• eric clapton ve martin sharp tarafından yapılmış parça.

    sözler de söyledir:

    you thought the leaden winter would bring you down forever,
    but you rode upon a steamer to the violence of the sun.

    and the colors of the sea blind your eyes with trembling mermaids,
    and you touch the distant beaches with tales of brave ulysses:
    how his naked ears were tortured by the sirens sweetly singing,
    for the sparkling waves are calling you to kiss their white laced lips.

    and you see a girl’s brown body dancing through the turquoise,
    and her footprints make you follow where the sky loves the sea.
    and when your fingers find her, she drowns you in her body,
    carving deep blue ripples in the tissues of your mind.

    the tiny purple fishes run laughing through your fingers,
    and you want to take her with you to the hard land of the winter.

    her name is aphrodite and she rides a crimson shell,
    and you know you cannot leave her for you touched the distant sands
    with tales of brave ulysses; how his naked ears were tortured
    by the sirens sweetly singing.

    the tiny purple fishes run lauging through your fingers,
    and you want to take her with you to the hard land of the winter
  • parça, cream in 1967 tarihli disraeli gears albümünde bulunur.
  • bir ege sahilinde dinlenirken, sigara dumanının turkuaz denize üflenmesi ile daha da bir anlam kazanan muhteşem eser.
  • wah pedalıyla kaydedilen ilk parçalardan biridir (hatta yanılmıyorsam ilki) ve eric clapton bestesidir.
  • geçen dinlerken dönen bir "artık şarkı sözü yazmıyor kimse ya. olanlar söz değil" muhabbetine istinaden sözlerinin üstünkörü bir çevirisini yaptığım şarkı:

    kasvetli kışın seni sonsuza dek mutsuzluğa sürükleyeceğini sanmıştın
    ama bir buharlı gemiye binip güneşin şiddetine vardın

    ve denizin renkleri gözlerini titreyen denizkızlarıyla kör ediyor
    ve cesur ulyssesin destanıyla uzak kumsallara dokunuyorsun
    çıplak kulaklarına deniz kızlarının tatlı şarkılarının nasıl işkence ettiğini
    ve köpüren dalgalar seni beyazlarla işlenmiş dudaklarını öpmen için çağırıyorlar

    ve bir kızın kahverengi bedenini turkuazlar içinde dans ederken görüyorsun
    ve sana ayak izlerini izlettiriyor, göğün denizle seviştiği yere
    ve parmakların onu buluyor, seni bedeninde boğuyor
    zihninin dokularında derin mavi dalgalar oyuyor

    minik mor balıklar parmaklarının arasından kahkahalarla geçiyır
    ve onu yanında kışın zorlu topraklarına götürmek istiyorsun

    adı afrodit ve kırmızı bir deniz kabuğuna biniyor
    ve uzak kumlara dokunduğun için artık onu bırakamayacağını biliyorsun
    cesur ulyssesin destanıyla, çıplak kulaklarının gördüğü işkenceyle
    deniz kızlarının tatlı şarkılarından

    minik mor balıklar parmaklarının arasından kahkahalarla geçiyır
    ve onu yanında kışın zorlu topraklarına götürmek istiyorsun
hesabın var mı? giriş yap