• titus firmasının platform oyunu...

    firmanın da amblemi olan bi tilkiyle, sağa doğru ilerleriz, kâh eğilir, kâh sıçrar, level atlamaya çalışırız...
  • "prehistorik ile kardeş oyunlar" kategorisine sokabileceğimiz bir platform oyunudur (bi de ali cengiz oyunu var ama o ayrı), netekim aynı firmanın ürünüdür ikisi de.
  • 92 yapimli,zamaninda çok oynadigim,hatta hakkinda yine olsa yine oynarim dedigim,oyunda $i$e firlatan heriflerden ölmekten biktiran,giri$ müzigi adami hemen havaya sokan cinsten yenilir yutulur yegane bir oyundur..
  • ku$kusuz en sevdigim oyunlardan biri. ustelik bunu zamaninda ibm pc/1 da oynami$ligim da vardir. beni en sinir eden levellardan biri ise metro duraginda gecen solucanli bolumdu. basamaklardan ciktikca a$agi gelen solucanlar adami deli ederdi. birde muzigini defalarca elektro gitarda calmi$ligim ve 8. level i da zor gecmi$ligim vardir. belkide gecememi$imdir cunku bu oyunun passwordlarini hep unuttugumdan her defasinda yeni ba$tan ba$lamamdan dolayi sikinti gelmi$ti bi aralar.
  • bitirememenin acısını yıllarca içimde hissettiğim süper zevkli oyun. oyundaki karakterlerin hepsi çok şirindir (objektif olarak bakılırsa tabii, yoksa siz de evinizin önünde bir tilki görseniz müdahele etmek isteyebilirsiniz) ve çok güzel çizilmiştir. nihayetinde internetten indirip bitirdim ama hiç de etkileyici bir sonu yoktu. sokak ortasında tilkiyle eşinin düğünü vardı, yanıp sönen lambalar falan asılmış direkler arasına, hemen ardından da oyunu yapan elemanların bir fotoğrafı.
  • sadece 3 renkli görüntüler eşliğinde yıllarca oynadığı bi oyundu bu. pcde oynadığım ilk oyun olması muhtemel..
  • atari salonlarini cikartirsak, bolum sonu canavari muhabbetini ogreten oyundur. hatta topu ilk buldugunuz yerde ayi gibi iri bi adam vardi oyunun ilk bolum sonu canavari da oydu..hey gidi gunler...
  • karanlik bir oyundu. aslinda cok renkliydi dunyasi. grafikleri de cok guzeldi. ama atmosferi urkutucuydu, karanlikti. muzigi moralimi bozardi; cok ilginc, psychedelic bir muzigi vardi. tilkimiz titus sevimli bi arkadasti, hinzir hinzir gulerdi ama o hinzirca tebessumun derinliklerinde dahi bir bunalimli hava mevcuttu.

    sokakta kaykilmis vaziyette demlenmekte olan ayyaslarin bana sise atmalarina kizmazdim. bilakis, bulunduklari durumdan oturu onlara sefkatle yaklasmaya cabalardim. cok asabimi bozduklarinda tipki sefkatli bir annenin elinden cikan terlik gibi yollardim kafalarina iki tane darbe. muzigi gene bunaltirdi, orta dogu limanlarindan birinin pis arka sokaklarina gotururdu o oryantal yarim aralikli nota dizileriyle.

    ucan hali da kaykay kadar guzeldi. kullanmasi emek isterdi. ne bicim sihirli haliydi, anlamam. sihirli hali dedigin bu kadar da manuel olmaz ki be kardesim... binersin, otomatige baglayip diyardan diyara ucurur seni. bununki boyle degildi. iki metre havalanicam diye imanin gevrerdi. ekstra bi puan, bi avantaj da getirmezdi. soran olursa "ucan haliya bindim," derdin.

    terkedilmis bi metro bolumu vardi. cok zordu o bolumu bitirmek. gizli bolmeleri bulur, elmas, mucevher avina cikardin. mucevherler gozlerimi kamastirirdi, guzel grafiklerdi. simdi oynasam zamaninda guzel buldugum grafikleri gene begenir miyim, bilmem. ama zamaninin otesindeydi sanirsam.

    yanlis hatirlamiyorsam "catacomb" diye bi bolume kadar gelip yilmis, birakmistim titus the fox u. iskeletlerle, cesitli urkutucu seylerle muhatap olmustum o bolumde. koyu mavi bir atmosferde, yerin bilmem kac kat altinda tilki ziplatmaktan yorulmustum.

    titus u en cok acik havada gezdirmeyi sevdim ben. koca muzik setini omzuna alip sokakta poserlik yapan getto durzulerinden biri bu oyunda da vardi. onunla kanka olmustuk. ters aninda teybi firlatirdi, bir hamleyle elektronik aksamin bosa ucusunu seyrederdim. sonra durumu tatliya baglardik. orta bire gidiyordum, islemcim yetmis bes megahertzde ucardi.
  • yıllar önce arkadaşlarla ortaklaşa bitirmiştik ki aynı arkadaş az önce msn'den "bana titus'u gene bul" dedi "o da olmadı dave2 olsun" . neyse bulduk, gönderdik.

    lakin oyunu açtığımda adilerin yazdığı mesaj sinirimi bozdu:

    "yıl 2008 ve siz hala moktar oynuyorsunuz. 1991 yılında 12mhz'lik 286'da yazıldı. moktar'ın keyfini çıkarın."

    insanlık ölmedi alın ve tekrar keyfini çıkarın. çalıştırırken runme'yi kullanın.

    http://www.abandonia.com/en/downloadgame/53
  • bunu bitiremeyenin bir ben olmadığını öğrendiğim muhteşem oyun.
    yanlış hatırlamıyorsam piramitlere kadar gelmiş. tavan alçak olduğundan ne kadar uğraşırsam uğraşayım kazıkları atlayamadığım, dolayısı ile o bölümü geçemediğim oyun oldu.
    şimdi indirdim bir ara gene kasacağım.
hesabın var mı? giriş yap