• bu sene vizyona girmiş olan álex de la iglesia filmi. başrollerde elijah wood, leonor watling ve john hurt görülmekte.

    http://imdb.com/title/tt0488604/
    http://elseptimoarte.files.wordpress.com/…rs-33.jpg
  • álex de la iglesia die birinin yönettiği* 2008 yapımı bu ispanyol filminin başrollerini elijah wood, john hurt ve leonor watling paylaşyorlrmış. guillermo martinez'in argentine mathematician isimli romanından esinlenerek yapılmış film bu hafta* fransada, nisanın sonuna doğru da diğer avrupa ülkelerinde gösterime girecek.
    isminden de bariz olduğu üzere, oxford üniversitesi'nde meydana gelen bir veya birkaç cinayeti konu alıyor. ben henüz izlemedim ama güzel yorumlar duydum.
    çekimler 14.1 milyon dolara mal olmuş bu arada*
  • ispanya-fransa ortak yapımı film elijah wood'un bakışlarıyla afişe olmuş film,
    hani filmi koklayayım bari deyip fransızca bilmeden seyretmeye yeltenince bir mana ifade etmeyen,
    sevap edinmek isteyen bir şahsın ingilizce ve/veya türkçe altyazı olayına müdahelesi ile hayırlara vesile olacağı filmdir,
    yanlış öğrenmemişsen türkiye gösteri ağustos 2008 olarak planmaktaymış.
  • ömür törpüsü bir film.araya zekayı zorlayıcı bi kaç tane bilimsel teori vs. koyarak filmi dolu göstermeye çalışmışlar ama nafile. tamamen boş bir film kanımca. filmdeki tek başarılı şey john hurt'un oyunculuğu. ha bi de elijah wood'un bi kaç sevişme sahnesi var. sanırım elijah wood için bir ilk diyebiliriz. benim için boşa giden bir 2 saatten fazlasını ifade etmeyen filmdir sonuç olarak.
  • matematik seven anlayan bir insan için, davinci'nin sifresi kitabindan öteye bir keyif veren filmdir.. sahsen ben fibonacci sayilari ile, ne bileyim efendim pisagor ile, oklid ile, guy hawkes ve mahmut tuncer ile inanilmaz keyif aldim.. ama yine de olabilecekken olmamis, hep bir sekilde eksik kalmis bir film..

    misal veriyorum, filmdeki ideoloji aslinda cok saglam. yani ölmek üzere olan insanlarin, ölmelerine bakilmasi ama onlarin hic bir sekilde yasayanlara, yaşama sansi olanlara yardim etmemeleri.. özünde organ bagisi fikri üzerine süpper bir güzelleme var. ama alti cizilmemis, ama doldurulmamis..

    filmde onlarca, hatta yüzlerce sahane gonderme varken, bunlarin hic birinin bir sekilde, (mesela v for vendettada oldugu gibi) konuyla bagdastirilamamasi eksik olmus.. v for vendetta'da kücük ayrintilarin filmde etkin olarak kullanilmasi ne kadar sahaneyse, bu filmdeki büyük ayrintilarin filmde kullanilmasi o kadar dandik olmus..

    mesela bas kahramanimiz ile filmdeki bi kadin sevisiyor.. "eh güzel gogusler" demenizle kaliyorsunuz.. sahsen ben filmdeki her olayin bir sekilde boş olmamasi gerektigine inanan biri olarak boyle sahnelere tav oldum filmde.. yani sevistiniz, ama amaciniz ne? yok.. cok kudurduk ondan sevistik..

    bununla beraber cekimler cok hoşuma gitti.. gorsel bir adam olmasam da oxford meydaninda hiç kesilmeden yapilan 5 dakikalik cekim sahane ötesi bir çekimdi.. kendimi bir an e r izliyormusum gibi hissettim.

    velhasil on üzerinden 6.4 ü anca hakedecek bir film.
  • matematikten biraz anlayan şahısların sakin kafayla oturup izlediğinde çok keyif alacaklarını düşündüğüm film.
    tam bir uluslararası film denebilir, fransa-ispanya ortak yapımı, amerika'dan gelen öğrencinin ingiltere'de yaşadıklarını anlatıyor.
    bide bu elijah wood'u bir türlü normal insana benzetemiyorum. lotr'dan mıdır nedir, hep ayakları kıllı yada normal insanın yarısı boyutunda olması gerekirmiş gibi. bu filmde de düşüncelere dalıp gittiğinde yüzündeki ifade "ahanda sauron çağırıyor" yorumu yapmama neden olmuştur.
  • güzel bir konuyu kötü anlatımlar, kopuk dialoglar ve alakasız konularla kötü anlatmış film..

    --- spoiler ---

    sadece serilere yoğunlaşılsaydı hoş bir bilim soslu polisiye filmi olabilirmiş.. ilk ölümün cinayet olması ve profesörün daha sonra hiç cinayet işlemeden, seriler mantığını kullanarak bunu örtbas etmeye çalışması çok orjinal bir fikir.. cinayet, doğal ölümün avantajının kullanılması, tesadüfen ölümün şansı ve 4. ölümün engellendiği aldatmacası ile bilgilerin basına verilmesi iyi kurgulanmış.. süper bir seri yaratılmış.. ama bunu anlatmak için heisenbergin kedisi 'nden bahsetmeye veya gerçeğin hiçbir zaman bilinemeyeceği argümanını bu kadar uzatmaya gerek yoktu.. sonuçta mantıkla, matematikle herşeyi çözerim diyen velet, hiç bir bok bilemezsin diyen hocasını altetti ama bunu anlatacağım derken polisiye ve serilere oturmuş kurgu çok geri planda kaldı..

    --- spoiler ---

    yine de fena değil.. yorgun bir günün sonunda ayaklarını uzatıp izleyince keyif veriyor..
  • dominique pinon'un da oynadigi film.
  • senaryosunun zayıf, kurgusunun tatmin etmediği, oyunculukların vasat ve eğrisiyle doğrusuyla başarılı olmayan bir film.

    http://www.resetmagazine.net/…32/sinema/oxford.html
  • ben olaylara bu kadar kopuk, bu kadar balıklama dalan bir film daha görmedim. göremem de.

    ne amaçla oxford'a geldiğini anlamadığımız heyecanlı üniversite öğrencisi amerika'dan oxford'a gelir ve olaylar -yiyişmeyle- gelişmeye başlar. kalacağı eve girer, yaşlı bir kadın çıkar karşısına kimdir nedir bilmediğimiz. anlatır anlatır. daha sonra kızı çıka gelir, o da aynen meçhul. o da anlatır. uzmanlık alanını tam anlayamadığımız nutuk atan, çok meşhur, çok sevilen bir hoca vardır ama kimdir, nedir uzmanlık? yine yok. klişe lafları felsefe yapmış gibi dizdiren, öğrencileri waooow efektleriyle etkileyen -gerçekte götüm felsefesi- olan bir dallama hoca. sonra squash oyununda ortaya çıkan, elijah'a şöyle 3 boy büyük gelen -taş- yine tanımlanamayan sevgili. yok muydu şöyle 18-19luk çıtır bir hatun kuru muru, tahtamsı, bari bu inandırı oalydı. eleman ergenliğe yeni girmiş gibi, sen onun yanına koymuşun ispanyol boğasını yememizi bekliyosun. bi de bunları soydular, seviştirdiler dalga geçer gibi te allam yea. filmde her sahnede "sen kimsiiin?!" diyen bir komutan logar eksikliği aramadım değil ama.

    konuya gelince konu zaten yok. iki saat burda bişeyler yazmaya hiç gerek yok zaten. adamlar toplanmışlar sanki. elde bi senaryo yok, doğaç ne çıkarsa artık diye mi girmişler olaya anlamadım. öyle yapsan bile daha iyi şeyler çıkar ortaya eminim. filme on üzerinden iki, o da güzel ablanın hatrına. bu 15 milyon dolar bütçeyi de nereye harcamışlar ki bunlar ya? onu geçtim ispanyol-fransız yapımı bi film değildir bu kesinlikle, inanmam. nayır nolamaz.

    uzun zamandır bu kadar kötü film görmemiştim.
hesabın var mı? giriş yap