• resmi tarihin empoze ettiği orta asya'dan gelip anadoluya yerleşme tezinin son yıllarda anadolu popülasyonunu konu alan genetik çalışmaların sonuçlarıyla çelişmesi dolayısıyla tekrar gündeme gelmiştir. bu çalışmaların sonuçları ufak farklılıklar göstermekle birlikte tek bir noktada buluşuyor, o da bugün anadolu'da yaşayan ve kendilerine türk diyen halkın atalarının çok büyük kısmının binyıllardır bu topraklarda yaşamakta olduğu. 10. ve 13. yy'lar arasında orta asya'dan anadolu'ya bir gen akışı olduğu kabul edilmekle birlikte bunun hakim genotipin içinde asimile olduğu ortaya çıkıyor. bugün itibariyle anadolu popülasyonundaki orta asya katkısının sınırlı olduğu söylenebilir. bugünkü türkiye türklerinin en yakın akrabaları türkmenler, özbekler değil yunanlar, ermeniler, yahudiler, kürtler v.b gibi doğu akdeniz, anadolu ve iran halklarıdır. buradan hareketle varılacak sonuç, orta asya'dan gelen türkçe konuşan kavimlerin anadolu'ya hakim yönetici sınıf olarak yerleştikleri ve yerel halka dillerini ve dinlerini empoze ettikleri, ancak nüfus olarak azınlıkta kaldıkları ve zamanla eridikleridir. azınlıkta olan yönetici grubun kendi dilini yerel halka empoze etmesi şaşırtıcı karşılanmamalıdır, bu durum tarihte sık sık karşımıza çıkmaktadır. ingiltere'yi işgal eden saksonlar, yahut ispanya, portekiz, fransa ve romanya'nın yerli halkarının kendi dillerini unutup roma dilini benimsemeleri (ilgili diller vulgar latin'den türemiştir) veya ispanya'ya bir gemiyle çıkan endülüs emevileri'nin iber yarımadasında yaşayan halklara hem dillerini hem dinlerini benimsetebilmiş olması gibi örnekler verilebilir.

    bütün bunların işaret ettiği bir sonuç varsa o da türkiyelerin türk olmadıkları değil, bugün kendini türk kabul edenlerin kökeninin orta asya'ya dayanmadığıdır.

    "the major components (haplogroups e3b, g, j, i, l, n, k2, and r1; 94.1%) are shared with european and neighboring near eastern populations and contrast with only a minor share of haplogroups related to central asian (c, q and o; 3.4%), indian (h, r2; 1.5%) and african (a, e3*, e3a; 1%) affinity....various estimates exist of the proportion of gene flow associated with the arrival of central asian turkic speaking people to anatolia. one study based on analyses of six str loci in 88 y-chromosomes from turkey suggested only a 10% contribution (rolf et al. 1999). another study suggests roughly 30% based upon mtdna control region sequences and one binary and six str y-chromosome loci analyzed in 118 turkish samples (di benedetto et al. 2001)."
    http://hpgl.stanford.edu/…hg_2004_v114_p127-148.pdf

    "the altaic language of the turks was acquired as a result of the turkic invasions during the 11th–15th centuries (renfrew 1989). this process of language acquisition by elite dominance is not expected to be accompanied by a high degree of genetic admixture, and, if this is so, populations such as the hungarians and turks are unlikely to be separated from surrounding populations by genetic barriers....however, this analysis does not take into account the fact that two non-ie languages, hungarian and turkish, have been acquired recently: the pc analysis and the relative absence of y-chromosomal genetic barriers around these populations supports the idea that elite dominance was not accompanied by extensive genetic admixture."
    http://www.pubmedcentral.nih.gov/…cgi?artid=1287948

    "the turkic language was introduced in anatolia at the start of this millennium, by nomadic turkmen groups from central asia. whether that cultural transition also had significant population-genetics consequences is not fully understood. three nuclear microsatellite loci, the hypervariable region i of the mitochondrial genome, six microsatellite loci of the y chromosome, and one alu insertion (yap) were amplified and typed in 118 individuals from four populations of anatolia. for each locus, the number of chromosomes considered varied between 51–200. genetic variation was large within samples, and much less so between them. the contribution of central asian genes to the current anatolian gene pool was quantified using three different methods, considering for comparison populations of mediterranean europe, and turkic-speaking populations of central asia. the most reliable estimates suggest roughly 30% central asian admixture for both mitochondrial and ychromosome loci. that (admittedly approximate) figure is compatible both with a substantial immigration accompanying the arrival of the turkmen armies (which is not historically documented), and with continuous gene flow from asia into anatolia, at a rate of 1% for 40 generations.because a military invasion is expected to more deeplyaffect the male gene pool, similar estimates of admixture for female- and male-transmitted traits are easier to reconcilewith continuous migratory contacts between anatolia and its asian neighbors, perhaps facilitated by the disappearance of a linguistic barrier between them"
    http://web.unife.it/…/giorgio/pdffiles/ajpa2001.pdf

    "göç fenomeni tarihsel anlatılarda önemli bir yer teşkil eder. insan grupları sürekli yer değiştirmiş ve gittikleri yerlerde farklı gruplarla karışmıştır. çoğu kez bu yer değiştirmeler yeni gelenlerin eskilerinin yerini aldığı şeklinde anlatılsa da, burada dikkat edilmesi gereken önemli bir mesele vardır: oranlar. eğer yeni gelenler çok kalabalık bir yere gelmişlerse, buradaki etkileri ne kadar olacaktır? genellikle üzerinde durulmayan konu budur. bu yeni gelenler geldikleri yerdeki dili değiştirebilirler ve bu çoğu kez oradaki halkın tamamen değiştiği şeklinde yorumlanmıştır. genetik çalışmalar her şeyden önce bunun her zaman doğru olmadığını göstermiştir. yeni gelenler çoğu kez süratle iktidarı ele geçirdiklerinden kendi dillerini kabul ettirmişlerdir; yoksa eski dili veya dilleri konuşanlar ortadan kalktıklarından değil. bir diğer nokta da dil değişiminin her zaman bir kültür değişimi olarak algılanmaması gerektiğidir. dil bir araçtır. aynı kültür farklı dilleri de kullanabilir ki, bunun en bariz örneği on dokuzuncu yüzyılda türkçe konuşan ve hatta kendi dillerini tamamen unutmuş ermeni ve rum toplulukların anadolu’da var olmuş olmasıdır. bu yüzden geçmişte var olmuş bu göçlerin genetik çalışmalar ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir."
    http://maddi-tarih.blogspot.com/…-irfan-kltr2b.html
  • kesinlikle türk ırkçılığı yapmadan bilimsel verilerle yazılmış bir kitap. adam sayfalarca kelime örnekleri veriyor. kaynak olarak yabancı arşivlerden yararlanıyor -ki bunu yabancı hayranlığı yaptığımdan değil bazı insanların kendi arşivlerimize inanmadıkları için söylüyorum.- mesela odinle alakalı bölümlerde iskandinav efsanelerde anlatılanları kullanıyor. ayrıca türklerin asıl anayurdu ve türk dilinin mensup olduğu dil ailesi hakkında yazdıkları gayet ikna edici. umarım yazdıkları dikkate alınır da asyanın karanlık kuyularında ortaya çıkmışız yalanından kurtuluruz.
  • "...
    insanlar arasında cilt rengi, göz rengi gibi fiziksel özellikleri kodlayan genlerde farklılıklar olmasına karşın, bir ırkı diğerinden ayırmaya yarayacak gen bölgeleri bulunmuyor. bu da, dna düzeyinde, insanların sınıflanabilir alttürlere ayrılamayacağını gösteriyor. kuşaklar boyu aynı coğrafyada yaşamış olanlarda bazı işaretlere daha sık rastlanmakla birlikte, sadece bir toplulukta gözlenen ve diğerlerinde hiç rastlanmayan bir genetik özellik de bulunmuyor. dolayısıyla, dna analizleriyle etnik grupları -hele aynı coğrafi bölgede yüzyıllarca yaşamış olanları- birbirinden ayırmayı unutun. " sevil atasoy, sosyolojik açıdan ırkçılık ne kadar gerçekse biyolojik açıdan ırk o kadar hayaldir, hürriyet gazetesi
  • (bkz: #16431699)
  • ırkçıların bitmeyen merakının eseridir. oysa cevabı o kadar basit ki; ilk insana dayanır.
    ayrıca ırkçılık yapmadan bir ırkın kökeni nasıl anlatılabilir ki? evrim-genetik-antropoloji-ırkların kökeni şu bu; sahte bilimcilerin bataklıklarıdır.
    ermeni başlığında yazdım; (bkz: #27104602) fmf (ailevi akdeniz ateşi) türk ırkçılarının her türlü savını tek başına çürütmeye yetecek genetik hastalıktır. tekrar edeyim... fmf ermenilerde ve anadolu türklerinde, yahudilerde ve araplarda görülür. orta asyada yok. böyle bir hastalık şu anda anadoluda yaşayan ve kendini öz türk, saf türk, orta asyalı türk gören şaşkınlara asıl atalarını gösterir. ayak izimizdir.

    aksini mevsimlerce de anlatsanız dinlemem, safsatalara karnım tok. anlatmayın. bu böyledir.
  • geçiş ırkı(yız)dırlar: fiziki ve antropolojik görünümü(müz)/özelliği(miz) doğuya gittikçe sarı ırka, batıya gittikçe beyaz ırka yaklaşır(ız)lar. velhasılı antropolojik bakımdan ırkçılık yapanlar/yapacaklar için bu (tipsiz/lik) durum(u) üzüntü verici/hayal kırıcı oluyordur/olabilir.
hesabın var mı? giriş yap