• karşılaşılınca "aha macera" tepkisi verilen, zırhları yükte hafif, pahada ağır olan, sosyopat yağmacı esnafların göz bebeği devriyelere sahip elf ss'i.

    kukuletalı serseri önce indirilirse kalanlar çok büyük bir sorun yaratmaz, tabi bunlar hep eli sopalı nordlar için geçerli, başka tür karakterler ne yapar bilemiyorum.
  • çok nordik bir tınıya sahip isim. hala skyrim'i oynamadım ve bunu her gördüğümde bir nord örgütü sanıyorum; sonra aldmer ile ilişkili olduğunu (yeniden) öğrenip şaşırıyorum.
  • skyrim'de en sinir olduğum topluluk bunlar. markarth'da ki sarayda bunlardan var. bunlarla konuşayım dedim. içlerinden biri ağzını yaya yaya ''talos'a tapınmak katı bir biçimde yasaklandı'' dedi. anasını satayım tenha bi yer olsa valla ağzına iki tane çakıcaktım. ne kadar lanet bi' şey bunlar ya.
  • skyrim oynarken kırda bayırda denk gelindiğinde sövülen şeylerin ikincisi.*****

    ilk intiba önemli. zaten oyunun başında o kule dibindeki yargılanma sahnesinde tepeden konuşan thalmor yargıç bir antipati yaratmıştı. üzerinden zaman geçti hayli. üç gariban nord'u yaka paça götürürlerken bunlara denk geldim. meymenetsiz, mahkeme suratı tipli herifler. bir de sanki daha önce gördüm, bir mevzum olmuş gibi sinir oldum bir anda (hepsi birbirine benziyor neticede ama çıkaramıyorum**)

    karakterin de kısmen nord olması hasebiyle: "siz kime şekil yapıyürsünüz"* diyerek bunlara çattım. tabi atarı bana aynen iade ettiler. aynalı tahir gibi girdiğim kavgadan ganyotçu gibi kaçtım o ayrı. ama siluetleri aklıma kazıdım bir kere.***

    epey zaman geçti yolumuz markath'a düştü. taş sarayda karşıma çıktılar. yine aramızda atarlı giderli bir muhabbet geçti. köksal baba versus rıçıt misali sözlü bir sürtüşmenin ardından bu thalmor yargıcı arkasını dönüp yürümeye başladı korumalarıyla. vizontele'de fikri'nin askı sopasını sakince çekmesi misali kınından sıyırdığım nord işi two handed swordu çotank diye kafasına gömdüğümü pek fark edemedi.

    bu seferki arbedenin kazananı ben oldum. peşime kelle avcısı taktılar, yolda denk geldiğim devriyeleriyle kapıştım ama sinirim geçmemiş olacak ki şu thalmor elçiliği görevinde "ne sessizliği alayını tanrısına kavuşturmadan çıkmam oradan" diyerek ufak çaplı bir teksas katliamı'na imza atmıştım.

    sinirim yine geçmediğinden solitude* şehrindeki imperial garnizonunun* hemen içinde "thalmor karargahı" yazan binayı görür görmez bir anlık tereddütün ardından**"bunların elçiliklerini bastım. karargah da neymiş" gazıyla içeri daldığımı bilirim. neyse ki içerisi boştu da hadise çıkmadı.*

    özetle insani yoldan çıkaran, sinir stres sahibi yapan oluşumdur.
  • nerede, ne durumda, nasıl olduğu hiç önemli değil. gördüğüm anda indiririm bunları.

    oyunda ne olursanız olun, hangi ırktan olursanız olun ama bu tiplerle bir olmayın. itina ile yamultunuz.
hesabın var mı? giriş yap