• olmek, yitmek gitmek, fani olmak.
  • toprağa dönmek. toprakta yetişen maddelerden aldıklarını toprağa iade etmek, gübre olmak
  • (bkz: taş olmak)
  • seramik görünümlü makyaj ile dolaşmak.
  • toprak
    ana
    memlekettir

    toprak olmak
    ana kucağına
    memlekete dönmektir
  • bazen hayatın boktan akışında, karbon döngüsüne katılmak yerine, bir çiçeğin özüne, oradan arının balına meze olma durumu.
  • beşeri cismimizin validesiyle vuslat yaşamasıdır. ruh arşın â'lâ'sına uçarken bir kanatlı kuş gibi, devrilir enkazı beşer toprak üstüne ve üzerinde vuslatın beyaz gelinliği, düğümlenir ayak ucu ve başı bir karanfil gibi, yatırırlır validesinin koynuna ağlayış, hıçkırık ve ilahi metinlerle uğurlanarak. sıralanır üstüne tek tek tüm sevenleri ve kürek kürek toprak serperler vuslatı kuutlar gibi. söz uçar, kalem kırılır, zaman bir mum alevi ve söner. karanlık bir sandık içi toprak olmayı bekleyen et yığını ve hücreler zamanla toprak olur toprağa karışır. sonra hayata dirilir toprağa karışan, zümrüt yeşili bir çiçeğin nazlı yaprağında yağmur damlasıyla sevişerek.

    toprağın üstündekilerin seda eder dilleri;

    - toprağı bol olsun.
  • "ruhlar için ölümün su olmak olduğunu, su için ölümün toprak olmak olduğunu, topraktan ise su olduğunu, sudan da ruh olduğunu söyler." herakleitos

    "mert toprak oldu, ben mert oldum çünkü biraz." burcu alpaslan - ebabil kışı

    "gerçek eren içinde kir tutmayandır;
    varlığını korkusuzca hiçe sayandır;
    bu topraklar üstünde en temiz kişi
    sağlığında toprak kesilmiş olandır." ömer hayyam
  • her doğa yürüyüşünde toprağa bir adım daha yaklaşırım. yürüyüşün sonuna doğru yorgunla birlikte faniliğimi hatırlarım. yorucu bir günün sonunda kurduğum çadırda toprağın kokusunu alır, ölümden sonra yüzyıllarca içinde yatacağım örtü için içimde bambaşka hisler besler, sonsuzluğa kendimi alıştırırım.
hesabın var mı? giriş yap