• şimdiki tıp fakültesi.
    harbiye tıbbiye mülkiye üçlüsünden bir okul.
    (bkz: harbiye)
    (bkz: tıbbiye)
    (bkz: mülkiye)
  • abdülhamit zamanındaki tıbbiye dönemin en iyi üç tıp okulundan bir olarak gösterilmekteydi.
  • bu okullarda okuyan kişiler tıbbıyeli şeklinde anılırlar..
  • mezunlarına tabip ünvanı verilir.
  • " ilk olarak sultan ii. mahmut zamanında (14 mart 1827) açılan “tıphane ve cerrahhane-i amire” isimli okul ile ordunun tabib subay ihtiyacının karşılanması yolunda ciddi bir adım atılmıştır. 1839 yılında galatasaray’daki eski enderun ağaları mektebi’nin yerine (bugünkü galatasaray lisesi’nin olduğu yere) taşınan bu okulun ismi “mekteb-i tıbbiye-i askeriye-i şahane” olarak değiştirilmiştir.

    sultan ii abdülhamit döneminde (1894) “mekteb-i tıbbiye-i askeriye-i şahane” için haydarpaşa’da yeni bir bina inşaasına başlanmış ve 1903 yılında buraya taşınılmıştır.

    1933’de, sivil tıp fakültelerinin kurulduğu yıllara gelindiğinde, “mekteb-i tıbbiye-i askeriye-i şahane” lisans seviyesindeki tıp eğitimini bu kurumlara bırakarak tarihi görevini tamamlamıştır.

    ancak ordunun tabib subay ihtiyacının her zaman devam edeceğinden hareketle, istanbul beyazıt’ta, istanbul üniversitesi merkez bina girişinin yanında bulunan eski maliye nezareti binası, sivil tıp fakültesinde eğitimlerine devam edecek olan askeri öğrencilerin ikametine ayrılmıştır.

    daha sonra “istanbul yüksek okullar askeri öğrenci pansiyonu kumandanlığı” adı altında kumkapı’da ki jean d’arc fransız lisesi’nin binasına taşınan ve tıp alanı dışındaki fakültelerden de öğrenci almaya başlayan kurumun bir benzeri de ankara cebeci’de oluşturulmuştur.

    1970’li yıllarda kumkapı'daki bina sadece kara kuvvetleri ve jandarma genel komutanlığı'na bağlı öğrencilere tahsis edilmiş, deniz ve hava kuvvetleri komutanlıkları'na bağlı öğrenciler ise kasımpaşa'daki kuzey deniz saha komutanlığı bünyesinde, cezayirli gazi hasan paşa kışlası'nın orta katında tesis edilen deniz fakülte ve yüksek okullar askeri öğrenci komutanlığı'na aktarılmışlardır. bu dönemde ayrıca diğer bazı illerde de (erzurum, bursa, izmir gibi) “fakülte ve yüksek okullar askeri öğrenci komutanlıkları“ oluşturulmuştur.

    1979 yılında istanbul sarayburnu’nda yeni tesislerin hizmete girmesi ile istanbul’daki iki komutanlık tekrar bu tesiste birleştirilmiş ancak 1980’li yıllarda ankara’da gülhane askeri tıp fakültesi’nin açılması ile tıp öğrencileri bu fakülteye kaydırılmıştır.

    daha sonraki dönemde ise, mühendis, öğretmen vb. branşlardaki ihtiyaçların da, fakültelerin sivil mezunlarından karşılanmaya başlanması ile “fakülte ve yüksek okullar askeri öğrenci komutanlıkları“nın da tarihi görevi son bulmuştur."

    http://www.askeritibbiye.org/tarih/tarih.htm
  • doktorluk
  • türkiye'de artık mensubu olmanın aptallık olduğu bir zamanların aydınlanma yuvası.
    doktorluk türkiye'de uzun yıllardır can çekişiyordu, 2018 yılı itibariyle tamamen bitti diyebiliriz. bu saatten sonra tıp yazacak insanlar, çocuklarını tıp fakültesine gönderecek aileler çok büyük hayal kırıklığı ile karşılaşacak.
    sağlık bakanı 2024'te doktor açığının kapanacağını ve pratisyen için mecburi hizmetin kalkacağını açıkladı. bu ne demek? 2018 yılında tıp fakültesine giren bir öğrenci artık çöpe dönmüş tıp eğitimiyle 2024 yılında mezun olduğunda iş garantisi olmayacak, devlete atanabilmek için kpss'ye girecek demek. diyelim ki 2024 yılında mezun olan arkadaş tıpta uzmanlık kazandı ve 5 yıl sonra uzman doktor olarak mezun oldu. yine devlete atanma şansı kalmayacak çünkü sağlık bakanı 2030 yılında uzman doktor açığının kapanacağını ve uzman doktorlar için mecburi hizmetin kalkacağını açıkladı.
    yani bugün tıp fakültesine girenler için ileride işsizlik riski her geçen gün artıyor.
    her ile açılan tıp fakülteleri nedeniyle kadavrası, hocası olmadan yetiştirilen doktorlar hem tıbbiyenin saygınlığını düşürecek hem ucuz iş gücü olarak kullanılacak. şu anda bile doktorların yarısından fazlası öğretmenle, polisle aynı maaşı alıyor- kesinlikle öğretmeni,polisi küçümsemiyorum ama öğretmen ve polisten daha fazla eğitim almış birinin eğitim süresince kaybettiği maliyeti devletin karşılaması gerekiyor-.
    ben doktor oldum 2024-2030 beni ilgilendirmez diyen arkadaşlar için de durum hiç iç açıcı değil. alttan gelen çöp doktorlar nedeniyle zaten üç kuruş olan maaşımız kuşa dönecek. özel hastanelerde asgari ücretle çalışmayı kabul eden doktorlar olacak. bundan 10 yıl önce özel hastanelerde, tıp merkezlerinde bir bt 6 liraya okunurken bugün 1,5 liraya okunuyor gelecekte size verilen asgari ücretin içine dahil olacak.
    emekliliği yaklaşan hekim büyüklerimiz de sevinmesin;
    (bkz: öğretmen polis hemşire imama 3600 ek gösterge)
    bugün pratisyen hekimler 3000 uzman hekimler 3600 ek gösterge alırken imamlar 3600 ek gösterge alacak.
    maalesef cumhuriyetin kalesi olan tıbbiye artık kaybetmiştir ve avamlığa teslim olmuştur.
    paşam, mensubu bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. mandayı kabul edemem. eğer kabul edecek olan varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle reddederiz. farz-ı muhal manda fikrini siz dahi kabul ederseniz, sizi de reddeder, mustafa kemal’i vatan kurtarıcı değil vatan batırıcı olarak adlandırır ve sizi tel’in ederiz! diyen tıbbiyeli hikmetin, milli uyanışı başlatan 190 tıbbiyelinin sıralarında hacamatlar, sülükler ve etnik bölücüler oturuyor.
    1911 yılında 190 tıbbıyelinin mektubuna sarılmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var;
    --- spoiler ---

    190 askeri tıbbiyeli genç, 1911’de vatanın içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtuluş arayışının bir noktasında bir gece karacaahmet mezarlığı’nda toplanıp seher vakti bu mektubu kaleme alıp o zamanki vatanperver yazar, şair, fikir adamı ve ediplere gönderdiler. mektubun muhatabı olan milliyetçi münevverler yaptıkları değerlendirmelerin sonucunda 25 mart 1912’de mehmet emin yurdakul’ un başkanlığında türk ocakları’nı kurmaya karar verdiler.
    "efendimiz,
    türk ırkının maarif mekteplerine hizmet ederek, içtimai geleceğini temin emeliyle toplanmış 190 askeri tıbbiyeli namına zat-ı âlilerinize müracaat eyliyoruz.
    maksadımız, arz edeceğimiz şeylere dair hâkimane ve edibane fikirlerinizi öğrenmektir.
    türk kavmi, hayat-ı inkıraz yaşamaktadır. buna seleflerimiz gibi lâkayt kalamayız. hayat ebedî bir mücadeledir ve bu mücadelede muvaffakiyetin en büyük şartı, maarif ve mekteplerin galebesidir.
    bizler; tekamül kanununa riayet fikrinde ısrarlı, ziraat, ticaret ve sanayi ile kazanılmış bir içtimaî hakimiyeti, kuru bir siyasî hakimiyete tercih etmekteyiz.
    nesl-i müstakbel temiz olsun; miskinliği günah, faaliyeti ibadet bilsin. müteşebbis, kuvvetli ve servet sahibi olsun.
    böyle bir cemiyetin temel taşlarını yüksek mekteplere devam eden türk gencinin maddî-manevî fedakârlıklarıyla atacağız.
    bu babdaki hâkimane ve edibane görüşlerinizi öğrenmek istediğimizi bildirir; ilmî ve fiilî iş birliğinde bulunmalarını ısrarla temenni eyleriz.
    --- spoiler ---
  • 1980'lerde ortaokulda parasız yatılı ve gerçek parasız halimle 2 yıl türk dili dergisine abone olmuştum. bu neyin hırsı, neyin iddia veya ilgisi şimdi uzaktan anımsamakta zorlanıyorum. haa, devamında şu oldu, tıbbiyede hemen tüm derslere girip not tutuyorum. ama kendi özel ileri türkçeme anında çeviri yaparak. militan gibi. özel militanlık alanım tıp terimlerinin türkçeleştirilmesiydi. başka bir yandaşım, grubum, kankam olmadan. benim defterimden ders çalışmaya kalkan biri alışmadığı sözcüklerden şaşkına dönerdi.

    (bkz: istanbul tıp fakültesi/@ibisile)
  • osmanlı'nın tıp dalında öğrenci yetiştirmek için kullandığı eğitim kurumu. günümüzdeki tıp fakültesinin osmanlı'da olan karşılığı denilebilir. bu eğitim kurumlarının çoğu tanzimat dönemi'nde kurulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap