• ingiltere'de buyumu$ jamaicali reggae grubu. new york belediyesinin "taxi & limousine commission" a, ny caddelerinde taxiler zengileri ve rastafarianslari bindirmemeleri nedenile, 1 milyon dolarlik dava açmi$lar. bu olayin filmide çikmi$, adi taxi driver (robert de niro lu olan diil tabii).

    steel pulse baya actif ve dunya çapinda me$ur bi grup, babylon the bandit albumlerile grammy award for reggae yi kazandilar, clinton'un ozel istegile washington dc de inaugural festivities de çalan ilk reggae grubu oldumu$lar.

    bu takdir edilesi grubun mottosu: "fighting injustice, educating the masses, and promoting positive messages through spiritually uplifting music".

    diskografileri:

    sound system 1997
    rastanthology 1996
    rastafari centennial 1992
    reggae greats 1984
    true democracy 1982
    ultimate collection 2000
    rage and fury 1997
    vex 1994
    victims 1991
    babylon the bandit 1985
    caught you 1980
    handsworth revolution 1978
  • riddim barda bolca çalan, özellikle not king james version ve soldiers adlı parçaları çok başarılı olan ingiliz reggae grubu.
  • (bkz: roller skates)
  • (bkz: prediciton)
  • steel pulse 1975 yılında david hinds ve selwyn brown tarafından birmingham handsworth'de kurulmuştur. steel pulse, reggae'de afrika, salsa, rocksteady ritimlerini pop ve rock müzikle harmanlayan ilk reggae gurubu olması sayesinde, akımın'da başlamasını sağlayan gruptur. bu başarıları sayesinde ilk 10 yıl içerisinde adeta ilah muamelesi görmüşlerdir reggae dünyasında. üstelik bu grubun ingiltereden çıktığını düşünürsek, bu babaların yaptığını yapmak özellikle o yıllarda daha zordu.
    reggae 70'li yıllarda duruş olarak bugünkü konumundan daha farklı bir yerde olduğu için, özellikle jamaika'dan çıkmanız grubu daha değerli kılıyordu.

    başlangıçta rastafaryan inançları nedeniyle birmingham'daki mekanlardan reddedilseler bile, birçok punk rock grubu için konserlere önayak olmaları, stranglers gibi önemli punk guruplarıyla turnelere katılmaları ve punk gruplarıyla olan ırkçılığa karşı güçlü duruşlarının da benzer bazı etkileriyle; hem toplumsal söylemlerindeki sorunlar ve başkaldırı, hem de müziklerindeki etnik kökenlere karşı vurgulu sözleri sayesinde, 1970'lerin ortalarında londra ve manchester'daki birçok punk mekanlarında çalmaya başlamışlardır.

    şarkı sözleri ve reggae'yi daha hızlı melodilerle üretmeye başlamaları, punk rock müzisyenleri ile benzer çatışma anlayışana sahip olmalarından kaynaklanıyordu. ritimleri afrika reggae ve ingiltere'nin iki tonlu ska müziğinin bir karışımıydı. o zamanlar diğer reggae grupları harmonik melodi, ağır bas ve yavaş rastafarian davul vuruşlarına odaklanırken, steel pulse reggae'yi daha hızlı, daha çatışmacı bir rock esintili harmoniyle birleştirdi.

    "1985'te steel pulse, babylon the bandit'i piyasaya sürdü. 1986'da bu albüm için en iyi reggae albümü grammy ödülü'nü kazandılar. müzikleri yeni yapımcıları ya da belki de zamanın da etkisiyle artık ilk yılları kadar ateşli değil, daha farklı duygular, hatta ilk aşk şarkılarını barındıran albümleriydi.

    adeta bir bayrak yarışı kıvamında grup olma özelliğini taşırlar. kimler kimler müzik yapmadı ki zamanın eskitemediği bu efsanevi abilerin grubunda. onlarca müzisyen geldi geçti bu gruptan. onlarca farklı tonda ve reggae'yi bambaşka mikslerde sundular dinleyenlere.
hesabın var mı? giriş yap