• (bkz: the bell jar)*
  • başına the konulunca, kendini oldum sanan bir kavram...
    ... dehaletinde, bira göbeğine bakalım mesela... bira tüketimi ile kozmonot olma olasılığı arasında bir ilişki olabilir mi?
    (bkz: tersine bell curve)*
  • herrnstein ve murrayin yazdigi bu kitap tam olarak istatistik nasıl yanlış kullanılır, istatistiksel bilgiler çarpıtılarak milyonlar nasıl kandırılır, cumhuriyetçilerden para nasıl kazanılır, amerikan toplumundaki bu eşitsizlik nasıl adilmiş gibi gösterilir gibi bir çok alanda tam bir klasik olmuştur.

    bu kitabın eleştirisini yapmadan önce bir özet vereyim meşhur çan eğrisi kitabı üzerine...

    efendim bu kitap, benim elimdeki ingilizce kagit-baski edisyonu tam 872 sayfa. ancak kitap aslında 577. sayfada bitiyor... gerisi amerikan halkına bakın biz bilimsel bir çalışma yaptık, bunlar da kullandığımız istatistik metodlarıdır diye sunduğu bir appendix.

    kitabın temel aldığı ve savunduğu düşünceler şunlar:
    (1) zeka tek bir sayıyla gösterilebilecek, hayatın her alanına eşit şekilde etki eden kullanılabilecek bir olgudur.
    (2) zeka genetiktir
    (3) zeka yaşa bağlı olarak bir değişim göstermez.
    (4) serbest piyasa sistemlerinde işler ve pozisyonlar zekaya göre dağılır özellikle 1970 sonrasında zekaya dayalı mesleklerin artması ile bu çok daha bariz olmuştur.
    (5) sosyal sınıfların temeli zeka farkıdır.
    (6) bu yuzden işçi sınıfından bilişsel elit sınıfa, bilişsel elittende işçi sınıfına pek geçiş olmaz... çünkü zeka genetiktir.
    (7) irkların farklı zeka düzeyleri vardır.
    (8) beyazlar asyalılardan, asyalılar da siyahlardan zeka olarak üstündür.
    (9) amerika'da pozisyonlar zeka ile dağıtıldığı için bu ırklar hiyerarşisini görmek mümkündür...
    (10) bu tamamen doğal bir süreç olduğu için, fakirlerinin durumunu geliştirmeye çalışan programlar, fakirlere eğitim programları gibi refah programları gereksizdir... ne de olsa bu genetiktir, değişmeyecektir.
    (11) ama serbest piyasa zekilerin daha çok çalışmasına ve herkes için daha çok kazanmasına yarayacaktır... zenginler kazandıkça bundan elbette fakirler de yararlanacaktır...

    şimdi efendim, bu 11 madde öyle böyle 11 madde değildir... amerika'da süper ilgi topladığı yetmezmiş gibi, sosyal bilimlerin en populer olan kitapları arasına girmiştir. çünkü amerikan toplumu zaten boyle bir istatistiksel kanıt beklemektedir neoliberal sistemin yanlışlıklarının yanlışlık olmadığını göstermek için... bu kitap yayınlamdığı ay 400.000 satış ve dağıtımla çok ilginç bir performas göstermiştir... ilgilenenler bilir; bu aslında bir rekordur...

    bu kitabın sosyal bilimlere en büyük katkısı, sosyal bilimcileri bir araya getirip, biz bunun gibi çalışmalardan nasıl kurtuluruz diye düşündürmesi olmuştur. istatistik yöntemlerinin basit kullanımının ne kadar kötü sonuçlara yer açacabileğini göstermiştir...

    efendim bu kitap 1994'te yayınlanır yayımlanmaz ardından sosyal bilimciler 100lerce makale basmış, bir sürü karşı-kitap yazdısalarda medyanın ilgisini çekememişlerdir... bilimsel olarak bu kadar basit olan bir çalışma times'a newsweek'e kapak olmuş ve efsane bir çalışma diye 200 sene öncesi sosyal darwinizm fikirlerini amerikan halkına pazarlamıştır...

    kitabı okuyacak olursanız, tüm çalışmanın amerika'da ordunun yaptığı bir sınava afqt sınavına dayancığını görürsünüz... bu sınav bizim askeri liselere hazırlık sınavı gibi birşeydir... kızlar bu çalışmaya bu yüzden dahil edilmemişlerdir ki, bu çok çok çok büyük bir eksikliktir... her neyse, kitapta 500 sayfa boyunca bir çok komplex istatistiki analiz bulacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuzdur... çünkü aslında bütün kitap bir sosyo-ekonomik statu ve zeka'nin farkli bagimli degiskenler uzerinde karşılaştırılmasından ibarettir... multiple regression analysis kullanır; ve bir sürü korelasyon gösterir... en ufak bir nedensellik gösteremeyeceği gibi, regressyon analizinde sosyal-ekonomik statunun etkini zekaya nazaran düşük göstermek için binbir dalavereye girişmiştir bu kitabı yazan sayın harvardli akademisyenler...

    nedir bu binbir dalavere:
    (1) kendilerine zeka ile karşılaştırmak üzere bir aile-sosyo-ekonomik-durum degişkeni yaratmışlardır... bunu yaratırken anne geliri, baba geliri, anne eğitimi ve baba eğitimini eşit ağırlıklı olarak (ki neden eşit ağırlıklı olsunlar) saymış; ortalama almış buna aile-ses değişkeni demişlerdir... haliyle bu değişken kendi içerisinde çok ciddi bir hata yüzdesi barındırmaktadır ve zeka gibi br degişkenle nerede neyle karşılaştırılırsa karşılastırılsın daha düşük bir yüzde vermektedir...
    (2) binbir dalavere ile herrnstein ve murray bu sınavda doldurulmayan gelir düzeyi sorularına, tüm katılımcıların gelir düzeyi averaj skorunu vermiş; kayıp data ile böyle eski çağdışı bir şekilde başa çıkmış, ve tabi gelir durumunun amerikan sistemindeki eşitsizlikte zekadan daha az rolu oldugunu iddia etmişlerdir...
    (3) yine binbir dalavere ile, regressyon analizi için kullanılması gereken değişken sayısını azaltmışlar ve belli bir tek-taraflı görüş yaratmışlardır...

    ama butun bu istatistiksel dalaverenin yanı-sıra herrnstein ve murrayin en büyük hatası zekayı yanlış yorumlamak olmuştur... yaptiklari analiz yonteminde herrnstein ve murray çok garip varsayımlarda bulunmuşlardır... bu varsayımlardan sadece birisinin gerçekleşmemesi teorilerinin çökmesi için yeterli olsa da tüm varsayımları yanlıştır:
    (1) tek bir rakamla ifade edilebilmesi yani tek boyutlu olması: ki aslında zeka dediğimiz şey, farklı alanlarda kendisini farklı şekilde gösterebilen sadece sayısal, sözel, sanatsal, sosyal olarak değil; aynı zamanda görsel, grafikel, analitik, mantıksal, duygusal, pratik gibi boyutlara da dağılabilen bir olgudur...
    (2) zekanın genetik olması: efendim genetik'in etkisi olmasına rağmen zekanın genetik olması gibi birşey yoktur.... bu arada ilkokulda-lisede bize öğretilen zeka'nın %40 genetik %60 çevresel gibi yemek tarifi modelleri de tamamen yanlış istatiksel yorumların sonucudur... ama o ayrı bir entry'nin konusu
    (3) zeka değişmez: hayır, bariz birşekilde zeka değişir ve gelişir... bir iş üzerinde hakimiyet kurmaya başladığınız ve egzersiz yaptıgınız sürece o iş alanı ile gereken zekanızı artırırsınız... bunun bilimsel çalışmaları, sosyal-psikolojik analizleri mevcuttur... en basitinden bir geometri sorusunu çözmek zeka gerektiriyorsa, benzer soruları çözmek o zekayı artırır... çünkü zeka dediğimiz şey bir davranış adaptasyoudur... kişinin yeni bir ortama ve soruna kadar çabuk alışabileceğinin göstergesidir... öyle spearmanin ,gsi gibi iq gibi sacma sapan birsey degildir... ki oyle bile olsalar iq sınavına çalışarak puanınızı yükseltebilirsiniz...

    şimdi efendim işin bir garip tarafı da şu: uygulanan bu afqt sınavının aslında zekayla hiçbir alakası yok... tamamen kişinin eğitim durumunu ölçen içinde havuz soruları olan, geometri olan, sözel bölümü olan bir sınav bu... öss gibi yani... o yuzden sonuçlar genelde belirli bir sosyal sınıfı üstün gösteriyor...

    ama belki de zeka ile ilgili en yanlış varsayım şudur:
    (4) zekanın dağılımı bir toplumda çan eğrisi şeklindedir:
    öyle bir şey yoktur... iki sebepten dolayi: birincisi siz gelir durumunun toplumda çan eğrisi oldugunu söyleyebilirsiniz, çünkü geliri ölçersiniz, bakarsınız evet çan eğrisi dersiniz... ama siz zekayı gelir ölçtüğünüz gibi ölçemezsiniz... bir sınav uygular, bu sınavın zekayı ölçtüğünü varsayarsınız... ama aynı anda o sınav gelir durumunu, sosyal hiyerarsideki baskıyı, kültürel kapitali de ölçmektedir; ruhunuz bile duymaz... onun ölçtüğü şeye "zeka" adını siz verirsiniz... bu faktor analizci'lerin yaptıgı birinci buyuk hata... yani birbiri ile korelasyhon gösteren değişkenlere bakıp, evet bu zekayı ölçüyor demek... hayır; o birbiri ile alakalı bir şeyi ölçüyor... ama zeka oldugunu bilemiyoruz...

    ikincisi ise şu: hadi diyelim ki bu afqt sınavı gerçekten zekayı ölçüyor... ama bir bakıyoruz kitapta, eyvah eyvah... çan eğrisi şeklinde çıkmamış bunun dağılımı... ama olur mu, kitaba adını veren özellik bu. bu olmasa hiçbirsey olamaz... hemen herrnstein ve murray abimiz, sınavda az bilinen sorulara fazla puan vererek, yapılamayan soruların yuzdesini artırarak bir çan eğrisi yaratıyorlar... oldu mu şimdi be abi... delikanlı adama yakıştı mı?

    yakışmadı ama bu çalışma hala milyonları peşinde sürüklüyor... ırkçılığın ve kapitalizmin en büyük savunucu, sosyal bilimlerin ise harvard'li populer yuz-karasi olarak aramizda dolasiyor...
  • temel aldığı ve savunduğu düşünceler bir bir bilim camiası tarafından ispatlananan kitaptır.
    kendini kandırarak avutan bir yığın kimsenin, kapasitesini düşünmek yerine çevresel etmenlere suç atmak için inkar ettiği bir gerçeği savunur.
    dahi kimselerin hayatlarına bakıldığında çevrenin etkisinin olmadığı, ikiz deneyleri,kardeş deneyleri göz önüne alındığında genlerin ne kadar kuvvetli olduğu
    ortada iken eşitlik rüyasına dalmış kimselerce ırkçılık ve kapitalizme hizmet suçlarıyla itham edilmiştir. hayaller ile avunmak, dönüp aynaya bakmaktan daha kolay tabi.
    referans olarak verdiğim kişiler insan yeteneklerinin (zeka vb.) kalıtımsal olduğunu ve insanlar arasında eşit olarak dağılım göstermediğini kanıtlamıştır.
    dileyene referanslar
    henry herbert goddard (1866 – 1957)
    charles edward spearman (1863 – 1945)
    francis galton (1822 – 1911)
    arthur jensen (1923 – 2012)
    linda gottfredson (1947 )
    robert plomin (1948)
    burrhus frederic skinner (1904 – 1990
    james dewey watson (1928

    ekleme: eşitlik yalanı ile uyutulan dünya halkı herşey olabileceğini sanarak hayallere dalıyor. dünya halkını bu yalanlarla kandırıyorlar.herkesin eşit
    yaratıldığı yalanını sürdürenler utanmalılar.
hesabın var mı? giriş yap