• tanıl bora'dan az laf çok iş. türkiye'nin linç rejimi kitabında bora, türkiye'de sıradanlaştırılmış linç kültürünün dökümünü ve analizini paıyor. kitap, birikim'in güncel broşürler serisinin ikinci kitabı. serinin ilk kitabı ise ahmet insel ümit kıvanç ikilisinin ergenekon'a gelmeden...türkiye'de devlet zihniyeti adlı kitabıydı. bu ince ama güzel kitaplara broşür demek de bora usulü tevazu olsa gerek.

    bora kitap hakkında bir de röportaj vermiş.
  • yakın tarihin en çarpıcı eserlerinden. çarpıcılığı gerçeği vicdana sunmasından elbet. yüzü olana pek tabii. 72 sayfa ile yetinmeyenler üstadın medeniyet kaybı'na göz atabilirler. ezberlenesi.
  • son dönemde yaşadıklarımızla -maalesef- çok güzel örtüşen kitap. gerçi bu tür süreçlerden bol bir şey yok memleketin tarihinde, ara ara hortluyor sadece. tanıl bora perde arkasındaki asıl kahraman gibi. afilli süper kahraman kostümü yok, reklamı yok, tanıyan bilen belli bir kesim, popülerliğe oynamak yok ama çok kritik hamleler yapıyor ve nasıl desem, şehrin asıl kurtarıcısı koruyucusu oluyor. o kritik hamlelerden bazıları;

    (bkz: türk sağının üç hali)
    (bkz: yugoslavya milliyetçiliğin provokasyonu)
    (bkz: bosna hersek yeni dünya düzeni'nin av sahası)

    ve dahası: http://www.iletisim.com.tr/…-bora/4848#.vfb-hhhtmko
  • kitabın ağustos 2016'daki 5. baskısında "gezi"ye de değinilmiş.
  • bu kadar kısa olmasına üzüldüğüm tanıl bora kitabı. bu kitapta, cumhuriyet tarihinin birer kara lekesi olan 6-7 eylül olayları ve 4 aralık 1945 tan gazetesi baskını gibi çeşitli toplu linç olaylarına değinilirken, nazi almanyası ve türkiye'deki linç rejimleri arasında bir karşılaştırma da yapılmıştır. yazılardan biri gezi parkı eylemleri sırasında devlet eliyle teşvik edilen linç olaylarına ayrılmıştır. en son yazıda ise, türkiye insan hakları vakfı'nın 2002-2013 yılları arasında raporladığı linç girişimleri listelenmiştir.

    " linç, en aşikar medeniyet kaybıdır. lincin sıradanlaştığı, kolektif bir utana yaratmadığı, infial uyandırmadığı bir toplum, toplum olma vasfını yitiriyor demektir."

    "linci 'tolere etmek', türkiye'de siyasi ve mülki erkanın sıkça yaptığı gibi mazur göstermek, hukuk devletinin kendini inkarıdır."

    okurken sık sık aklıma, linç kültürünün "ama.."larla ve kişinin tahrikte bulunduğu iddiasıyla meşrulaştırıldığı, barbaros şansal'a saldırı olayı geldi. tekrar tekrar üzüldüm. belki bu bir son olur ya da medeniyetimizin bir sonudur. kim bilir.
  • linç kültürünün sosyolojik alt yapısına pek değinilmemiş daha çok “linç tarihi” niteliğinde bir eser olmuş.
    hafızayı tazelemek adına okunabilecek bir kitap.

    en dikkat çeken kısmı; linç etmek fiilinin en eften püften konularda rahatlıkla kullanılırken (örneğin: x kişi söyledikleri yüzünden sosyal medyada linç edildi) gerçek linç olaylarının “hırsıza meydan dayağı, tecavüzcü mahallelinin hışmına uğradı” vs. gibi linç kelimesinin etrafında dolaşılması.

    kitabı özetleyecek olursam; devlet linç olaylarına çoğu kez seyirci kalıyor. muhalefete uygulanan linç yumuşatılarak hatta çoğu kez meşrulaştırılarak servis ediyor. linç insanlık suçudur, devlet iradesinin olmayışıdır. gelişmiş ülkelerin hiçbirinde linç olaylarına pek rastlanmaz. linç kültürü gelişmişlikle doğrudan bağlantılıdır.
  • ...

    "milli öfkeyi" seferber edip bir noktada kontrol altına almak; bir linç potansiyeli oluşturup 'bir noktada' veya ara ara bunu gemlemek, faşizmin sarkacıdır.
    ...

    7 haziran seçimlerinden sonra güncellenmese de linç rejiminin işleyişini, işlevselliğini ortaya koyan bir derleme olmuş.
    şahsım haşmetlimizin kullandığı dilin kasıtlı oluşu özellikle dikkat çekici. menderes dönemi, nazi almanyasının kuruluş hikayesi ile günümüz mukayesi insanlık namına bir arpa yol alamadığımızın ilamı olmuş.

    daha çok kişiye ulaşması gereken önemli bir kitap.
  • tanıl bora'nın birikim kitaplarından çıkan ve çabucak okunan kitabıdır. içerisinde güzel tespitler barındırıyor ancak linç olgusunun sosyolojik temellerine ilişkin daha kapsamlı bir çalışma olmasını isterdim. bu haliyle; ülke tarihinin, özellikle yakın döneminde yaşanan bazı olayların, bir haber bülteni edasıyla aktarılmasından ibaret kalmış.

    "beşeri sorunlar karmaşıktır, baş etmesi zor hatta kısa zamanda halledilemeyecek yanları da vardır; oysa günah keçisi, bütün sorumluluğun üzerine yıkılabileceği bir hedeftir. günahı ona yükleyerek, onu ortadan kaldırarak, her şeyi halledebileceğinizi sanırsınız." sayfa 39
    görsel
hesabın var mı? giriş yap