*

  • hutu ve tutsiler arasındaki fark, hiç bir zaman tam olarak sağlam temellere oturtulamamıştır. ancak bir takım efsanelerde bu ayrımdan bahsedilmektedir. bunlardan en bilineni, bantu toplumunun bir kolu olarak tahmin edilen hutular, henüz tutsi'ler ortada yokken, orta afrika'daki büyük göller bölgesi'ne yerleşmiş bir kavimdir. bundan 4000-5000 sene önce bugünkü etiyopya'dan göçüp oralara geldikleri tahmin edilmektedir.

    aralarındaki en büyük farkı ortaya koyan durum ise, hutu'lar tarımla uğraşırken, tutsi'ler ise hayvan yetiştiricisi olarak yaşayagelişleridir. farklı fiziksel görünümlerini bir kenara bırakacak olursak, yaşayış şekilleri en büyük farkı noktayı ortaya koymaktadır. oysa 19. yy'ın ortalarından itibaren hutu'larla tutsi'ler ortak bir kültür geliştirmişlerdir. aynı dilleri konuşup (burundi'de kirundi, rwanda'da kinyarwanda), aynı inançlara sahip olmuşlar, aynı gelenekleri paylaşmışlar, aynı siyasi örgütlenmelerde yer alıp, aynı yemekleri yiyip, aynı ortamda yaşamışlardır. toprak çatışmasına girmeyip, birbirleriyle evlenmeme tabusu yaratmamışlardır. zaman içerisinde karışıp bugünlere gelmişlerdir. bütün bu nedenlerden dolayı farklı antropolojik incelemelere tabî olduklarından ya da faklı kabile ya da etnik gruptan geldikleri söylenemez.

    sömürgecilik döneminde 20. yy başlarında önce almanların, ortalarında ise belçikalıların gelişiyle bu efsane ayrım bir takım görünüş farklılıklarına taşınmış; tutsi'ler soylu bir görünüme sahipler şeklinde betimlenip diplomat ya da devlet görevlisi olarak çalıştırılırken, hutu'lar onların feodal serf'leri olarak görülmüş ve pis, pasaklı ve çirkin olarak tasvir edilmişlerdir. tabi bu kimlik yaratma durumu, o dönemde hem tutsi'ler, hem de hutu'lar tarafından sahiplenilip, düşman ya da öteki yaratma konusunda iyice kutuplara kayan bir ideolojik uçuruma neden olmuştur. ne var ki, belçikalıların 1962 yılında hem ruanda'dan, hem de burundi'den çekilmeleriyle beraber bu yeni "biçilmiş", "kabul edilmiş", "ait olunmuş" kimlik farklılıkları 1972'den itibaren, sonuncusu da herkesçe bilinen 1994 tarihli ruanda iç savaşı'nda bir milyondan fazla insanın (evet milyon) insanın ölmesine neden olmuştur. bu cinayetin, sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi; her iki tarafın da "al birini vur ötekine" misali kabahatli olmasını da beraberinde getirmiştir. ikinci dünya savaşı'ndaki holocaust'dan sonra tarihte bilinen en büyük soykırım olarak da literatüre geçmiştir. eklenmesi gereken bir nokta ise bu milyon küsür insan birbirlerini silahla vurmamış, çinden topluca ithal ettikleri, tanesi 10 cent'ten peynir ekmek gibi giden satırlarla kesmişler, birbirlerini doğramışlardır.

    konuyla ilgili olarak olayları oldukça iyi yansıtan bir film için:
    (bkz: hotel rwanda)
  • tutsiler hutulardan daha uzundur.
  • en komik ve garip fark belçikalılar tarafından uydurulmuş olup şöyledir.

    1916 yılında bölgenin kontrolünü almanyadan alan belçikalılar aslen hayvan yetiştiricisi olan tutsiler arasında malvarlığı araştırması yapmış ve sığır sayısı 10 dan az olan yani tutsiler arasında biraz daha gariban olan tutsileri de hutu saymış ve hutu kabilesine dahil etmiştir.
  • bir rivayete göre burun şekilleridir.
  • tutsilerle hutuların en belirgin farkı fiziksel özellikleridir. tutsiler küçük ve kalkık burunlu, uzun boylu siyahilerdir. muhtemelen podyumlarda gördüğümüz mankenler tutsi soyundandır. dolayısıyla bu ayrım soykırım yapılırken tutsilerin çok net ayrılabilmesine yol açmıştır.
  • fenerbahceli, galatasarayli, besiktasli farki gibidir.
  • burun farkıyla tutsilerin seçilmiş insan olduğu havası yaratılıp sonra hutularca katledilişine ses çıkarmayan fransızların, belçikalıların bi taraflarından uydurdukları farktır. ibret alınasıdır. hotel rwanda filmi de olayı müthiş açıklar.
  • belçikalı sömürgecilerin tuhaf fiziksel kriterlerle siz hutu, siz de tutsi demesiyle ayrılık fikri ayyuka çıkmış ve nisan 1994 te dünya orta afrikadaki iki etnik grubun adını öğrenmiş: hutular ve tutsiler.

    belçikalılara göre güzeller tutsi, çirkinler hutu. ince ve uzun boylu, fiziği düzgün olan, burun ölçümü ile ayrıştırdıkları yüzde 15’lik bir kesimi tutsi ırkı olarak tescilleyip, hutuları aşağı ırk ilan etmişler.

    goril görmeye gittim. uganda'da tutsi demek yasak, ruanda'da hutu demek yasak dediler. ruanda'da başkentte kigali soykırım müzesi var. osmanlı'ya da yahudi soykırımı kadar yer ayrılmış müzede.
hesabın var mı? giriş yap