sınırları zorlamak ^*

• olabilecek şeylerden en zorunu istemek:
  
  - acaba bir de tam havaya zıplarken mi denesek?
• (bkz: kapı koluyla seks)
• - bak, mahmut abi tam içeri girdiğinde sen ensesine bir şaplak geçireceksin, ben de "bir nisannnn!!!" diye bağıracağım tamam mı? çok eğlencez olm! hehhhehhh..
  - abi yapmasak bunu? ben korkuyorum zira mahmut abi böyle bir şakayı kaldırmayabilir...
  - yok yok bi şey olmaz. hatta bak tam o sırada ben de pandik atayım bi tane... yoksa kapının üstüne su kovası da mı koysak?
• - olm süper bi şarkı sözü yazdım acayip tutacak.
  - nasılmış?
  - "ayağıma sonunda sike sike geleceksin, hatta bu yetmeyecek ayağımı yalayacaksın..."
  nasıl olmuş?
  - oha lan! olur mu böyle söz?
  - niye olmasın abi?
• mintika ihlali yönünde atılan adım ve adımlar bütünü.
• yetinmemek..daha fazlasını istemek..dur dememek yada diyememek...korkunun üzerine gitmek..sansını fazla zorlamak....
  yani,dikkat etmek lazım..
• doğamız gereği her zaman daha fazlasını istemeye kendimizi şartlamamız; çoğu durumda ise sınırı görüp zorladığında olabilecekleri düşünüp, kendini geri çekmeyle sonuçlanabilecek eylem.
• hayata değmektedir.
• denemeli ama fazla büyük beklenti içine girmemelidir. ne kadar zorlarsanız zorlayın hayat ne kadarını lütfederse o kadarını verecektir çünkü. zorlamadan vermez demeyin. caddede geceyarısı arabalarını yarıştıran 18likler bir şey zorlayarak kazanmadılar altlarındaki arabaları.
• en severek yaptığım eylemdir. bazıları şöyledir:
  
  -şizofren bir baban olduğu halde mutlu olmak.
  
  -disleksi olduğun halde topluluk önünde akıcı ve etkili konuşmak.
  
  -hiç bilmediğin işlerde çalışmak ( üniversitede öğretim görevlisi olmak, ekmek ustası olmak, bir ürün pazarlamak, yönetici olmak, bir sonrakinde asistan olmak, tekrar yönetici olarak çalışmak), iş hayatında kısa zaman dilimleri arasında yatay ve dikey geçişler yapmak.
  
  -istediğin zaman iş değiştirmek.
  
  -yurtdışına istediğin zaman çıkmak (vize almayı sorun etmeden).
  
  -ulaşılmaz sanılan insanlara ulaşmak.
  
  -tek kadın olarak seyahat etmek ve hiç tacize uğramamak.
  
  -sana öğretilen kültürün dışına çıkmak. kültürler arasında geçiş yapmak.
  
  -bu bir kadın ve çabuk kanan birine benziyor, diyen insanları şaşırtmak.
  
  -evli ve çoçuklu olduğun halde, otonom kalmak.
  
  -fırında çalışmak ve ekmek ustası olmak.
  
  -kadınla tokalaşmayı dini nedenlerle sakınan insanların, bir sonraki karşılaşmanızda severek büyük bir içtenlikle senin elini sıkmasını sağlamak.
  
  -hayat çok acımasız! diyen insanlara hayat çok güzel demek ve acıklı hayat hikayeni anlatarak
  şaşırtmak.
  
  -türk erkeğinin sana saygı duymasını sağlamak. hem tarlada çalışanını hem de salon erkeğini.
  
  -her çalıştığın yöneticinin istifan sonrasında seninle çalışmak çok iyiydi, gitmek zorunda mısın ? dedirtmek.
  
  -18 yaşında iken de insanların sana saygı duymasını sağlamak. senden büyük insanların sana akıl danışmasını görmek.
  
  -hayır dediğinde, insanların buna şaşırması ve bu insanların bu hayır'ı sindirmesine yardımcı olmak.
  
  -hayata; sen benden kudretlisin, senden çok şey bekliyorum, demek.
  
  -yıllarca korkutulduktan sonra artık bu duyguyu aşmak. korkunun senin arkadaşın olduğu görmek. korkuyu hissettiğinde, geldin mi? demek.
  
  -umursamaz bir şekilde seni hamile bırakan kişiye ben bu çocuğu aldırtmam öldürmeye karşıyım diyerek,
  bu sorumluluğu tek başına üstlenmek. erkeğin bu davranış karşısında, ya aslında ben de bu sorumluluğu alabilirim, dediğini görmek. emin misin, yapabilir misin, bak zorunda değilsin, diyebilmek.
  
  -varlıklı ama beceriksiz, dolayısıyla parasız bir ailede doğmak, ergen iken orta hallice yaşamak, birden fakirliğe düşmek, tekrar orta hallice yaşamak, onaylanmadığı için evliliğe beş parasız başlamak (parasızlıktan vazgeçer bu işten mantığı ile). 1.500 tl borç bularak kafanı sokacak bir yer bulmakla başlamak.
  
  -kediye karşı fobim olduğu halde; kedi bakmayı ve sevmeyi, sevdiğim adam için öğrenmek. evde kedilerle yaşamayı öğrenmek. sonrasında kedilerin bütün ihtiyaçları ile ilgilenmek.
  
  -yaşamımda her yere çakıldığımda (başarısız olduğumda) tekrar ayağa kalkmak. yaşça büyük bir tanıdığım
  beni izler imiş meğer; bana bunu nasıl başarıyorsun, küllerinden nasıl doğabiliyorsun? demişti.