*

  • saygı gösterme, ululama.
  • hani olur ya; vatandaşın teki yada çifti "et tazimin ordaydı o tükan" der. işte bu durumda tanzim yerine kullanılmış (ama yanlış) saygı belirten bir kelimedir. azamet ile bir ilintisi mevcuttur.
  • (bkz: azamet)
    (bkz: muazzam)
    (bkz: azam)
  • hürmet, saygı gösterme.
  • doğaya, kuşlara, yaşlılara gösterilen keyfe keder saygıdan farklı olarak kutsal olana, güce, öndere, şefe, muktedire, silaha, paraya ve paralıya duyulan saygıyı, hürmeti, ululamayı ifade eder ta'zim. korkuyla karışık bir hürmettir söz konusu olan.

    bilhassa 1938 sonrası tâzim kelimesi sıklıkla yer bulmuş basında. "o"nun, yani büyük ölünün huzurunda tâzim nöbeti tutulup, tâzimle selamlanmış, tâzimle eğilinmiş, tâzimle yürünmüş, tâzimle anılmış, radyolarda "tâzim sükûtu" tutulmuş. radyolarda tâzim sükûtlarının tutulduğu 1940'larda yazdığı kozmopolitler adlı romanında ise nahid sırrı örik, tâzimi, bir ayağı çukurda olmasına rağmen hâla paraya aşık olan madam blanş'a yönlendirmiş: "onun paraya karşı derin bir tazim ve aşkı vardı. mezarına yaklaşmış olduğu şu anda bu tazim ve aşk, uzak memleketinden hafif bavuluyla fakir bir kız olarak beylerbeyi'ndeki mükellef yalıya geldiği gündeki kadar sonsuzdu."
  • (...) yalnız gayei mukaddesi milliyemiz için mücadeleden hiçbir an geri durulmayacağı hakkındaki va'di samileriyle müteselli olduğumuzu arz ile vatan ve milletimiz için her türlü mesaide cenabı hakkın muvaffakiyetler ihsan buyurmasını tazarru eder ve kolordumun ihtiramat ve tazimatı muhsusasını takdim eylerim efendim."

    kazım karabekir'den mustafa kemal'e erzurum kongresi esnasındaki istifası üzerine yazdığı mektuptan.

    kutsal isyan 4. cilt, may yay. 1979 baskısı s. 21
hesabın var mı? giriş yap