152 entry daha
  • toy, hunlardan itibaren yılın belli zamanları hükümdarlık karargahında yapılan toplantılar (kurultay) ve bu toplantılardan sonra verilen ziyafet anlamında kullanılırdı.

    (bildiğimiz ilk kullanımı böyle, fakat zamanla toplantı/meşveret/kengeş anlamı kaybolmuş ve sadece eğlenceli yemekler için kullanılmaya başlanmış. mesela oğuzlarda toplantıya olmasa da ziyafet kısmına halktan da katılanlar oluyor. ve ziyafet sonunda konukların bulundukları çadırın yağmalaması gibi enteresan bir adetleri var. buna da kençliyü diyorlar.)

    oğuz türklerini anlatan dede korkut hikayeleri'ne baktığımız zaman beylerin düzenlediği toyların birlik beraberliği pekiştiren bir yönü olduğunu görüyoruz. attan aygır, deveden buğra, koyundan koç kırdırılıp tepe gibi et yığılan, göl gibi kımız sağılan bu toylara herkes davet edilir; açlar doyurulur, çıplaklar giydirilir ve hayır duası alınırdı. bunlara hacet toyları da denirdi.

    mesela dirse han oğlu boğaç han hikayesi bayındır han'ın toyuyla başlar. toya davetli beylerden biri olan dirse han, oğlu da kızı da olmadığı için kara otağa oturtulmuş, altına kara keçe serilmiş, önüne kara koyun yahnisi konmuştur. (oğlu olanlar ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa oturtuluyor) dirse han öfkelenir ve soluğu karısının yanında alır, durumu anlatır. karısı dirse han'a büyük bir toy düzenlemesini salık verir. bu toyda açlar doyurulacak, çıplaklar donatılacak ve borçlular da borcundan kurtarılacaktır. bir ağzı dualının duası kabul olursa da çocukları olacaktır. bunun üzerine dise han büyük bir toy düzenler ve neticede bir oğlu olur.

    "öncelikle eski türklerde düğün sözcüğü yerine toy kullanılırdı. nişan için küçük bir toy, evlenme içinse ulu toy yapılırdı.

    (şimdi, toy aslen ziyafet demek... toy, toy-/doy- bağlantısı mı yoksa düğümün kökü olan tüğmekten tüğ-tuy-toy mu orası biraz karışık, kaldı ki düğün kelimesinin etimolojisi de tüğ-/düğ- yani düğümden geliyorsa eğer (andreas tietze'nin sözlüğünde de düğün/düğüm) zaten düğünün kökeni de toy oluyor. dedim ya bu durum biraz karışık. bana göre en mantıklısı günümüzde topla- ya da dola- kelimelerinde gördüğümüz to- kökünden türediği yönünde.)
    ...
    tabii bir de şu var. türklerde bazı toylar özellikle askeri ve siyasi başarısızlıklar ya da doğal afetlerden hemen sonra gerçekleştirilirdi. çünkü bu yolla devlet yönetiminin başarısızlığı veya doğal afetlerin verdiği acılar unutturulmaya ve halk arasındaki birlik, beraberlik duygusu arttırılmaya çalışılırdı."

    (bkz: eski türklerde evlenme ve düğün gelenekleri/@ay hatun)

    “oğuz bunu duyunca, ilinde soy soylattı,
    toy yaptı, şölen verdi, çok büyük toy toylattı!"

    (bkz: oğuz kağan destanı/@ay hatun)

    “nasılsa çocuk, birkaç gün, birkaç ay içinde büyümüş ve babasına, “haydi beni adlayın, bana bir ad koyun,” demiş.

    babası buna çok memnun olmuş. büyük bir toy toylamış. bütün halkını toplamış. büyük bir ziyafet vermiş. herkese bir ad bulmalarını rica ve emir etmiş. ama hiç kimse, oğlana uygun bir ad bulamamış. oğlana bir ad bulunamayınca da, toy halkı yiyip içmiş ve üzüntü ile çıkıp gitmiş..."
    (altay türklerinin altın taycı destanı)

    (bkz: türk mitolojisinde ad koyma/@ay hatun)
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap