• suyla uğraşayan, kendini suya kaptırmış olan insan... kâh su satan, kâh suyu tedarik eden...
  • adam sandler'ın oynadığı bi komedi filmi...gerçi adam hiç dram falan çevirmedi ama olsun belirtiyim dedim.
  • (bkz: sucu çocuk)
  • kapi kapi dolasip su sayacini okumakla gorevli memurlarin diafondan gelen "kim o?" sorusuna verdikleri yanit.
  • kamyon ile kamyonet arası arabalarıyla gelir, camdan, büyük damacanalarını dizerlerdi evlerin önüne. hayran olurduk o kocaman boş damacanaları hiç düşürmeden aşağıdan yukarıya atışlarına. büyüyünce ne olacaksın sorusuna bile sucu olacağım diye cevap verildiği, sokaklarda işyerlerinin olmadığı, çocukların mahalle maçları yaptığı, annelerin camdan "hadi artık eve" diye bağırdığı zamanlardan kalmış nostalji. bir tür hüzün.
  • su istasyonlarının hegamonyasına rağmen, bazı semtlerde hala rastlanabilir suculara. ama eski havayı sağlayamadığı gibi, gayet de sinir bozucu bir hal almıştır varlıkları. mahalleyi brutalden de öte bir ''suaaaahh'' böğürtüsüyle çınlatıp, ne idüğü belirsiz suları, olması gerektiğinden çok ucuza satmaya çalışanlarına rastlanabilmektir artık sadece. eski samimiyetlerini kaybettiklerinden midir, ''biz kazanalım da parayı, millet ister ölsün ister kalsın'' mentalitesine sahip olduklarından mıdır nedir bilmem ama, eski dost düşman olmuştur çoktan.
  • su, para, emek üçgeninde yoğrulan sabırlı ve güçlü insanlar... bazı cins kişilerin ya da bir yanlışlığın etkisiyle asansörden yoksun binanın onikinci katına her biri 20 kilogram olan iki adet damacanayı çıkartıp, sonra da çaldıkları kapıyı açan şahıs tarafından "aaa biz su istememiştik!" diyip, yüzüne kapı kapatıldığı halde, peygamber sabrıyla o iki damacanayı tekrar oniki kat aşağı indirip, yanındaki elemana dönerek sakin bir ses tonuyla "suyu onlar istememiş" diyebilen hayran olunası kişilikler.
  • onuncu nesil caylak.
  • her gün evlere su götürürken, bir sürü de acaip tiple uğra$an insan.
    su sipari$i vermi$tir birisi, kapıyı çalarsınız, giymi$ olduğu sabahlığı ile, belinde bir altın kemeri eksik, boksörlere benzeyen bir di$i rocky balboa. ringe mi geldiniz, suyu bırakacak mısınız, belirsiz.
    ba$ka bir kapıyı çalarsınız, üstüne bu sefer sabahlık bile giymemi$, ba$ka bir hatun. hani biraz dikkatli baksanız, iç organları görünecek, o derece. suyu bırakmak istersiniz çabucak, yoksa bilirsiniz ki, "suya götürüp susuz getirir" adamı.
    yine ba$ka bir kapıda, açılmasıyla beraber, "barbunya mı kapuska mı olduğu belirsiz" bir yemek kokusu, çarpıverir suratınıza. kaçmak istersiniz ko$arak.
    üst katta, 6 numaranin da evde kalmı$ kızı acar kapıyı, gülümseyerek. ne yapılır, ne denir bilemezsiniz. parayı verirken hafiften dokunur elinize, kızarırsınız utançla.
    14 numaraya su götüreceksinizdir, içerden gelen "hav hav röawww" sesinden kıllanır, biraz geride durursunuz, "bir köpeğe yem olan sucu" $eklinde 3. sayfa haberi olmamak için.
    çe$it çe$it insan görür, tanırsınız ama, uzaktan da olsa. kimisiyle 2 satır muhabet eder, kiminin suratsızlığına $a$ırırsınız. zordur "sucu" olmak, severek yapıyorsanız deği$ir tabi...
  • ? nesil yazar.
hesabın var mı? giriş yap