*

  • cengiz beşikçi ile birlikte odtü elektrik bölümüne yeni bir heyecan getiren hoca.
  • hayatta her yonuyle ornek alinabilecek bir insan, akademisyen. ogrencileriyle , ortak calistigi insanlarla hic koparmadigi guzel iliskileri, organizasyoncu ve birlestirici yapisi, sosyal aktiviteleri*, is ahlaki vs. gibi konularda cok ozendigim insan. edit: (bkz: metu met)
  • fall 2002 de 311 dersini aldigim hoca, finalden bi hafta once hala 2. midtermleri aciklamamis, hocam nolcak dedik, ya bu aralar acayip yogunum, bi hafta icinde bi final hazirlicam, bi midterm okuyacam, 4 tane referans mektubu yazmam lazim, bide bu arada evlenmem lazim demistide kopmustuk. acayip iyi hocadir, karizmadir, sosyaldir (bkz: ornek alinasi insan tipi)
  • odtüde geri kazanim projesinin mimaridir.

    ayrintili bilgi için:

    http://www.gerikazanim.metu.edu.tr/
  • hayatın her alanında örnek alınabilecek davranışlara sahip, pozitif bir odtü elektrik elektronik hocası.
    aynı zamanda metu-metin patronu.
    bir zamanlar cengiz beşikçi ile çok güzel işlere imza atmışken neden son zamanlarda birlikte bir projede görev almadıklarını anlamadığım güzide insan. uzmanlık alanı ile alakalı bir konuda yaptığım yaz stajımın raporunu değerlendirmesi için dua ettiğim zat.
    zira bir diğer alternatifte cengiz hoca*dır, fakat ondan geçen stajda ağzımız yanmıştır.
  • 4 senelik lisans eğitimi boyunca hiçbir şekilde birebir ilişki kurmuş olmadığım kişi. bir stajımda raporumu notlayan hocaydı, onda da bir sorun yaşamadığım için birebir etkileşime geçme gereği duymadım. gariptir ki kendisiyle tek birebir konuşmam össden 1 ay sonra puanlar belli olmadan önce bireysel olarak ebeveyn zoruyla yaptığım üniversite-bölüm gezme aktivitelerimde oldu. anı:

    gittim elektronik bölümünün kasvetli d binasına (sekreterlik falan var işte d ydi dimi o bina). yazın bi de, hafiften öğle vakti yaklaşmış, kimse yok odasında. baktım birisi odasından çıkıyo. hemen kendimi tanıttım, dedim böyle böyle, yazcaz herhalde bölümü, neler yapıyosunuz gibisinden şeyler sordum. puanlar-sıralamalar belli değildi tabii o sıralar, puanın kaç diye sordu, şurdan şu kadar yanlışım var falan dedim. sonra bana, sen endüstriye makinaya falan bak, burası için netlerin düşük dedi :).

    tamam kendine göre rasyoneldi ama o yaştaki bana garip gelmişti biraz. anlaşılabilir gerçi, liselinin biri gelmiş, daha kazanıp kazanamayacağı belli değil, neler yapıyosun diye soruyo. ama işte garip bir tavrı vardı, odtü elektronikçi tavrıyla ilk olarak o zaman tanıştım, çok masumdum ve incitilmiştim :).
  • an itibariyle kafasi guzel.
  • 1997 odtü eee mezunuyum (lisans)... tayfun akın 96/97’de amerika’dan yeni döndüğü dönemlerde hocamdı.

    lisans bitirme tezi olarak vending machines çip tasarlamamıza ön ayak olmuştur. ve üstelik de bu tasarladığımız çipleri türkiye’nin ilk vlsı ıc (very large scale integration integrated circuit) fabrikasında (tübitak’ta) ürettirmiştir (micron seviyesini hatırlamıyorum). bir örneğini evimde hala saklıyorum. tüm testlerden geçen başarılı bir tasarım ve üretim idi.

    3. sınıf staj raporumun da hocasıdır. ilk review sonrası geri gönderdiği rapordaki kırmızı miktarını tahmin edemezsiniz. bugün 43 yaşımdayım, 22 sene sonra bile hissettiklerimi hala hatırlıyorum.

    odtü’ye ilk geldiği dönem (cengiz beşikçi ile birlikte) efsaneydi. biz öğrenciler aramızda onun amerika’da yaptıklarını, ineklere taktıkları ısı, kan değerleri vs. gibi temel sağlık değerlerini ölçüp ana merkeze otomatik olarak bildiren çiplerinden bahis ederdik (sene 1996).

    yanlış hatırlamıyorsam bir dönem rektör yardımcılığı (veya danışmalığı) da yapmıştı - 1996/1997/1998 dönemlerinde olsa gerek. kendi döneminden milletvekili olan bir yakın arkadaşına (adını şimdi hatırlamıyorum) meclisten vlsı laboratuvarı için finansal destek çıkarttırmıştı. muhtemelen 1996/1997 senelerinde türkiye’de en yüksek kapasiteye sahip laboratuvar odtü’de tayfun hocanın (ve bizlerin) elindeydi (yazılım, bilgisayar sayısı, işlemci ve hafıza kapasitesi vs açısından).

    mezun olduğum sene tev (türk eğitim vakfı) bursuna başvurdum yurt dışında yüksek lisans eğitimi için. karşılığı geri ödeme ve/veya türkiye’de hizmet olan bir burs çeşidi (idi) bu.

    jüri şubat ayında istanbul’da toplandı (1997 yılı). jüri üyeleri neden yurtdışında eğitim almak istediğimi sordular. ben de türkiye’nin lisans seviyesinde yüksek kapasitede çip tasarlayabilen ve ürettirebilen ekibin içerisinde olduğumu, bu konuya çok ilgi duyduğumu ve bunu ilerletmek istediğimi söyledim. daha sonradan itü’de profesör olduğunu öğrendiğim bir şahıs bana “biz bu işleri itü’de iki senedir yapıyoruz” dedi. ben de “lisans seviyesinde mi hocam? tasarımlarınızı üretebildiniz mi?” diye karşı bir soru sormak gafletinde bulundum. bu, bize tayfun hocanın yıl içinde defalarca tekrarladığı ve bilinç altıma yer etmiş bir bilgiydi aslında: “türkiye’nin ilk lisans seviyesinde vlsı dersi, tasarımı ve üretimini biz yapıyoruz...i”

    jüriden çıktım ve karşımda tayfun hocayı gördüm. meğerse jüri üyelerinden biriymiş ama yoğun kar yağışı nedeniyle ankara’dan gelişi gecikmiş ve jüriye, benim mülakatıma, yetişememiş. çok ama çok üzüldüm orada benim yanımda olamayışına...jüride olduğunu o an karşımda görünce ve anlayınca. şimdi 27 yıl sonra (kaşarlanınca) acaba bilerek mi geç kaldı diyorum jüriye. önemi yok artık tabi...

    beni savunur muydu? benim jüri üyesine bu sarcastic (ve haklı ama yersiz) soruma tepkisi nasıl olurdu bilinmez. ama ben o tev bursunu kazanamadım. verdiğim tepkiden mi, entellektüel seviyemin veya eğitimimin, ilgi alanımın yetersizliğinden mi, ailemin maddi durumunun yeterliliğinden mi bilinmez... bu arada annem emekli ilkokul öğretmeni, babam lise mezunu devlet memuru idi başvurduğum dönem. bir de kız kardeşim vardı yeni üniversite mezunu olan (o da annem gibi öğretmen oldu sonra). hem mevcut mal varlığımız hem de dedelerden, büyük annelerden kalması ihtimal dahilinde olan mal varlığımız (ev, arsa, araba...) sıfır idi (yazıyla, sözüyle sıfır). kirada oturuyor idik.

    yüksek lisans öğrenimimi türkiye’de yaptım (odtü eee). aselsan’dan başlayarak çeşitli şirketlerde çalıştım ve bir müddet sonra da yurt dışına yerleştim (abd). yurt dışında da eğitimime çalışırken (mba vs.) devam ettim... vlsı, çip işlerini bıraktım. yazılım, sistem mühendisliği,veri analitiği, yöneticilik vs. devam ediyorum...

    tayfun hocam... şurası kesin ki kişisel hayat hikayenizle... jüride olup ben ordayken bulunmayışınızla... benim hayatıma tesir ettiniz... sizi bir gün erişmek istediğim etik ve entellektüel seviyenin nirvanası olarak gördüm.

    ben aradığımı buldum, hem aile ve kişisel hayatımda, hem de profesyonel hayatımda mutluyum. ümit ediyorum siz de mutlusunuzdur hocam. onlarca, belki de yüzlerce diğer hayatın yanında benimkine de yakınında kıyısından değdiğinizi, ve sizi 2018 ekim ayında hala hatırladığımı ve hayır ile yad ettiğimi bilmenizi istedim.

    saygılarımla...
  • öncelikle, tayfun akın, en çok saygı duyduğum hocalarımdandır ve kendisini her gördüğümde mutlu olurum. ben veya denklerim tayfun hocanın eline su dökecek seviyede değiliz.

    ama nedense, aklıma tayfun hoca geldikçe beni bir hüzün kaplar.

    odtü ee yıllarımızın efsanesiydi kendisi. akademik başarılarının yanı sıra yürüttüğü şirketleşme çabaları, müreffeh ülke olma vizyonumuza katkıda bulunuyor diye düşünürdüm. umutlanırdım.

    fakat kendisini tanıdığım 25 yıl içinde o şirketleşme çabaları bir türlü, ona yakıştırdığım seviyeye gelmedi.

    umuyorum ki gerçeklik benim algıladığımdan farklıdır yahut o sözünü ettiğim seviyeyi geçmesi için gereken atılımın eli kulağındadır.

    vesileyle, hocayı üzmeden belirtmek isterim ki, akademisyenlik ve iş adamlığı çok farklı yetenekleri gerektiren alanlar. tayfun hoca hep akademi çevresinde kalsa türk elektronik sektörü nasıl etkilenirdi diye zaman zaman düşünürüm. hatta ve hatta hoca görüntüleme teknolojilerine bu kadar yatırım yapmamış olsa belki daha verimli konular bulabilirdi diye aklımdan geçer sık sık.

    olur da bu yazılanları görürseniz hocam, bilirim eleştiriyi çok sevmezsiniz ama bunları sizi sevdiğim için yazıyorum. üzerimdeki emeğinizi unutamam.
hesabın var mı? giriş yap