• electronic arts firmasının the sims 3 ve ek paketlerinden sonra çıkaracağı sıradaki oyun.

    şimdilik oyun hakkında pek fazla bir bilgi yok ama orta çağ'da geçeceğini ve karakterlerin kahraman olacağı bir oyun olacağını tahmin etmek çok da zor değil. başka sitelerde de oyunun bir ek paket olmayacağı, kendi başına bir oyun olacağı söyleniyor.

    ne zaman çıkacağı ile ilgili bir bilgi de henüz mevcut olmamak ile birlikte en azından oyunun bir sitesi mevcut.
    isteyen siteye ve şimdilik 3 adet ekran görüntüsüne bakabilir: http://www.thesimsmedieval.com/
  • değişik bir oyun. sıkıcı ve amaçsız olan the sims'e yeni bir soluk katacağı kesin. güzel bir multiplayer desteği sağlanırsa tadından yenmez şimdi. neyse, çıksın bakalım. merakla bekliyoruz.

    çıkmış. malum ortamlardan aldığımız duyumlara göre reloaded yine iyi iş yapmış.
  • trailerını izleyince gülümsediğim oyun.

    hey gidi günler... bir zamanlar öpüşürdün de tepeden papatyalar yağardı- nur topu gibi sadece kucağa alabildiğin dandik bir bebeğin olurdu. sonra bir dolu koltuğumuz, aspirationımız, emekleyen bebeklerimiz, eceliyle azrail eşliğinde yaşlılıktan ölen simlerimiz oldu. tatile çıkarttık falan ama o da kesmedi. tam tek düzeleşmenin uç noktasındayken geldi bu oyun. iyi oldu. bekliyoruz.
  • malum ortamlara düşmüş oyundur.

    oh be hep şu kalıbı kullanmak istiyodum
    (bkz: malum ortamlar)
  • trailerını izleyip sadece "oohaa, yuuh" tepkisini verebildiğim oyun. hem sims, hem orta çağ, cadılar, büyücüler, krallar, prensesler,şövalyeler, kaleler, kıyafetler... çok uzun bir aradan sonra bilgisayarıma tekrar oyun yüklememe sebep olacaktır, zaten işsiz dönemim, zaten akşama kadar evde yatıyorum, oyyş..
  • sims serisine uzun zamandan sonra ilk defa köklü bir değişiklik getirme amacıyla çıkartılmış olan son ea oyunu. ilk duyduğumda fazlasıyla hoşuma giden bu ortaçağa harmanlanmış sims fikri, trailerı izledikten sonra da "kafamdakine yakın birşeyler çıkıyor galiba lan" hissiyatını körüklemişti. kafamdaki ise hem bir krallığa hemde bireysel bir hayata hükmettiğimiz dengeli ama bir o kadar eğlenceli bir oyundu. peki sims medieval öyle miydi?

    harika demo bizi selamladıktan sonra dikkatimi çeken ilk şey oyunun muhteşem müzikleri oldu. ortaçağ temasına uygun harika müzikler insanı anında havaya sokup ormanda bir yürüyüşe çıkılmış hissiyatı uyandırıyor. müzikler eşliğinde, oyunla ilgili ilk fikir sahibi olmanızı sağlayan ambitions ekranına vardım. öncelikle söylemeliyim ki biz, bir tanrı (watcher)'yız ve ambitions ekranı da bizim tanrı olarak neler başardığımızı gösteren bir ekran. burda önceki oyunlarda başardıklarımızla yeni challenge'lar unlock edebiliyoruz. tamamladığımız her challenge bize quest point (qp) olarak geri dönüyor.

    ilk challenge'ımız olan new beginnings i seçtiğimizde, kendimize bir krallık ismi belirleyip ortaçağın büyülü atmosferine enejkte oluyoruz. buraya kadar herşey yolunda gibi. oyunun haritasıyla karşılaşmam ise aynı zamanda oyunla ilgili ilk hayal kırıklığı oluyor. çünkü sims'in o güzelim kuş bakışı haritası gitmiş, yerini krallığımıza durdugumuz yerden 360 derece bakabildiğimiz tuhaf bir harita sistemi gelmiş. açıkçası ben sims'in o kuşbakışı haritasında kaleler kurarız, barracks'lar dikeriz diye umud etmiştim. iş bununla da kalmıyor, oyun neyi nereye dikeceğimi bana belirli yerler üzerindeki aptal butonlarla göstermeye kalkışınca inceden kıllanıyorum. evet arkadaşlar, oyundaki "build" sistemi adeta bir yapboz yaptırır gibi, binaları nereye dikeceğinizi size daha ilk andan gösteriyor. eğer elinde yeterli resource point varsa barracks'ını şuraya, wizard tower'ını buraya, cathedral mi? aha onu da buraya yapabiliyorsun.
    oyunu bırkalamaya devam ettiğimizde, bu krallığın tahtının boş olduğunu görüyoruz. bir monarşi'ye ihtiyacımız var ve bunu sağlayacak olan hero'yu da tanrı olarak biz seçeceğiz. kendi hero'muzu yaratalım diyoruz ve dalıyoruz create a sim ekranına. burda yine bir hayalkırıklığı yaşıyoruz, zira aksesuarlar ve kıyafetler son derece sınırılı. ancak herzaman expansion set'lerle para kazanmayı hedeflemiş sims serisi için bu yeni bir şey değil.
    boş zamanıma gelip, topaç gibi bir sim yarattıktan sonra koyuyorum tahta. evet. tahta. direk tahta. öyle yoksulluktan geleyim, alnımın teriyle kazanıp zirveye çıkayım, babam şövalye annem büyücü role play'i yok.

    zıdonk diye tahta oturduktan sonra, oyun optimizasyonunun daha düzgün işlediği hemen göze çarpıyor. çünkü late night expansion'unda bütün özellikler full'deyken akraba evliliği gibi takılma yapan oyun, burda fuller fuluyken adeta akıp gidiyor.

    neyse, oyunun işleyişinde ise artık kaba sıçıyor olmamızın dışında pek bir değişiklik göremedim ben. dekorasyon açısından da eşyaların acayip sınırlı olduklarından bahsetmeme gerek yok sanırım. kalemizde takılıyoruz, insanlar geliyor paso, konuşuyoruz ayar veriyoruz. hanımyavruceğizlerimize cinsellik vaatleri fısıldıyoruz. krallıkla ilgili evrak işlerini imza şeyediyoruz. yani sims 3'te yediğimiz haltların çoğunu sallayın, geri kalan çok küçük bir kısmını da işte ortaçağa uyarladığınızı düşünün. city map yerine ise terriatory map var. civar krallıklara göz atıp krallarıyla görüşüp ticaret anlaşması falan yapabiliyoruz.

    sonuç olarak her yeni çıkan sims oyunu gibi, içi boş ve sıkıcı olmuş. yeni çıkan expansionlarla umarım birşeylere benzer ancak şu haliyle ortaçağ ile dalga geçen, 29 kupona sabahın verdiği sevimsiz bir eğitim seti gibi duruyor.
  • oyundaki tüm herolar level 10'a kadar getirdikten sonra büyücümle yeni bir krallık kurmak adına eski ülkemden ayrıldığım oyun oldu. oyundaki en güzel şey de monark olarak rastgele adam infaz ettirmek. geliyor adam, baktın tipi hoş değil, direk yaratığa yem ediyorsun...

    ayrıca blacksmith, priest ve wizard ile oynamak çok eğlenceli. her heronun ayrı sorumluluklara sahip olması oldukça hoş bir ayrıntı olmuş. monarksan halkı dinle, büyücüysen iksir siparişlerini hallet, tüccarsan satış yap gibi miniquestler geliyor. ayrıca soylu bir şövalye gibi insanları düelloya davet etmek de, en az vaaz vermek kadar keyifli... yaklaşık 10 15 saat oynamamın ardından daha keşfedemediğim bir çok özelliği olduğunu söylemeden edemeyeceğim... deneyiniz...

    ha unutmadan, benim gibi herolarıyla kendini özdeşleştiren bir adamsanız, -misal veriyorum- monarch olan heronuzun, doktor olan heronuzu öldürmeye karar vermesi gibi sahnelerde lütfen oyundan çıkmayın. hayır gerçekten öldürüyor evet; ama taa en baştan adamlar uyarmış: bu questin sonunda ikisinden biri diğerini öldürecek!
  • zamanın farkında olmazsanız kaptırıp gidilebilecek bir oyun olmuş.krallığa geçmeden evvel ambition denilen oyun seçeneklerinden birini seçiyoruz ki ilk başta sadece tutorial kısmı açık,gerisini oynadıkça açıyoruz.bu ambitionlar genel olarak bazı özelliklere sahip olmanızı gerektiriyor krallık olarak,komşu krallıkları ele geçir,sağlık güvenlik vb.özellikleri yüksek tut gibi.oyun süresi verilen quest point bitene kadar,krallığınızda yaptığınız her questin belli puanı var yaptıkça toplamdan düşüyor.quest pointiniz bittiğinde o ambition bitmiş oluyor ve başarınıza göre gümüş,altın veya platin ödülle bitirmiş oluyorsunuz(bunlar da watcher olarak aldığınız xp'ye etki ediyor).

    krallıkta yaptığınız questler ise oldukça eğlenceli düşünülmüş,aynı questi farklı herolar farklı şekillerde yapabiliyor;açlık grevi yapan köylüleri monarch ile ikna ederken,aynı questi cleric ile yapınca açlıktan ölmelerini engellemeye çalışıyoruz.kimi questler her heroyla yapılabilirken kimisi belli başlı özellikler istiyor(hero çeşidi,bazı binaların yapılmış olması,heronun seviyesi vs.) diğer krallıkları haritadan açıp dostluk kurunca onları ele geçirme questleri açılıyor.bitirilen her quest kullanılan heroya xp,para ve size bina yapma puanı veriyor(bu puanlar diğer krallıklarla dostluk kurmak için de kullanılıyor).binaları kuracağınız yerler ise belirli,ki bence oyunun en kötü yanı bu,her krallık birebir aynı görünüyor,binaların içini değiştirebilirken dışına elleyemiyoruz.

    sim'leri kullandığınız kısım detaylı fakat boğucu değil.açlık ve enerji göstergelerinin yanı sıra focus göstergesi konulmuş ki yaptığınız hemen her şey focusa etki ediyor.eve yeni eşya almak,yeni arkadaş edinmek,kavgada kazanmak vb. bir sürü etken var.ayrıca questteki performansınızı gösteren bir de bar konulmuş,bu da focus seviyeniz iyiyse artış,değilse düşüş gösteriyor(yine gümüş,altın ve platin seviyelerinde).kullanılan heroların mesleğine göre günde 2 tane görev geliyor,bunları yapmak keyfi,lakin yapılmazsa focusa olumsuz etki ediyor.şövalye ile duello davetlerini yanıtlarken casusla boyunduruktan adam kurtarmamız gerekiyor,demirci gelen siparişleri yaparken ozanın şiir okuması veya oyun sahnelemesi gerekiyor,papaz ile vaaz verirken tüccar ile müşteriye yağ çekmemiz gerekiyor(butter up diye seçenek koymuşlar).

    sim'lerinizin özellikleri de oynanışa etki ediyor,her karakterin iki normal özelliği,bir de kötü yanı var,bunları karakter oluşturma ekranında seçebiliyoruz.korkak birini oynarken karanlıkta dışarı çıkmak focusu olumsuz etkiliyor mesela,kumarbaz,sarhoş,seks manyağı gibi özellikler mevcut.dost canlısı,şakacı gibi özellikler ise diğer sim'lerle kurduğunuz diyaloglara fazladan seçenekler ekliyor.

    binaları düzenlerken de dış mekan olarak sadece tüccarın tezgah kurduğu mekana değişiklik yapabiliyoruz.eşya sayısı bence yeterli değil,fakat renk değiştirme seçeneği ile sıkıcılığı biraz azaltmışlar,yine de çok önemsiz kalmış dekorasyon,krallık questlerindeki hikayeler asıl eğlence,sim'lerle oynamak bile bir süre sonra monoton oluyor,questi hemen bitirmek istiyorsunuz.
  • electronic arts'ın yaptığı, sims serisinin en son vakit öldürgeç'i.
hesabın var mı? giriş yap