• öykü yazarı robert louis stevenson'un üç parçadan oluşan hikaye seti. artık yaşamlarının kıyısına gelmiş, ölmek isteyen ama kendini öldüremeyecek kadar korkak insanların klübüdür suicide club. çekilişler yapılır. herkese iskambil kartı dağıtılır. maça ası gelen kişi,sinek ası gelen kişi tarafından öldürülür. klüp bu şekilde illegal bir yoldan akıp giderken kahramanlarımız prens florizel ve komutan geraldine klübün çarkına çomak sokmak isterler. kahramanlarımız ve klüp arasında amansız bir düşmanlık başlar. tabii ki olaylar gelişir.
  • 1970 yılında yayımlanmış olan kitap, 2007 yılında "intihar kulübü" adıyla, yaptığı her işle dikkatleri üzerine çekmeyi başaran emre ağanoğlu tarafından ilk defa türkçe'ye çevrilerek yayımlanmıştır.

    "viktorya dönemi londrası’nda bohemya prensi florizel, sıra dışı bir kulübün toplantısına katılır: gaz lambalarının aydınlattığı bir malikânede hayattan sıkılmış, ancak kendi yaşamlarına son verecek kadar cesur olmayan gençler her akşam toplanarak kumar masasında bir katil, bir de maktül seçerler. intihar kulübü’nün içyüzünü öğrendikçe dehşete düşen prens florizel ile sadık hizmetkârı albay geraldine, insanların acizliklerinden faydalanarak kaza süsü verilmiş "intiharları" tasarlayan kulüp başkanını cezalandırmak üzere, hayatla oynanan bu kumara katılmaya karar verirler. stevenson’un yetkin kaleminden çıkmış bu ürpertici serüven, genç bir amerikalı’yla britanya imparatorluğu’nun subaylarından birinin de devreye girmesiyle, müthiş bir kovalamacaya döner."

    yazar robert louis stevenson ın kaleminden çıkmış olan kitap turkuvaz kitap tarafından basılmıştır. hikaye oldukça ilgi çekici.

    alıntı: http://www.idefix.com/…asp?sid=s5hd97u0kk1kx4kloibk
  • keşke gerçek olsaydı . biliyorum çoğu insan geride kalanları düşünüp intihar etmiyor. çoğu insan korktuğu için intihar etmiyor.çoğu insan dinleri yüzünden intihar etmiyor. bu yüzden çoğu insan intihardan bahsedildiğinde bile korkuyor. bir filmden sıkıldığımızda kapatabildiğimiz gibi , bir romandan hoşlanmayınca okumayı bırakabildiğimiz gibi neden kendi hayatlarımızdan vazgeçemiyoruz ? ya başka film olmassa diye mi ? yoksa bunu kapattığım için diğer filmler bundan daha kötü olur diye mi ?

    edit : lütfen evde denemeyin .bu yazıyı ciddiye almayın .
  • sevilen iskoç yazar stevenson'a ait olan ve az önce bitirdiğim kitap. klasik stevenson üslubu ve kendine has olayları bağlama yetisi. dil akıcı ve hikaye ilginç olmasına rağmen diğer kitaplarına kıyasla daha az beğendiğimdir. nedeninden çok emin olamamakla birlikte kitap boyunca hikayeye ve akışa fazla odaklanılıp okuyucuyu karakterlere bağlayacak detaylara çok az yer verilmesinden kaynaklanmış olabilir.
  • kısa hikayelerden oluşan bir kitap. çok uzun zamandır kitap okumayan ve o aralar oldukça depresif bir ruh haline sahip olan bana oldukça iyi gelen kitaptır. ilginç bir şekilde orada olduğumu hissettim, sokaklar gözümde canlandı, ruhumda ilginç bir yaşama kıpırtısı oluşturdu. bu kitabı okuduktan sonra okumaya geri dönmeye başladım yavaş yavaş. okumayı tekrar sevdirmesi açısından güzeldir. öyküler çok ağır değildir akıcıdır, okumayı sevmek isteyenler için idealdir. ayrıca moraliniz düşük ise sizi düşünmeye iter, kitabın halinizden anladığını hissedersiniz.
  • bunun mobil uygulamasını yapmışlar katılmak isteyenler yeşilimi yakabilirler. gerçek psikopat olmayan yazmasın lütfen.
  • kimliğini gizleyen bir prens ile ona eşlik eden yol arkadaşı bir teğmenin, ölmek isteyip de intihar edecek cesareti olmayanların kurduğu bir kulübün varlığını öğrendikleri gizemli birinin peşine takılmaları ile başlıyor kitap.

    bu kulüpte, her gece içilip eğlenilir; ta ki iskambil desteleri masada dağıtılıp, maça as'ın öldürülecek adamı, sinek as'ın ise öldürecek katili belirlediği vakte kadar. gecenin sonunda, istese de istemese de, kartların yüklediği görevler yerine getirilecektir: talihsiz kişi, ondan pek de talihli olmayan kişi tarafından öldürülerek.

    kitabın ilerleyen bölümlerinde, bu işin arka planı, bu işin başındakilerin her türden entrikaları, işlenen cinayetler, bir tür dedektiflik havasıyla neşterlenip sergilenir.

    hacmi az bir kitap için hacimli bir konu.
  • "kafama bir silah dayayıp tetiği çekemem; çünkü kendimden daha güçlü olan bir şey beni bundan alıkoyuyor. üstelik her ne kadar hayattan nefret etsem de bedenim ölümü yakalayıp icabına bakacak kadar güçlü değil..."
  • louıs stevenson un kaleminden çıkan orjinal hikayesiyle beni kendine çekmiş kitaptır. böyle bir kulübün olmasını canı gönülden isterdim.
  • robert louis stevenson'nın kaleme aldığı birbiriyle bağlantılı 3 hikayeden oluşan kitaptır. kremalı turta dağıtan genç adamın hikayesi isimli hikaye benim için ne kadar akıcıysa diğer hikayeler bir o kadar akmadı. sonu pek bağlanamamış gibi hissediyorum.

    kitap, ölmek isteyen ama ölmeye cesaret edemeyen bir grup korkağın bulunduğu kulübü keşfeden prens ve albay'ın maceralarını ele alıyor. ülkeyi yönetecek olan veliaht prensin bu tarz şeylerin peşinde koşması da ayrı bir trajedi denebilir.
hesabın var mı? giriş yap