tefek

• anadolu'da, kabak, asma gibi surungen dallari olan bitkilerin kutugune verilen ad.
• ufak tefekteki ufak atılıp küçük çocuklardan bahsedilirken de kullanılır. özellikle yaşlı kadınlar "pek bi tefekmiş" filan derler.
• asma ve bağ dallarının uç kısmındaki filizlerine verilen isim.
  tefekleri toplayıp, incecik kabuklarını soyup,yufka ekmeğinin arasına, peynir yada haşlanmış yumurta ile birlikte koyup yemek çok lezzetlidir. hafif mayhoş bir tadı vardır. bağ çapalama zamanı, bağ sahiplerinin yegane katığıdır.
  edit: bizim köyde tefek olarak bilinir, bazı yörelerde tevek olarak ta söylenirliği vardır.
• asmanın sürgünüdür. en inceleri acımtırak gelir ama biraz daha kalınları (bazen kabuğu soyularak) çiğnendiğinde ekşi bir lezzete sahiptir. tatlı, yarı saydam yeşil renkte olur. sırf keyif için tuza banarak yiyebileceğiniz gibi salataya aroma katmakta da kullanabilirsiniz.
  
  tıpkı koruk suyu çıkarmak için tüm korukları toplamayıp üzümlük ayırmanız gibi, tefeklerin de tamamını kırmamak gerekir ki bitki büyüsün serpilsin.
• memleketimde kavun bitkisinin dallarına denir. karpuz için ayrıca karpuz tefeği denir (hatta yöre ağzıyla karpuz tefağa).
  
  örn: la tefağa basmayın lan, çıkın bakıyım siz bi bostandan. :)
  
  çoğul söylendiğinde normal haline döner.
  örn: la tefeklere basmayın lan.
• ufak tefek lafindaki tefekle bu tefek ayni mi bilinmez.
  
  küçük tefek dendiği de duyulmuştur.
• tdk türkçe sözlük'te bulunmayan sözcük, doğrusu tevek imiş. kedi merdiveni işlevi de görür bu doğrusu tevek olan odunsu yapı.
  
  (bkz: duyduk duymadık demeyin)