sickman
-
alice in chains in dirt albümünden çok karakteristik bi bunalım lise1 dönemi şarkısı.
sözleri de aynen aşağıdaki gibidir:
what the hell am i
thousand eyes, a fly
lucky then i'd be
in one day deceased
sickman, sickman, sickman, sickman
i can feel the wheel, but i can't steer
when my thoughts become my biggest fear
ah, what's the difference, i'll die
in this sick world of mine
what the hell am i
leper from inside
inside wall of peace
dirty and diseased
sickman, sickman, sickman, sickman
i can see the end is getting near
i won't rest until my head is clear
ah, what's the difference, i'll die
in this sick world of mine
can you see the end?
choke on me my friend
must to drown these thoughts
purity over rot
yeah, though i walk through the valley of rape and despair
with head high and eyes alert
i tread on a plane of many
we who are of good nature and intention,
but cannot touch on the dark
recesses of memory
and pain learned, so come walk
with me, feel the pain,
and release it
what the hell am i worn eroded pride
saddened ten mile wide
i'm gonna let it slide
sickman, sickman, sickman, sickman
i can feel the wheel, but i can't steer
when my thoughts become my biggest fear
ah, what's the difference, i'll die
in this sick world of mine -
(bkz: sickboy)
-
ileride kızını istemeye gelen olursa kulağına fısıldayacakları beni yarmış yazardır.istemeye gelecek çocuğunsa vay halinedir. *
-
-
dinlediğimde yaklaşık ikinci dakika otuzuncu saniyesinde bana system of a downun şarkılarını hatırlatan alice in chainsin dirt albümünün beşinci şarkısı.
edit: can you see the end? derkenki halinden bahsediyorum. -
dirt albümünden aşmış bi alice in chains şarkısı.
ayrıca albüm kaydının 2:45 - 3:45 arası bölümünden anlaşılacağın üzere duman'ın bal şarkısının biraz bu şarkıdan etkilendiği görülebilir.
edit: albümler karışmış ama siz duman ile olan bağlantıyı kovalayın -
müziği vasat da olsa sözlerine bakınca en sevdiğim aic şarkılarından biri.
-
insanı değişik duygu durumlarına sürükleyen şarkı. zirvede başlayıp en dipte* bitiyor. siz de bir dinleyici olarak, toplamda beş buçuk dakika süren o iki uçlu hissi yaşıyorsunuz. işin zevk veren kısmı bu ya; sonlara doğru yavaşlayan o enstrümanlar sizi, çırılçıplak bırakıyor. büyük bir tokat yemiş gibi oluyorsunuz. hemen akabinde dayanılmaz bir yalnızlık hissi çöküyor. gerçek hayatınızda yaşamaktan kaçtığınız her türden his, ortaya çıkmak için bekliyor.
dünyanın en mutlu insanı olsanız dahi, sizi ele geçirecek türden acayip bir iş. gerçi, dünyanın en mutlu insanının alice in chains ile ne işi olur, orası ayrı dava.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap