güvenen ordudan atılmış sefil bir subay şimdi bir tüccar, düşkün bir kızdan faydalanmak isteyen hatta. ezik, zavallı, acınası, iğrenç bir herifcioğlu. aslında bu adama da üzülmek, hatta samimiyetine inanmak geliyor içimden. yine de sezgilerim bu adamın sevgiyi haketmeyecek bir insan olduğu yönünde. her neyse işte kahramanımız,(ne kadar kahraman denilebilirse) düşkün durumdaki bu kıza evlenme teklifi ediyor, düşüncesinde şu var. ben onun için kaçırılmayacak bir fırsatım. tabi ki de bana hayır diyemeyecek. öyle de oluyor. çeyizi dahi olmayan bu garip kız hayata tutunmak için bu adamla evlenmeyi kabul ediyor.

    e, sonra dediğinizi duyuyorum.

    sonrası yok, kız intihar ediyor. adam onu düşünüyor ve öyle bitiyor hikaye.

    şimdi böyle yazarak kitabın sonunu söylemiş gibi oldum. ama dostoyevski kitabının önsözünde anlatıyor zaten kitabın nasıl biteceğini. bu kitabı garip yapan şeylerden biri de bu. tamamiyle neler olacağını bilmenize rağmen, yine de öyle olmaması gerektiğine, farklı bir şeyler olmasına ihtiyacınız olduğuna inanıyorsunuz. sonuç olarak her şey olacağını varmıyor, her şey oluyor ve biz oraya varıyoruz.

    okumak isteyenlere kıyıda köşede kalmış bu önemli hikayeyi tavsiye ederim.
  • --- spoiler ---

    iş ilanı verebilmek için dahi yırtık kazağını rehineye vermeye kadar giden 16 yaşında, çulsuz, çaresiz, yalnız bir kız.

    41 yaşında, hakimiyet kurma özlemiyle yanan, kendi gururunda boğulan, donuk, soğuk, eski subay, şimdi rehineci, cimri* ve yalnız bir adam.

    kitabı bitirdiğimde adama kızamadım, acıyamadım. kıza üzülemedim. öyle kaldım.

    kız neden intihar etti? tatmin edici bir cevap bulamadım.

    sahneyi öyle güzel canlandırdım ki beynimin içinde. buram buram kahverengi bir ev. ahşap duvarlar, tahta ve gıcırdayan kapılar. 2 katlı bir ev, merdivenlerden çıkarken, gıcır gıcır sesler... kendini attığı pencere enine çok büyük değil ama kendi boyunca uzun. bibloyu eline alıyor, omzunun ucuyla yardımcısına bakıyor ve salıyor kendini. eteğinin uçuşması canlanıyor gözümde. çirkin, sarı renkte bir etek ve bol, beyaz bir gömlek. çok güzel ölüyor.

    sahi kız neden intihar ediyor?

    --- spoiler ---
  • dostoyevski'nin bir gazete haberini okuyarak yazma kararı verdiği harikulade kitap.

    düşüncelerini açık etmeyen, hüzün ve kederini içinde tutan suskun bir kadın. hikâyeyi ağzından dinlediğimiz, ruh hali sürekli değişen ve karısını delicesine seven bir adam. gittikçe işlerin sarpa sardığı bir evlilik ve bütün çarelerin denendiği, tüm sokakların çıkmaza vardığı anlaşıldığında yaşanan tatsız, hazin bir son. geride kalan kör, sağır, dilsiz ölü bir beden.

    1876’da bir gün geride kocasını bırakarak intihar etmiş bir kadını yazıyor rus gazeteleri. haberi okuyan dostoyevski olayı öyküleştirme kararı veriyor. bu kararı vermesinde daha çok geride kalan adamın nasıl bir ruh halinde olabileceği ve kadını bu eyleme iten şeylerin neler olabileceği gibi soru işaretleri rol oynuyor.

    dostoyevski her zamanki gibi okuyucusunun beynini esir alıyor. bu kısa hacimli öyküde bile karakterin ruh halini okumuyor, adeta o ruhun içine giriyorsunuz.
    ------
    kaynak: ovekanet
  • bir dostoyevski sorusu.

    kim kime neyi ölümüne rehin vermektedir her gün?
hesabın var mı? giriş yap