• çok iyi yazılmış, okurken fazlasıyla keyif aldığım bir roman. fantastik edebiyatı seven sevmeyen herkese tavsiye ederim, tahminen döner bir daha okurum ileride, o derece sevdim.

    kısaca spoylersiz özet geçeyim, olaylar 1890 lı yılların başında new york'ta geçiyor. bu dönemlerde new york'a dünyanın her yerinden akın akın göçmen geliyor, yahudilerin, irlandalıların, suriyeli (hırstiyan) arapların kendi mahalleleri var. new york'a göçmek üzere olan polonya yahudisi bir abimiz bir türlü kadınlardan yana şansı yaver gitmediği için mistik işlere bulaşan bir hahamdan kendisine eşi olacak bir golem yaptırıyor. golemler yahudi mistisizminde kilden yapılıp sahibine bağlanan, onu koruyan, ama bütün hikayelerde eninde sonunda ortalığı dağıtıp sahibini yokeden yaratıklar. bu golemi yaptıran yahudi abimiz, abd'ye varamadan gemide ölüyor, golem de sahipsiz kalıyor new york'a inince. bu sırada küçük suriye mahellesinde bir kalaycı abimiz kendisine getirilen bir lambayı tamir ederken içinden insan formuna hapsedilmiş bir cin çıkar. bu iki fantastik yaratık karışık şehrin içinde insanları tanırlar, sonra tanışırlar.

    roman bu ikisi arasındaki arkadaşlık hikayesi, güzel olanı uyduruk bir aşk hikayesi değil, kurgu çok güzel, karakterler çok canlı, inanılır yazılmış. cin'le insanın rakı içip tanrının varlığını tartışması, marksist yahudi karakterin haham amcasıyla muhabbetleri gibi pek güzel diyaloglar var. üstelik hikaye giderek karışsa da çok iyi bir şekilde heyecanlı bir sona bağlanıyor. hatta kitabı okurken bir kaç kere bunu nolan abi filme çekse ne güzel olur prestigeden bile güzel yapar diye düşündüm.

    kitabı okurken bol bol jonathan strange & mr. norrel aklıma geldi, yazar da sonunda bu kitabı yazmamı etkileyen kitaplar arasını onu ve american godsı koymuş daha da beğendim. yazarın (bkz: helene wecker)ilk kitabıymış, kendisi yahudi, eşi de arapmış bunları öğrenince daha da bir sevdim.

    tekrar tavsiye ederim, türkçe'ye çevirilmesini de umar, çevirmen ve yayıncıların ellerinden öperim.

    (mesajla gelen bilgi uzerine edit: gecen yil turkce olarak da yayinlanmis kitap, dogan kitaptan cikmis buyrun)
  • helene wecker'in yazdığı, türünün en iyi örneklerinden olan şahane roman. yazar bu kitabı yazmak için hayli araştırma ve okuma yapmış olmalı zira hem cin ve islam hem de golem ve yahudi geleneklerini bilmesi gerekiyor. ayrıca new york'un bundan yüzyıllar önceki tasvirini yapmak da öyle herkesin yapabileceği bir şey değil. kalın bir kitap olmasına rağmen page turner dedikleri türden. okudukça okuyasınız geliyor. tabii ki merak unsuru tematik olarak oluşturuluyor okuyucuda ama teknik olarak da başarılı olduğunu itiraf etmek gerek. fantastik edebiyat okurlarının vazgeçemeyeceği türden bir kitap.
  • değeri bilinmemiş şaheserlerdendir. öncelikle anlatım oldukça akıcıdır, öyle ki yer yer bir amin maalouf havası dahi yakalamak mümkündür. tarih gibi akıp giderken birbirinden ilgi çekici karakterler ve mekanlar romana girip çıkar ve bittiğindeyse insanı iki büklüm eder.

    kendi adıma kitabın başında yer alan çölde cin ve kız arasındaki yakınlaşma inanılmaz etkileyici bir anlatıma sahipti, insana gerçekten orda olanları hissettiriyordu, sonrasında yine çöldeki camdan saray aradan bunca yıl geçmesine rağmen içimdeki büyüsünü asla yitirmedi..

    aslında diyebilirim ki, okuduğum günden beridir hiçbir şekilde aklımdan ve kalbimden çıkmayan bir roman oldu. geçmiş zamanlığıyla, kıtalara dağılmış macerasıyla, kavuşulamamasıyla, o çöl ve çölde olanlarla her yerimi yakıp geçmiş, sanki doğduğum anda yitirdiğim bir hikayeyi, içimden bir parçayı bana geri vermiştir.
hesabın var mı? giriş yap