• orijinal adı phenomenologie des geistes olan, aziz yardımlı'nın dilimize bu adla çevirdiği, hegel adlı düşünür kişinin bir eseridir. ruhun fenomenolojisi şeklinde telaffuz edenlere az da olsa rastlanır.
  • hegel'in yazdığı, aziz yardımlı'nın dilimize kazandırdığı (!) sayın yardımlı'nın dediklerini anlamanın hegel'i anlamaktan daha zor olduğu kapkalın akıllara ziyan pahalı bir kitap.
  • ozturkce olmasi icin buyuk efor sarfedilmi$, ilk bir iki sayfasini okuyup hic bir halt anlamadigim nadide hegel eseri. $a$kaloz bir surat ifadesine sahip olmak icin birebir.
  • kendi dilinden okumak daha mantıklı olan kitap çevirisi. en azından sözlük var.

    (bkz: aziz yardımlı türkçesi)
  • eski sevgililerimden biri hediye etmişti bu kitabı, okudum okudum ama bi bok anlamadım, kitabı bırak adını bile anlayamadım, hata hegel'den başka kimsenin anladığına inanmıyorum o kitabı. hatun beni zeki biri zannetti sanırım, onur verici.
  • hegel’in, iki asır önce kaleme aldığı (ilk 1807 yılında yayınlanmıştır) gençlik dönemi eseridir. bu eser, hegel’in daha sonra yayınlayacağı, “anahatlarda felsefi bilimler ansiklopedisi”nde ayrıntılı olarak üzerinde durduğu konulara (mantık bilimi, doğa felsefesi ve tin felsefesi) temel dayanak olmuştur.

    düşünme özürlü olmasa da –lenin, öyle olduğunu övgüyle karışık dokundurmuştur- yazma özürlü olan ve üstüne üstlük, spirituel alandaki bir kavramı alarak, tarihi diyalektiğinde yoğurmaya çalışan hegel’in, başlı başına en zor ve en kapalı bu eserini, bir de aziz yardımlı’nın öztürkçe çevirisine dayandım ve sonuna kadar okudum diyeni anlından bu işe daha önce başlayıp da teşebbüs safhasında bırakanlar öpsün, hem okudum hem de anladım diyeni de bütün felsefeciler.
  • çeviriye gelirsek, bence de kötü. ama benim de haklı bulduğum basit bir yanıt veriliyor bu eleştiriye: buyrun siz çevirin. çünkü bu eleştiriyi yapabilmek için karşılaştırabileceğimiz daha bir iyi çeviri olmalı. bir iki bölüm bile yeter. ama yok.

    fenomenoloji kesinlikle bir dayanak da değil temel de. bu hegel felsefesine tamamen ters.

    bir de lenin nerede ve nasıl hegel'in düşünme özürlü olduğu imasında bulunmuş bilmek isterim. ayrıca "spiritüel alandaki kavram" ne demek? hegel'in tinden ne anladığını gerçekten biliyor muyuz bunları yazarken? bir insan neden yapar böyle şeyler bir açıklayın bana...
  • "özsel olarak , gerçek öznedir."
  • öztürkçe ile tdk bürokratlarının uydurduğu kelimelerden oluşan yapay dilin birbirine karıştırılmasının en güzel örneklerinden.

    yahu bir dilde yerleşik olarak kullanılan bir kavram varken, mecbur muyum ben hançerlioğlu'nun "o türkçe değil bak ben bişey uydurdum o kullanılsın artık" diye salladığı kelimeleri kullanmaya?
  • aziz yardımlı'nın türkçesi anlaşılmaya çalışılırken türkçe'yi düşündüren, türkçe'yi düşündükçe "biz hangi dilde konşuyoruz acaba?" dedirten, az biraz yakınlaşınca hegel'in yazıp düşündüklerinden anlaşılanların asla ve asla aktarılamadığı, çünkü her anlaşılan anlatılabilir diye bir şey olmadığına dank ettiren, aslında ingilizcesini okuduğum fark ettiğimde başka bir uyarıcıya gerek kalmayan, az daha zorlarsam almancaya ericem diye düşünürken uyandığım kitabın türkçedeki adıdır.

    aziz yardımlı'nın almanca'dan mı ingilizceden mi çevirdiğine emin olamıyorum ne de olsa çevirdiğine de ikna olamıyorum fakat fransızca özetlerden çevirilerden daha insaflı ancak türkçenin hele öztürkçenin hiç de soyut ve klasik alman felsefesi çevirisine uygun olmadığını anlamış bulunuyorum.

    türkçeye yakın zamanda bir daha çevirleceğini de zannetmediğimden bu topik burada birkaç sene kalır derim.

    okuyacak olanlara önerim aynı çabayla yabancı dillerden herhangi biri öğrenilebileceğidir. sorun hegel'in kavramları olduğundan almanların da mevzuya pek hakim olduğunu sanmıyorum ama akademik olarak pek ilgililer.

    (bkz: aziz yardımlı türkçesi)
hesabın var mı? giriş yap