*

  • 1450 li yillarda fatih sultan mehmet le beraber calismis bir siyaset adami.
    siyaseti "her insani kendi kabiliyetine gore kendi mevkiinde kendi hakkina razi tutmak ve baskasinin hakkina saldirmaktan men etmek luzum-u tedbiri gerektirir. bu karsilikli yardimlasma ve nizamin esasidir. iste bu tedbirlere "siyaset" denir. tedbirler "hikmet" esasina gore olursa buna "ilahi siyaset(siyaset-i ilahi) denir. peygamber koymustur, seriatten ibadettir. tedbirler akil esasina dayanirsa, "siyaset-i sultani ve yasag-i padisah" denir ki, urefamizca ona orf derler."
    siyaset olarak sadece ic siyaseti tanimlasa da, donemine gore oldukca ileri goruslu bir tanim yapmistir, ayrica osmanli imparatorlugundaki padisah tan sonra en onemli adamlardan biri olan bu siyasetcinin dini, halki hakkina razi tutmak ve duzeni korumak icin basvurulan yollardan biri olarak gormesi osmanli imparatorlugu nun hic de teokratik bir devlet olmadigi tezini dogrulamaktadir.
  • meshur kitabi tarih-i ebu'l-feth'in en guzel basliklarindan biri, "guftar der-zikr-i ihtiyac-i halk be-vücud-ı şerif-i padişah-ı zıllullah" yani "allah'ın yeryüzündeki gölgesi olan padişaha halkın ihtiyacı hakkında söz"dür. bu başlıktan tursun bey'in devlet nezdinde ne denli onemli bir adam oldugu anlasilir. boyle mi guzel bir baslik atilir? boyle mi guzel hukumdar mesruiyeti temellendirilir? helal olsun vallahi.

    ha bu arada, okuyacak olanlara, mertol tulum'un 1977 senesinde yayina hazirladigi, tercuman'in da 1001 temel eser kapsaminda nesr ettigi calisma ozellikle tavsiye olunur.
  • her insan toplumu, islam toplumu da dahil olmak üzere, bekası için sivil bir otoriteyi kabul etmelidir, diyen 1400'lü yıllarda yaşamış tarihçi ve siyaset adamı. tursun bey'e göre, sivil bir otoritenin varlığı her çağda bir zorunluluktur. dine gelince, bu alanda her daim bir kanun koyucuya, peygamberlere, ihtiyaç yoktur. ilahi kaynaklı bir siyaset her zaman ortaya çıkmaz. kaldı ki son peygamber de gelmiştir. onun tesis ettiği ilahi hukuk kıyamete kadar dünyevi ve uhrevi uyum için yeterlidir. ancak, bu ilahi hukukun, ya da genel anlamıyla dinin yanında, dünya işlerinin yürütülmesine her çağda ilgi gösterilmelidir. işte dünya işlerinin yürütülmesi amacıyla var olan bu siyaset akla dayanır ve buna "siyâset-i sultânî ve yasağ-ı pâdişâhî" denilir.
    tursun bey, buradan yola çıkarak padişahın otoritesini ve padişahın koyduğu -şer'i hukuktan bağımsız olan- örfi hukuk kurallarını meşrulaştırmıştır. ona göre, sosyal düzeni korumak için padişahın varlığı zorunludur ve o tam ve mutlak otoriteye sahip olmalıdır.
  • tursun bey der ki, siyasayi sadece egemen yonetici yapar. halife, seyhulislam veya din adamlari siyasaya mudahale edemez. (kaynak: halil inalcik, the ottoman empire, s.68)
  • (bkz: #118310469)
hesabın var mı? giriş yap