• iclal aydın'ın "babama selam söyle" adlı şiirinde en dikkat çekici olan dizedir. türk müziğinde yaygınca yare selam gönderen motifler kullanıldığı için sevilen kişiye selamı insan dışında bir varlığın götürmesi fikri yeni bir buluş değildir. şimdiye kadar kullanılan selam ileten aracılardan farklı olan yönü ise geçmişte doğada bulunan şeyler aracıyken şairin dizesinde insan icadı olan mekanik bir nesnenin aracı olmasıdır.

    şiire baktığımda küçük bir kız çocuğu edasıyla yazılmış duygusal bir şiir görüyorum. yalnız bu satırların yazarının kulağı, babaya selam kısmına geldiğinde tırmalanmakta ve neticesinde şiirin başında oluşan duygusal hava kaybolmaktadır. zira, eskilerden beri kullandığımız motiflerde kullanılan ördeğin güzelliği, turnanın asaletinin yanında uçak çok soğuk ve anlamsız duruyor. daha da kötüsü, kişide sanki içten gelerek değil de zorlamayla yazılmış hissi uyandırıyor.

    şiirin son kısımlarını kısaca aktarayım:

    "nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
    uçak, babama selam söyle!"

    ...

    "selamını aldım babacığım,
    kin büyütmedim kalbimde....
    küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
    uçak, babama selam söyle!
    uçak, babama selam söyle!"

    yalnız, şiirin tamamını okumanızı tavsiye ederim.
    http://www.antoloji.com/…0&sair=10179&sira=1&adet=6
  • her ne kadar (bana göre) duygusallığı öldüren bir iclal aydın kullanımı olsa da mizah anlayışıma da katkıda bulunduğunu inkar edemeyeceğim, geç farkettiğim için hayıflandığım bir postmodern selam ifadesidir. şu yaşına kadar şiir yazmamış olan bendenizi mizahi şiirler yazmaya itmiştir.

    yazacağım şiirlerin başlıklarını not ettim bir yere: (kendimi aşıp şiirleri de yazacağım bir ara)

    "havalanma boeingim"

    "msn messenger selam söyle o yare"

    "şu laptopum on para etmez adsl'im olmasa"

    "porschem arap ben arap"

    "kutup ayısı gibi daldım çöllere"
  • başkaydı elbette gökyüzünde arkasında bembeyaz duman izi bırakıp hızla geçen jetlere bakıp "uçak babama selam söyle" dediğimiz yaşlar. uzak da değildim hani babamdan, ben o yaşlardayken selam söyleyebileceğim uzaklara hiç gitmemişti babam.

    sonra bir gün gitti...

    öyle uzağa gitti ki, hiç bir uçağın menzili yetişmiyor oraya, ama gene de sen babama selam söyle uçak.

    hayır, ağlamıyorum gözüme toz kaçtı.
  • 1980 falan olmalı, anaokulu herhal, sokakta her gün çocuklar ölüyor oysa, bizim hafıza bambaşka, neyse uçak muçak ne alaka.

    annem de babam da thy'de çalışmakta ozmanlar. ben zannediyorum ki annem hostes babam pilot. okuldaki diğer taciler el sallıyorlar, bağırıyorlar, "uçaaaak, baabaaamaa selaaam söööyleee!"; kıs kıs gülüyorum, annem de babam da o uçakta ya güya!

    ben bağırıyorum, "babaa, taci'nin babasına selam söyleee!"
  • günlerce ağlatma gücüne sahip şiir. iclal aydın'ın kırık bir sesle yorumlamasının da etkisi var. tv'de okuduğunda duymuştum ilk kez. bu yaşıma kadar çok şiir dinledim, hiçbiri bu kadar ağlatmadı. telefonla arıyorlar, ağlamaktan konuşamıyorum. hiç abartı yok, öğleden sonradan başlayıp, uyuyana kadar ağlattı. sabah uyandım, uyanır uyanmaz yine. iclal aydın'ı seversiniz, sevmezsiniz bilemem. ama bu güzel şiirini çok güzel okumuş.
  • bugünün çocukları pek bilmez bu lafı. iyi ki bilmez. doksanların başında birçok çocuk ezbere bilirdi. her uçak geçisinde kafadan kayan yazı şeklinde geçerdi. "uçak babama selam söyle."

    o çocuklar büyüdü ama hiçbir zaman normal olamadılar. gençlikleri hep "sebebi bilinmeyen" psikolojik dalgalanmalar içinde geçti. çoğu, saçlarını-sakallarını kopardılar hep. psikolojik bir problemdi bu. tıbbın bulduğu sebep: çocuklukta çok sevdiği birinden uzun süreli ayrı kalış.

    erkekler için daha bir zordu. hele bir de başka erkek kardeşi yoksa. ancak bir uçağın selam söyleyebileceği kadar uzak bir yerde olan babanın yokluğunda, sübyan yaşındayken "evin erkeği" diye sıvazlandı hep sırtları. beş-altı yaşlarındayken "ailenin sahibi" oluverdiler. omuz ve yük. neden sonra baba yakına geldi. iyi ki geldi. ama nafile. o çocukların omzunda, onları ömür boyu rahat bırakmayacak bir bunalım yükü çökmüştü. çaresi yok.
  • babasız bir çoçuğun baba özlemini yansıtan sözdür.
  • daha çok küçüktüm 5 6 yaşlarında babam inşaat ustası çoğu zaman evde olmazdı türkiye nin her yerinde çalıştı. evimizin üstünden geçen uçaklara seslenirdim uçak babama selam söyle diye pilot beni duyacak bana kızacak diye korkardım.(bkz: çocukluk ne güzel)
hesabın var mı? giriş yap