• çin yıllıklarının ilki. dünya tarihinde, tezkere olarak yazılmış ilk eser. m.ö. 104-91 yılları arasında yazılmıştır.
  • iyi bir şiş kebapçının ismi olacaktır. ya da dur ben açayım.
  • bilinen en eski çin yıllıkları hatta çin'in ilk resmi tarih kayıtları da demek mümkün.
    yazarı sima qian da çin tarihçiliğinin atası kabul ediliyor.
    tabii bizi asıl ilgilendiren türklerle ilgili bölümler...hani şu düşman mete'den atını istemiş vermiş, karısını istemiş vermiş ama toprak isteyince celallenip gidip düşmanın ağzını burnunu yamultmuş diye anlatılan meşhur hikaye var ya işte o da shih-chi'nin içinde yer alıyor:

    “bu sırada, tung-hular kudretli ve yüe-çiler ise en güçlü çağlarında idiler.

    hunların şan-yu/sanyu hükümdarlarının adı ise; tuman/tou-man idi.

    tuman’ın veliaht olan bir oğlu vardı. adı da mao-tun (mete veya bahadır) idi.

    tuman’ ın ayrıca çok sevdiği bir hatunu vardı. bu hatun da (kendisine) yeni bir çocuk doğurmuştu. tuman, büyük oğlunu yok ederek, (yeni doğmuş olan) küçük oğlunu (veliaht yapıp) onun yerine geçirmek istiyordu. bunun icin de mete’yi, yüe-çilere rehine olarak gönderdi. mete’nin yüe-çiler yanında rehine bulunduğu bir sırada ise, ordusunu toplayarak, birdenbire yüe-çilere taarruz etti. yüe-çiler bunu görünce, hemen koşup mete’yi öldürmek istediler. fakat (mete’nin) çok iyi bir atı vardı. atına atladığı gibi (yüe-çilerin arasından sıyrılıp kaçtı ve) yurduna döndü. babası tuman (sevinir gibi göründü) ve onun bu bahadırlığının bir mukafatı olarak, 10,000 atlı bir tümenin komutasını ona verdi.

    mete, bundan sonra vızlayan bir ok icad etti ve askerlerini talim ettirmeye başladı. (tamamen atlı olan) askerlerine, nereye ok atma emredilirse, hemen oraya dönüp ok atmalarını emretti. kim bunu yapmaz (veya hafifçe tereddüt geçirirse), hemen onun başının kesileceğini ilan etti. ayrıca avda da (mete’nin) vızlayan okunun hangi yöne gittiğine (herkes dikkat edecekti). vızlayan okun gittiği hedefe (mete ile birlikte) ok atmayanların da hemencecik başı kesilecekti. (bir ara) mete dönmüş ve kendisinin meşhur aygırının karnına bir vızlayan ok atmıştı. kendisi ile beraber aynı anda ok atmayanların da başlarını (hemen oracıkta) kestirmişti. mete, (sonra da) kendisinin çok sevdiği karısına bir ok atmıştı. askerlerin bazıları duralamış ve hatuna ok atmaya cesaret edememişlerdi. mete (duralayıp ok atmayanları da tespit etmiş) ve başlarını hemen orada kestirmişti. (artık askerler disipline alışmış ve her şeyi öğrenmişlerdi).

    mete, askerleri ile bir ara ava çıktı. (askerlerini tecrübe etmek icin) vızlayan okunu kendisinin güzel başka bir atına attı. askerler de, bir kişi bile geri kalmaksızın, ata ok atıp vurdular. mete artık, askerlerinin talim ve terbiyede iyi bir kıvama geldiklerini anlamıştı.

    mete günün birinde, babası tuman ile beraber ava cıktı. mete, vızlayan okunu babası tuman’a atınca, askerler de aynı anda onu takip ettiler. (tuman’ı delik deşik edip) öldürdüler. mete, bundan sonra da üvey annesi ile üvey kardeşini ortadan kaldırdı.

    (babasının ve üvey annesinin) tarafını tutan vezirlerle büyük memurların da hepsini öldürdü ve kendisini imparator/sanyu ilan etti.

    mete’nin tahta çıktığı sırada, tung-hular en kuvvetli çağlarında bulunuyorlardı.

    mete’nin, babasını öldürüp de onun yerine tahta çıktığını öğrenince, hemen bir elçi gönderdiler. elçi mete’ye gelerek, babası tuman’ın, yorulmadan 1.000 mil koşan meşhur atının kendilerine verilmesini istedi. mete hemen vezirleri ile (devletin ileri gelenlerini) çağırarak bir kurultay topladı. kurultayda herkes, böyle bir atın hunlar için de çok önemli olduğunu ve verilemeyeceğini söylediler. fakat mete, onlara cevap olarak şöyle dedi :

    -ne! nasıl olur da bir atı, komşu bir devletten daha değerli tutabiliriz!

    mete, böyle dedikten sonra, bin mil yapan meşhur atını aldı ve elçiye teslim etti. tung-hular atı alınca mete’nin korktuğunu sandılar ve yeni bir elçi daha gönderdiler. elçi gelerek, bu defa da mete’nin karısını istedi. mete yine devletin ileri gelenlerini topladı ve onların fikirlerini almak istedi. herkes kızmış ve şöyle bağırmaya başlamışlardı:

    -bu tung-hular, töre diye bir şey tanımıyorlar! bu defa da hatunumuzu istiyorlar! biz onlara, derhal hücum ederek, hepsini ortadan kaldırmayı teklif ediyoruz!

    mete ise gayet sakin olarak şöyle dedi :

    -oh, demeyin! ben bir kadını komşu devletimden nasıl üstün tutabilirim!

    mete, bu defa da karısını çağırdı ve eli ile onu, tung-hu elçisine teslim etti.

    bunun üzerine tung-hu reisinin cesareti büsbütün artmıştı. ordusunu alarak batıya doğru geldi ve terkedilmiş bir araziye girdi. burası, hunlar ile tung-huların sınırları arasında bulunuyordu. hiç kimsenin oturmadığı bu arazi, 1.000 mil kadar bir yerdi. hem hunlar ve hem de tung-hular, bu bozkırın iki yanında oturuyorlardı. bu yerin adı da ao-t’o (ordu?) idi.

    tung-huların reisi mete’ye bir elçi gönderdi ve elçi gelerek mete’ye şoyle dedi:

    -ikimizin arasındaki bu bölge, kimsenin oturmadığı bir yerdir, üstelik, iki devetin sınırları arasında da bulunuyor. nasıl olsa burası sizin işinize yaramaz. gelin de, bu yeri bize verin.

    mete bu sözleri duyunca, hemen kurultayını topladı ve devletin ileri gelenlerine bu konuda ne düşündüklerini sordu. bazı vezirler:

    -böyle terkedilmiş bir araziden, vaz geçmişiz, geçmemişiz, hiçbir şey fark etmez, diye cevap verdiler.

    bunun üzerine mete kızarak şöyle kükredi:

    -toprak, devletin temelidir. biz, onu başkasına nasıl verebiliriz! mete, bunu dedikten sonra, böyle diyenlerin hepsinin de başını kestirdi.

    mete atına atladı ve herkesin kendisini takip etmesini emretti. geri kalanların da, başını hemen oracıkta kestirdi. doğuya doğru giderek tung-hulara hücum etti. tung-hu reisi, mete’yi küçümsemiş ve müdafaa tedbiri almamıştı. mete, büyük kuvveti ile tung-hulara yüklendi ve onları büyük bir mağlubiyete uğrattı. düşmanın ordusunu yok ettikten sonra, halkını, malını ve nesi var nesi yoksa hepsini aldı.

    (tung-hu zaferinden sonra mete) yurduna döndü. bundan sonra da batıya yöneldi.
    yüe-çileri de mağlup ederek kaçırdı...”
    (shih-chi)
    (bkz: shiji)
hesabın var mı? giriş yap