• albert camus'nün mitolojik karakter sisyphus'u analizlediği yazısıdır. ona göre sisyphus gerçekleşmesi imkansız bir görevi defalarca yerine getirip başarısız olmaya devam etse de (kaya parçasını kaygan dağın tepesine her çıkarmaya çalıştığında kaya geri düşer ve sisyphus da her defasında aşağı inip kayayı tekrar çıkarmaya çalışır ve bu döngüyü sonsuza kadar hiç ara vermeden tekrar eder) aslında mutludur. evet, mutludur.

    çünkü sisyphus "anlamsızlığın içinde kendi anlamını"* bulmuştur. taşı tepeye ulaştırmak değil, her defasında tekrar başlamaktır onun amacı aslında. ve sonunda bir amacı olduğu için mutludur.
    (bkz: absürdizm)

    (ayrıca zeus onun pes etmesini, vazgeçmesini ve yenilmesini istedikçe sisyphus bir kez daha taşır kayayı. bir kez daha düşürür. fakat tekrar başlar. zeus'a tatmin olma duygusunu tattırmaz. bu, sisyphus'un bonus zaferidir.)

    gelelim bunun absürdizm kısmına. ingiliz edebiyatında 1950 ve 60larda britanya'yı sallamış bir absürd drama dönemi vardır. en bilinen örneği (bkz: samuel beckett)'in (bkz: godot'yu beklerken) oyunudur. bu drama çeşidi dramanın genel özelliklerini reddeder ve kendi karakteristiğini yaratır. mesela, oyunlarda yer ve mekan asla kesin değildir, sonsuz tekrarlar vardır ve dilin pek de bir önemi yoktur; iletişim imkansızdır. godot'yu beklerken'i ele alırsak: godot'nun kim olduğu ya da ne olduğu, gelip gelmeyeceği bile belli değildir. fakat ana karakterler onu beklemeyi kendilerine (bkz: amaç)*edinirler.
    oyunun bir yerinde estragon'un "var olduğumuz algısına kapılmak için her şeyi yaparız, öyle değil mi vladimir?" diye sorması aslında her şeyi özetler.
    (bkz: felsefi intihar)

    estragon ve vladimir için hayatın amacı godot'yu beklemektir. godot'nun gelip gelmemesi pek de önemli değildir.

    sisyphus için de hayatın amacı kayayı tekrar tekrar taşımaktır, sonunda tepeye çıkarmayı başarıp başarmaması önemli değildir.
  • camus'nün dünyayı mantıkla anlaşılamayacak, mantıksız bir yer olarak kabul ettiği ve varoluşun absürdlüğünü açıkladığı makalesi.

    "...now i can broach the notion of suicide. it has already been felt what solution might be given. at this point the problem is reversed. it was previously a question of finding out whether or not life had to have a meaning to be lived. it now becomes clear, on the contrary, that it will be lived all the better if it has no meaning. living and experience, a particular fate, is accepting it fully. now, no one will live this fate, knowing it to be absurd, unless he does everything to keep before him that absurd brought to light by consciousness. negating one of the terms of the opposition on which he lives one terms to escaping it. to abolish conscious revolt is to elude the problem. the theme of permanent revolution is thus carried into individual experience. living is keeping the absurd alive. keeping it alive is, above all, contemplating it. unlike eurydice, the absurd dies only when we turn away from it. one of the only coherent philosophical positions is thus revolt. it is a constant confrontation between man and his own obscruity. it challanges the world anew every second. just as danger provided man the unique opportunity of seizing awareness, so metapysical revolt extends awareness to the whole of experience. it is that constant presence of man in his own eyes. it is not aspiration, for it is devoid of hope. that revolt is the certainty of crushing fate, without the resignation that ought to accompany it."
  • absürtlüğün şekillendirdiği hayatlarımızda ya da hayatımızın herhangi bir noktasında gözlemleyebileceğimiz herhangi bir tür saçmalığın varlığı aracılığıyla, nedensizliğin nedenselliğini tabana alarak intiharın, yaşamda sorgulanabilecek tek gerçek olgu olduğunu yunan mitolojisinde tanrıları kandırdığı için ebediyen bir kayayı, bir tepeye yuvarlamakla cezalandırılmış sisyphus karakterinin rutini üzerinden gösteren camus kitabı.

    yazar truism, réalité ve absurdité arasında gidip geliyor, kitap güzel çıkarımlara ve monologlara ev sahipliği yapıyor. birbirine geçmiş, birbirleriyle içli dışlı bu kavramlar, özetle hayatımızın temelinde öyle büyük bir yer kaplıyor ki çoğu kez, mekaniksel hale geldiğinden veya alışılagelmiş olduğundan, yaşamaya devam ediyoruz ya da ana kapılıyoruz. koşullanırcasına. fakat ancak soru sormaya başladığımızda absürtün farkına varabiliyoruz. sorular, yanıtsız bırakılsa da, şeylerin anlamsızlığına veya şeylere ithaf ettiğimiz anlamların özünde bu olayların, kendi yaşam amacımızın belirlenmesi veya saptanması eyleminden başka bir işe yaramadığını görüyoruz.

    özetlemek gerekirse laissez faire laissez passer, kendi yolumuzda, kendi uğraşımızla yaşayıp gidelim, usulca.

    öte yandan intihar eyleminin bireyin anlamsızlaşan, anlamını yitirmiş türlü absürtlüklerle, tezatlıklarla, ironiyle ve bu şeylerin yol açabileceği derin ızdırap ve keder dolu hayatına amaç olabileceği ya da fiile geçirilmesi halinde ulaşılabilecek tek, mutlak ve son destinasyon olması nedeniyle, bireyin bu tür bir anlamlandırma fiili zinciriyle kendi intiharını kendine hak olarak görmesi veya bu tür bir olguyu nedenselleştirmeyi(justification) başarması, çok da imkansız değildir. bilakis her insan evladı, intiharı düşünmüş, az da olsa aklını kurcalamıştır, böylesi düşünceler. zaten birey, ancak etrafını yeterli ve detaylıca incelediğinde bu olguları saptayabilir.

    fakat the myth of sisyphus'ı özel kılan şey, tam da intihara ve yaşama olan bakış açısındaki öteden bu yana süregelen söz konusu ikilemde hangi tarafta ve hangi sebeplerden yer aldığıdır. absurdité duvarlarının etrafımızı sardığı böylesi bir gerçeklikte, nihilistik, var oluşçu felsefelerin, hayatı olduğu gibi kabul etme ve bunun üstesinden gelinebileceğini hatırlatırken, çoğu kez de içselleştirdiğimiz bu sorunların kendi gözümüzde giderek büyüdüğünü ortaya koyuyor.

    kısacası, anlam aramanın anlamsızlığına değiniyor. çünkü hayatta kalmamızın ve yola devam etmemizin tek sebebi her ne kadar kulağa saçma gelse de ve hatta bir sonu bile olmasa da yeni hedefler belirleyip o hedefleri tamamlamaya çalışmaktır. tıpkı sisyphus gibi...
hesabın var mı? giriş yap