• clongowes'lı kimi ressamlara da modellik yaparken görülmüş, içimizdeki irlandalı..
  • (bkz: james joyce)
  • icimizdeki ayriksi bebe. "ruhunun nalbantinda irkinin henuz yaradilmam$ bilincini" dovmek isteyen bir arkada$imiz. buck mulligan'dan "senin icinde zararli bi$iler var"* ayarini almi$ kinch oglu kinch. fearful jesuit.
  • sözlüğe hızlı bir giriş yapmış genç bir arkadaşımız. içimizdeki irlandalı, irish blood english heart. daha neler neler yazacak, heyecanla bekliyorum. ha bir de ufak tefek uyarılarımı dikkate alıyor, daha da takdir ediyorum.
  • takdir edilesi entry'lerin sahibi. ince eleyip sık dokuması ve iyice düşünmeden entry girmemesi, entry'lerini az ama öz yapmaya yetiyor kanımca. ingiliz edebiyatı hakkında oldukça bilgili bir kişi olan bu stephen dedalus, aynı zamanda irlanda'ya olan sempatisi ile de dikkatimi çekmeyi başarmıştır. hem bir gün memleketimizde beraberce bir u2 konseri izleyebiliriz belki de, kim bilir.
  • efendim kendisi sevecen,deli dolu bir dreamerdır. kendisiyle tanısmamıza vesile ikimizin de sıkı dream theater fanı olması ve 3 temmuz 2005 dream theater istanbul konserine gidecek olmamızdır.

    zaten birbirimizin entrylerini bir suredir takip etmekteymisiz de haberimiz yokmus. konser oncesi sozluk ve msn mesajlasmalarımızda muzik arsivlerimizi genisletmek amacıyla birbirimizden cdler istemistik. elimde bulundugu kadarıyla cdleri yazdım ve istanbula konser icin geldim. istanbula indigim gunun ogleni telefonla yolculugumun nasıl gectigini sormak icin aramıstı kendisi. o zaman kendisinin ne kadar arkadas canlısı biri oldugunu anlamıstım. aksam ustu konser gunu ile ilgili planlar kurmaya baslamıstı ki tam o anda kendisi yine arayalarak "yarın planların ne abi? napalım?" dedi. ortak plan saat 8 civarı parkormanda olmaktı. velhasıl biz sabah biraz gec kalkınca saat 8:45 gibi parkormandaydık. ama stephen efendi ortalarda gözükmüyordu. konusmalara gore kalabalik geleceklerdi ama bırakın kalabalığı kimsecikler yoktu. biz parkormanın içine doğru yürümeye başladık. tam görevli adamın yanına gelmiştik ki telefonum çaldı. arayan stephen efendiydi ve bir casus edasıyla "abi iceriye girmek icin sansını zorla. bize izin vermediler. arkanızda durakta pustuk bekliyoruz." dedi. bir an kendimi gizli bir is cevirir gibi hissettim. adamla konusmaya baslamıstık ki arkamda bir anda 5 kisi beliriverdi. yine izin vermediler orası ayrı bi konudur ama kendisiyle ilk sırayı biz olusturduk ve parkormanın girisindeki kaldırımlara kurulduk. saat 9du ve vakit gecmek bilmiyordu. otobusten inen, yolda yuruyen herkese "iste bi dreamer daha geliyo, yannız kalmadık" diyerek kendimize eglence cıkartıyorduk. zaman gectikce muhabbeti koyulastırdık ve ondan sonra birde baktık saat 3 olmus. muzik dinleyerek, muhabbet ederek, insanları izleyerek sıranın en onunde vakit su gibi gecmis** olan bikac karısıklık sonucunda ayrıldık. kendisi sıranın arkalarına dustu ama konserde ne yaptı ne etti yine arkamıza kadar gelebildi. konser baslayınca yine ayrı dustuk. amaisin ilginci konser alanından cıktıgımızda eve gidebilmek icin tesadufen aynı taksiyi durdurmusuz. taksime kadar eglenceli bir yolculuk gecirdik ve sonrasında vedalastık kendisiyle.

    benzer zevklere sahip insanlarla konusmak insanı tatmin ediyor. stephen efendi ve arkadaslarıyla da öyle oldu işte. istanbula gidecegimde ilk haber vereceklerimden birisi.
  • entrylerini çok fazla okumamış olsam da,p2p konusunda sözlükte konuşup fikirlerinizi paylaşılabileceğiniz ender yazarlardan.portu her zaman açık ,gönlü kadar geniş hddler onun olsun.
  • ismin hem irlandaya mahsus din konusunu çağrıştırması hem de mitolojik göndermelere sahip olması dolayısıyla imge dünyasında sayısız kapı açması dolayısıyla mükemmel bir seçim olduğu kanaatindeyim. bu durum da james joyce'un aslında zihin akışı yöntemiyle yazarken bugün bunu taklit etmeye çalışan bir çok yazarın aksine dübürden sallamadığının bir ispatıdır.
  • sıkı bir nba takipçisi olan ve nba başlıklarında gözlerin aradığı yazar.
hesabın var mı? giriş yap