• (bkz: heuristic)
  • matematikte de sıklıkla karşımıza çıkan sözcük. ispatların tatmin etmediği yerde, söylenenler kahvehane sohbetine doğru ilerlerken "sezgisel olarak... dır" şeklinde kullanılır ve okuyucuya itiraz şansı tanınmaz. subjektif aksiyom kurmakta kullanılır bir bakıma.
    örnek: sezgisel olarak konveks cümle, boş olmayan ve herhangi iki noktasını birleştiren doğru parçasını ihtiva eden bir cümledir.
  • yakında tüm elektronik alet edevata sezgisel dendiğini görmeye, duymaya başlayacağız. neden? çünkü ingilizcesi "intuitive". çevirmen bakıyor bunun türkçesi "sezgisel", hop her şey sezgisel oldu. oysa, biz bu alet edevata türkçede "sezgisel" değil, "kolay anlaşılır, kolay kavranır" diyoruz.
    sizi sezenler sizi.
  • algısal, his odaklı.

    freud mücadeleci ve yenilikçi fakat içe dönük insanları klase ederken bu terimi kullanmıştır. bu demek değil ki pure bir içe dönüklük... en azından baskın kişilik yönünün introvert olduğu kastediliyor. avukat, mühendis gibi örnekler verilmiş bazı internet sitelerinde. bilemedim... bir avukatı introvert hayal edemiyorum ben. yalnızca detaycı olması gerektiğiyle tutar bu. mühendisler ise tamam. ben dışa dönük mühendis tanımadım hiç...

    psikanalizde bir yöntemdir sezgisellik aynı zamanda. aslında bu anlamını kastederim ben hep. empatik ve iyi bir gözlemci olan kişilerin yapabileceği bir şeydir. bence bir psikolog sezgiselliği kullanmadan yalnızca bilgi ile danışanına yardımcı olamaz. aslında ortalıkta bir haltlar döndüğünü herkesten önce farkeden teyzeler bile deneyim ve gözlemlerinden faydalanarak olan biteni anlamak için sezgiselliği kullanırlar. böyle söylersem tanım tam süper olur sanırım.

    edit: mühendisleri tenzih ederim dışa dönük bitanesiyle karşılaştım. evliyiz şu an.
  • (bkz: kehanet)
    (bkz: sezgi)
    (bkz: kahve falı)

    başlıca sezgisel meslekler, meslek hastalığı sezgi haline gelmiş meslekler avcılık (askerlik/ savaşçılık), borsacılık, tıp/ doktorluktur. yaşamın göbek bağına yakınlıktan ötürü çocuklar da sezgisel, hayvanlar da sezgiseldir, bazıları daha öne çıkmak üzere. sanat, edebiyat, yaratıcılık meslekleri de belirsizlikle ilişkileri ölçüsünde sezgisel sayılmalıdır.

    seven çok zorba. sevilenden de sevilmeyenden de üstün. seven sevilenden üstündür, ama seven sıkar, sevilen sıkılır. ne çare, hangi orduya yazılacağımızı o an seçemeyiz. sevenden sevilene gönül bağı ve kırmızı hat döşenir (eski abd-rusya arasındaki kırmızı telefon gibi). evren ayarlar. sevilenden sevene değil. seven o bakımdan üstündür; sevdiğiyle ilgili her şeyi bilir, bilebilir. (sevilen de sevebilir, o ayrı durum.) yalnız sezgisel (sevgisel?) insanlar bazen ilgisiz oldukları kanallardan da veri/önsezi bilgisi alabilirler. dolayısıyla herkes herkesle, hepimiz hepimizle bir şekilde bağlıyız. hatta sevilmeyenin (sevilmemek görece sevme durumu mu oluşturuyor?) 'bensiz nereye böyle?' tarzındaki lanetlemeleri, nazar/göz de bu sınıfa sokulabilir. (bkz: seven/@ibisile)

    sevgi soysal bazen nasıl yazıyor, nasıl döktürüyor. o çakma- çakış anları için bile okumaya değer. tante rosa'sı o 1968 yılları için bile türkiye'nin hazmedeceği gibi değil. çok kadın, çok ödünsüz, çok eleştirel. sadece ironik denemez. kadın uzun yaşamayı beklemiyormuş, erken ölümünden handiyse emin, barutunu hep dolu dolu harcıyormuş. yazılarının pek çok yerinde sezgisini de anlıyor insan. tante rosa onun sonraki yaşamına sezgisel bir ışık tutuyor, paralellikler var: çoğul evlilik, bırakıp gitmeler, süreğen tatsızlıktan sıkılma, belki de sol memeden başlayan meme kanseri, arkada biri emzikte üç çocuk bırakmak. hatta bir de yeğeni sezin öney'e devrettiği avrupa ile türkiye olayları arasındaki paralellikler, çağrışımlar gazeteciliği var.

    (ilk giri tarihi: 20.7.2016)

    (bkz: sezgi/@ibisile), önsezi
    (bkz: intuitive), ufuristik, heuristic
    (bkz: tahmini), göz kararı, kararlama
    (bkz: yazan/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap