• shakespeare'nin etten kemikten oluşması hasebiyle sevdiğine ulaşamamasından yakındığı, "keşke düşünceden ibaret olsaydım da bu mesafeler sana gelmemi engelleyemeseydi. heyhat düşünceden yaratılmadığım düşüncesi beni kemirmekte, hoplayıp zıplayamamaktayım miller ötesine senin olduğun yere. bilakis sudan ve topraktan yaratılmışım bir kere, o yüzden oturduğum yerde oturup inlemekten ağlamaktan başka çarem yok. bütün olabildiğim şu nalet su ve toprak, ki bu sular da çokça gözyaşı olarak geri döneyor sevdiğim bidenem." dediği sonesidir efem. buyrunuz;

    if the dull substance of my flesh were thought,
    injurious distance should not stop my way;
    for then despite of space i would be brought,
    from limits far remote where thou dost stay.
    no matter then although my foot did stand
    upon the farthest earth removed from thee;
    for nimble thought can jump both sea and land
    as soon as think the place where he would be.
    but ah! thought kills me that i am not thought,
    to leap large lengths of miles when thou art gone,
    but that so much of earth and water wrought
    i must attend time's leisure with my moan,
    receiving nought by elements so slow
    but heavy tears, badges of either's woe.
  • çevirisi:

    düşünceye dönüşse benim etim kemiğim
    yolum kurban gidemez hoyrat mesafelere;
    ben tüm uzaklıkları aşıp erişeceğim
    sınırsız ötelerden senin olduğun yere.
    varsın sımsıkı basın ayağım topraklara
    dünyada bir köşede senden uzak mı uzak
    çevik düşünce sıçrar dinlemez deniz. kara
    ulaşır özlediği yere hayal kurarak.
    ben düşünce değilim: ah düşündükçe bunu
    'sen gittin ben uçamam' bu öldürüyor beni;
    alt tarafı varlığım biraz toprak biraz su:
    inleyerek beklerim geleceğin keyfini.
    bu iki som maddeden birbirinin yasına
    nişan takan o ağır yaşlar kalacak bana.
hesabın var mı? giriş yap