*

  • beş ay sonra farklı bir amaca hizmet edecektir.
  • ibadete açılmıştır. hayırlı olsun.
  • istanbul ayasofyası, iznik ayasofyasından başka türkiyedeki 3. ayasofyadır. karadeniz sahil yolu üzerinde giresun tarafındadır.
  • trabzon gibi çirkin bir şehrin belki de en güzel değerlerinden biri olmasına rağmen inatla siyasete malzeme edilen ve bundan dolayı da tüm güzelliğini yitiren tarihi kilise. aslına bakarsanız yanına yaklaşıp içini görene kadar güzelliğine hayran olmaya devam ediyorsunuz. özellikle de kemerlerinin üzerinde yer alan adem ve havva rölyefleri büyülenmenize yetiyor. kilisenin konumu da onu iyice ortaya çıkaran bir nitelikte. ama gelin görün ki ancak dış neflerinden birini doğru düzgün gezebiliyorsunuz çünkü bazı aklıevveller burayı ibadete açmış. ibadete açılan yer kilisenin apsis ve orta nefinden bildiğiniz beyaz çarşafla ayrılmış, mihrap ihtiyacını karşılamak için de zannediyorum suntadan bir mihrap yapılmış. tavanı da figürler görülmesin diye metal bir kafesle örtülmüş. eğer şanslıysanız bu ibadet bölümünün kenarına açılmış bir koridordan geçip kilisenin apsisini yarım yamalak görebilirsiniz. böylesine önemli bir yer ne kilise, ne cami ne de müzeye benzeyen bir hale getirilmiş. bu ayıp bize epey yeter.
  • 2013 yılında camiye dönüştürülen kilisedir. camiye dönüştükten sonra içerisindeki freskler kapatılmış ve yapısı bozulmuş. istanbul'daki ayasofyanın camiye dönüştürülmesi halinde neye dönüşeceğini görebilirsiniz.

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel
  • buranın bir resmini gördüm ki görmez olaydım dedirtendir.

    adamların şurada namaz kılmak için şu güzel tarihi eseri bu kadar barbarize edeceklerini tahmin edemezdim.

    ama işte kan çekiyor, ataları da orada kiliseye girmiş pontiklerimin :) ille de orada kılacaklar namazlarını, başka cami yok. öyle de düşününce bir tatlı geliyor, ama bu türk-islam sentezi dekor yapmayı bilen, restorasyondan anlayan, tarihi dokuyu korumayı öğrenen bir tane bile insan yetiştiremedi onlarca yıldır...

    o yüzden öldürdükleri turizm ve tarih ile kara bir leke olarak kalmış...
  • türkiye'nin isim itibariyle 3 incisi vardır, trabzon'un mahiyetiyle 3 incisi vardır, ayasofya cami de bu incinin ta kendisidir. istanbul'daki ayasofya'ya kardeş olarak iznik'teki ile birlikte doğu roma imparatorluğu ile özleşmiş bir yapıdır. trabzonda'ki kardeşleri ise ortahisar cami ile sümela manastırıdır.

    trabzon ufak şehir olduğunu için, ayasofya'sıda halince ufak bir camidir. fakat tanrı'ya giden yolda ufağın, büyüğün, görkemin, mütevaziliğin oluşturmadığını bildiğimiz gibi ayasofya'da kendi nezlinde bir ayasofya'dır nihayetinde. maksat tanrı'nın huzuruna varmak ise onun yanındaki görkem bize zaten yetecektir. ondan dolayı ayasofya isim itibariyle istanbul'daki yüce abisi gibi önem arz eder. ayasofya, ortahisar cami'ne göre çok küçüktür. sadece kubbenin çevrelediği alan ile vaiz'in duracağı kısımdan oluşur. ortahisar cami'ne göre haç planında değil, kare plandadır. karenin doğu kısmı vaize ayrılmış, bombeli ile bizans mimarisini yakalarken, diğer 3 kenarı dış avluları çevreleyen kısımlara açılır. kubbenin oraya 3 farklı kapıdan girmek mümkündür. dış kısımları oluşturan dış avluya da 3 kemer ile süslenmiştir. böylelikle kare plan dışarıdan, iyice kapanmış ve süslenmiş hale bürünür. karenin ortasında kubbe yer alır.

    ortahisar cami'sine göre içindeki bir çok fresk korunmuştur. kubbesi, vaiz yerindeki şatafatlı süslemeler, dış kısmın kendi hikayelerini anlatan resimler, birçoğunu görmek mümkündür. yine kendisine ait has duvarları bulunmaktadır. beyazımsı bir taşla yapılmıştır. doğu cephesinde yani, bombeli duran vaiz kısmının dış cephesinde roma kartalı yer alır. güney cephesinde ise hz.adem'in yaratılışıi cennetten kovuluşu, habil ile kabil'in hikayesi, taşa işlenerek anlatılmıştır. iç kısma geri dönecek olursam, kubbeyi oluşturan sütunlar taş değil, mermerdir. içteki duvarların freksler haricinde kalan kısmı boyanmamış olup taş şekilde durmaktadır. ayasofya ile konum itibariyle çok haşır neşir olamadığım için bir şey diyemeyeceğim. ayasofya'ya özel hislerim olsa dahi, daha yeşerip sunulmaya hazır olmadı. ayasofya gerçekten de şehrin dışında bir yerdedir yapıldığı tarih itibariyle. tavır itibariyle, denizin yanında duruşu ile daha çok şehirden uzak kurulan, manastır havası taşır.

    gel gelelim, ılık götlüler ve ekşi ahalisi tarafından çok konuşulan bir cami oldu. bugün daha çok bundan bahsetmek istiyorum.

    istanbul'daki kardeşi gibi ayasofya da bir camidir. müze değildir. o ibadethaneyi yapanlar orası insanlar gezsin, keyfine göre davransın diye inşaat etmedi. tanrı'ya ibadet edilsin, ona dua edilsin diye, insanların ahlaklarını, kişisel dünyalarını ulvileştirmek amacıyla inşa edildi. ayasofya içine girip, wow çekilecek, çizilenlerin, resmedilenlerin güzelliğine resim tablosu gibi bakılacak bir yer olmadı. orada resmedilenler insanlar için kutsi anlamlar taşıyor, kalplerde yer buluyor. estetikliği resmin güzelliğinden değil, ulvi anlamlar taşıdığı için geliyor. her ibadethane içinde ibadet edildikçe güzelleşir, kalbi açar. yapılış amacı, düşünülüş biçimi de budur. hiçbir şeyden haberi olmayan, kutsallıktan anlamayan modern dünya insanı için gezilip görülecek yerler listesi değildir. bütün bina ve içindekiler kendi anlamlarını barındırır. her zaman savunacağım gibi doğu roma ibadethanelerinin en güzel hali de içinde yalın ayak gezebildiğimiz, evimizde gibi hissedebildiğimiz halidir. o yüzden ayasofya en güzel cami olarak, ibadete açık bir şekilde hizmeti ile hayatını sürdürmesi ona en layık olandır.

    gel gelelim şu bitmeyen restorasyon olayına. 2013'te cami olarak açıldığında felaket bir hata yapıldı. ılık götlüleri memnun etme amacıyla mı bilmiyorum, bir kısmı müze gibi iken, bir kısmı ibadete açıktı. en son iznik'teki ayasofya da öyleydi. çok kötüydü ve gerçekten akp türevi müslümanları memnun etme gibi amaçlar taşıyor gibi gözüküyordu. hangi yılda yapıldığını bilmediğim bir başka restorasyon ile tekrar toparlanmış cami. 2021 yılında diyebilirim ki inşallah saygısızın biri yüzünden şu halinden hiç çıkmaz.

    şu hali ile çok güzel ve estetik bir restorasyon yapılmış. bütün figürler açık şeklide duruyor. ecdadın yüzlerini kopardıkları dışındakilerin yüzü açık. kubbe beyaz bloklar ile örtülmüş. yani kubbeyi göremiyorsunuz. okuduğum kadarıyla resimlere zarar vermesin diyeymiş. fakat akşam giderseniz, ışıklandırma ile görülebiliyor. tabi beyaz blokların olmamasını tercih ederdim ama böylesi bile ağırlığını hissettirebiliyor. güney cephesinde normalde dış mekan olan yer, cam ile kapatılarak iç mekan haline getirmişler. fakat bunu binaya zarar vermeden, orjinalliğini koruyarak yapmışlar ki çok güzel olmuş. böylelikle mihrap kare planın, yani ayasofya'nın en şatafatlı yerinde yer kaplamıyor ve bizi ibadethanenin güzelliği ile baş başa bırakıyor. restorasyon dehası gerçekten. dediğim gibi bunlar yeni oldu. ikinci restorasyonunu kim yaptıysa ona gönülden teşekkür ediyorum. ayrıca akşam namazından sonra halı kaldırılarak, kubbenin altındaki mozaik sergileniyor. mozaik yine cam ile kapalı, böylelikle mozaike zarar verilmemiş oluyor. tek korkum, saygısız ve terbiyesiz insanların figürlere isimlerini kazıyacakları. inşallah 20-30 sene içerisinde insanımız bu konuda ilerleme kat etmiştir. zaten bu gibi mekanlar açık ola ola, ibadet ile bütünleşe bütünleşe hayatımıza yer ederler. normalleştikten, doğallaştıktan sonra kimsenin aklına bir şeyler kazımak falan da gelmez.

    tekrar ederek söylüyorum, iç-dış restorasyonunu kim yapmış ise, eline taş değmesin. ekşi ahalisini de ayasofya üzerinden restorasyonları linçleyecek başlıklar yerine, bu başlıkta ayasofya hakkında bilgi vermeye davet ediyorum. dinli-dinsiz fark etmez, ibadethanelerimize sahip çıkalım. kirli yanlış bilgiler ile yalan yanlış eleştirmeyelim kimseyi. ayasofya inşallah trabzon'un güzel incisi olarak kalmaya devam edecek.
  • bir ego tatmini sağlanması adına camii olarak kullanılmaktadır. gerçek müslümanlar suret olan yerde namaz kılınmayacağını bilir.
  • ayasofya ismi hagia sofia'dan gelir. azize sofya yani. uzun yıllarca bu topraklarda kalmış hristiyan mekanını mahvedip, koruyamayıp arkasından bulgarlar, sırplar camilerimizi amacı dışında kullanıyor diye ağlamak. iki olay de aynı derecede saygısızlık.

    çomar arkadaşlar lütfen mesaj atmayın.
hesabın var mı? giriş yap