the walker
-
yirmi altıncı istanbul film festivali'nin ilk gününde emek sineması'nda gösterilen, hatta yönetmeni paul schrader'in başlamasından önce konusma yaptığı film.
woody harrelson'un güzel oyunculuğu için izlemeye değer diye düşünüyorum. zira woody abimiz, kendisini white man can't jump'daki zıp zıp zıplayan bily hoyle karakteri olarak aklına kazımış bendenizi, apayrı ve zor olmasına rağmen gayet iyi kotardığı rolüyle oldukça şaşırtmıştır. -
son derece sabırla izlemiş olmama rağmen şöyle diyebilirim ki; fena halde dingin ve çok basit bir senaryosu bulunan bir film.
bundan sonra yazacaklarım spoiler içerebilir bu yüzden izlemediyseniz okumamanızda fayda var, tabi okusanız bana göre herhangi bir şey kayetmezsiniz ya neyse.
ilk olarak filmin başında ki üç kadının ve adamın dedikodu muhabbetine tanık oluyoruz. pek eğlenceli değil, basit sıradan o ne bok yedi, bu ne haltlar yaptı tarzında birşey. filmin ilk dakikalarında senaryonun nasıl bir şey olduğu hakkında senaristler biraz ip ucu veriyor bize. adamın gay olduğunu anlıyoruz.
daha sonraki sahnede bizim woody harrelson'nu peruğu çıkartırken görüyoruz. ve bir insanın hayatında saçın ne kadar önemli olduğunu da o sahnede anlıyoruz (keller lütfen alınmasın). ayrıca bu karakterin yani "3.carter page" karakterinin ne kadar titiz ve düzenli olduğu gösteriliyor bize.
daha sonra bir gay barına gidiyor ve orada moritz bleibtreu nun canlandırdığı "emek yoglu" karakteriyle konuşmaya başlıyor. anlıyoruz ki bunlar sevgili fakat "emek" isimli kişi biraz kırılmış ve başkasıyla randevusu olduğunu söylüyor. "carter"de bunu sakin bir şekilde karşılıyor ve evinin yolunu tutuyor. verilmek istenilen mesaj, carter'in çok soğuk kanlı bir insan olduğu.
daha sonrası ise vs vs vs vs. film ilk yarısına kadar sıkıntılı bunaltıcı ve insanı bezdirici şekilde ilerliyor, hah konu oturdu diyorsunuz bir ara, çünkü tuvalette birisi birisini fena halde dövüyor. emek denen adam dayak yiyor ve senaryo işte şimdi aşlıyor diyorsunuz ama yok, nafile.
2. yarı daha da baygın baygın gidiyor. sonunda ise hiçte tatmin edici olmayan bir final var. söylemek istemiyordum ama aşırı boktan bir film. sadece ve sadece woody harrelson için izlemek istemiştim ama bu adamında nasıl böyle ucuz bir filmde oynadığını anlamaya çalışıyorum şimdi. belkide menajeri kazık atmıştır. -
info'da richard gere görünce durdum ve rahat 10 dk ortaya çıkacagı anı bekledim. elbette çıkmadı ve birazdan birşey olur belki diye sonuna kadar seyrettim filmi. tahmin edin ne oldu? hiçbir şey!
döşemelik olsun konfeksiyon olsun kumaş desenleri öyle boğucu ve sıkıcıydı. bütün olarak. tekstil deseninden olay örgüsüne.
saçın bir erkeğe ne kaybettirip kazandırdığının sunumuysa oldukça dramatikti. saç ekimi masrafını devlet karşılasın. erkeklerimiz saçsız kalmasın. -
çok eğlenceli, böyle içinizi kıpır kıpır eden fitz and the tantrums şarkısı: http://www.youtube.com/watch?v=ngbllfmn9xc
ooh, crazy's what they think about me
ain't gonna stop cause they tell me so
cause 99 miles per hour baby,
is how fast that i like to go.
can't keep up with my rhythm
though they keep trying.
too quick for the lines they throw.
i walk to the sound of my own drum,
it goes, they go, we go, hey yeah yeah yeah
oh, here we go
feel it in my soul
really need it, need it, so go
gotta feel it, body takes control
really need it, need it
i wake up to the city of angels
to see my name headlining the coast
they say i'm a walking dreamer, baby
if i stop they would make the show
can't keep up with my rhythm
though they keep trying.
too quick for the lines they throw.
i walk to the sound of my own drum,
it goes, they go, we go, hey yeah yeah yeah
oh, here we go
feel it in my soul
really need it, need it, so go
gotta feel it, body takes control
really need it, need it
oh, here we go
feel it in my soul
really need it, need it, so go
gotta feel it, body takes control
really need it, need it
everybody walk
everybody walk
everybody walk, walk, walk...
oh, here we go
feel it in my soul
really need it, need it, so go
gotta feel it, body takes control
really need it, need it
oh, here we go
feel it in my soul
really need it, need it, so go
gotta feel it, body takes control
really need it, need it -
bir jon middleton sarkisi...
https://youtu.be/6kzyh5gzqfi
up into the hills, looking for rocks and fossils
altering my time, opening a deeper mine
lessons you played out for me
and you’re loving way of being
after all that you’d seen
now you’re walking through the night
now you’ve gone, on your walk into the night
ı remember when you said, the young people would dig it
and then at the fair, when you said this goodbye may be it
and ı laughed, saying no
not knowing that you did know, it was time for you to go
on your walk into the night
you did go on a walk into the night
now ı know that ı loved you
and ı still surely do
and ı’m sure you did smile
when you went into the night
gratefully, you did go into the night
now you’re free, to go walking all you like -
çok aşırı mükemmel bir christine and the queens şarkısı. klibi buradan link izlenebileceği gibidir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap