• avrupa birliği devlet ve hükümet başkanlarının 17 aralık 2004 tarihli zirvesinde aldığı karar doğrultusunda 3 ekim 2005 tarihinde yapılan katılım konferansı ile önümüze konulan avrupa birliği müktesebatına uyum için elimize verilen çerçeve belgesinde yazılı 35 başlıktan birisidir.

    tarama toplantıları başlama tarihleri
    tanıtıcı toplantı : 25 kasım 2005
    ayrıntılı toplantı : 22 aralık 2005
  • küresel kapitalizmin aktörleri ve ulus-devletler'in milli sermaye birikimi arasındaki ilişkiyi belirleyen "sermayenin milliyeti olmaz" ilkesinin uygulama alanlarından biri...

    (bkz: milliyetçilik ve sonrası)...
  • üye devletler, ab içinde ve üye devletler ile üçüncü ülkeler arasında, bazı istisnalar hariç, sermayenin serbest dolaşımına ilişkin tüm kısıtlamaları kaldırmalıdır. müktesebat ayrıca, sınır ötesi ödemelere ve menkul kıymetlerle ilgili havale emirlerinin yerine getirilmesine ilişkin kuralları da içermektedir. kara para aklama ve terör finansmanıyla mücadeleye ilişkin direktif, özellikle yüksek değerli kalemler ve büyük nakdi işlemlerle uğraşılması sırasında, bankaların ve diğer işletmecilerin müşterilerin kimliğini belirlemelerini ve bazı işlemleri bildirmelerini gerekli kılmaktadır. mali suçla mücadelenin kilit bir koşulu, denetim, kolluk ve adli kovuşturma makamları arasındaki işbirliği de dahil olmak üzere, etkili idari ve takip kapasitesinin yaratılmasıdır.

    son ilerleme raporundan bu yana türkiye, bilhassa sermaye hareketlerine yönelik sektörel kısıtlamaların kaldırılması ve kara para aklamayla mücadele alanlarında bazı ilerlemeler kaydetmiştir. ödeme sistemleri ve sınır ötesi havaleler alanında herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir.

    sermaye hareketleri ve ödemeler alanında, bazı olumlu adımlara rağmen, müktesebatla genel uyum sınırlı kalmıştır. telekomünikasyon ve madencilik sektörlerinde yabancıların mal edinimine ilişkin sınırlamalar 2004 yılında kaldırılmıştır. başta sivil havacılık, deniz taşımacılığı, radyo ve televizyon yayıncılığı ve enerji alanlarında olmak üzere diğer sektörlere özgü mevzuatta, yabancıların mal edinimi konusunda önemli kısıtlamalar devam etmektedir. sermaye hareketlerini engelleyen tüm sektörel ve yapısal engellerin belirlenmesi ve ortadan kaldırılması gerekmektedir.

    mart 2005 tarihinde anayasa mahkemesi, yabancıların taşınmaz satın almalarında mütekabiliyet ilkesini öngören hükümleri (2003’te getirilmişti), ulusal birliğe ve devletin bölünmez bütünlüğüne muhtemel tehdit gerekçesiyle iptal etmiştir. bu hüküm temmuz’da yürürlüğe girmiş olup, henüz yeni bir tüzük kabul edilmiş olmadığından, tapu tescil makamlarına bu yeni tüzüğü bekleme ve yabancıların taşınmaz mal satın alma taleplerini askıda tutma talimatı verilmiştir. yabancıların taşınmaz mal edinmesiyle ilgili olarak ortaya çıkan bu yasal durum henüz açıklığa kavuşturulmamıştır. yürürlükteki sigortacılık yasasıve uygulanma mevzuatı, yabancı varlıkların kurumsal yatırımcılar tarafından kullanımı konusunda hiçbir kısıtlama içermezken, kurumsal yatırımcılar zorunlu rezervler oluştururken hala yabancı varlıkları dahil edememektedirler. ab vatandaşları ve firmaları tarafından türkiye’de taşınmaz mal edinilmesini etkileyen tüm kısıtlamaların kaldırılmasında ilerleme kaydedilmesi gerekmektedir.

    hazine müsteşarlığı’nın bir parçasını oluşturan ve doğrudan yabancı yatırımlardan sorumlu ana kamu makamı olarak görev yapan yabancı sermaye genel müdürlüğüsınırlı sorumluluğa sahip olup, sermaye hareketleri alanında mevcut yasal ve idari engelleri ortadan kaldıracak yetkiye sahip değildir.

    müktesebatın hala aktarılması gereken ödeme sistemleri ve sınır ötesi havaleler alanında herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. örneğin, sınır ötesi kredi havalelerinde bankalar ve müşterileri arasındaki sorunların ele alınmasından sorumlu mahkeme dışı bir organ gibi, gerekli idari yapılar mevcut değildir.

    kara para aklama ile mücadele mevzuatının, gözden geçirilmiş mali eylem görev grubu standardı dahil, müktesebatla uyumlaştırılmasında bazı ilerlemeler kaydedilmiş olmakla birlikte, uyum ancak kısmen gerçekleştirilmiştir. haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni ceza kanunu, bir yıldan fazla hapis cezasını gerektiren tüm suçları kapsayan fer’i suçların kapsamını genişletmiştir. ayrıca, kara para aklama sonucu edinilen mallara el konulmasına ilişkin daha geniş kapsamlı hükümler yürürlüğe konulmuştur. yine haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren ceza muhakeme usulü kanunu, kara para aklama ile mücadelede haberleşmeye nüfuz edilmesi ve izleme tekniklerigibi, özel soruşturma yöntemlerine imkan vermiştir.

    ancak, gözden geçirilmesi gereken kara para aklamayla mücadele kanunu ve süreçlerin etkinliğinde daha fazla ilerleme sağlanması lazımdır. avukatlar, dış muhasebecilerve vergi müşavirleri kanun kapsamına alınmamışlardır. mevcut mevzuatta, kimlik konusunda bir şüphe veya duraksama olduğu takdirde müşterilerin kimliğinin istisnasız tespit edilmesine ilişkin koşul bulunmamakta ve daha fazla titizlik gerektiren durumlar ele alınmamaktadır. ayrıca, terör finansmanına ilişkin özel bir hüküm de yer almamaktadır. resmi işlemler de kara para aklamayla mücadele mevzuatı hükümlerinden muaf tutulmuşlardır.

    bilhassa sistemi idame ettiren zincirin unsurlarının (yasa koyucular, mali istihbarat kurumları, müfettişler ve kolluk kurumlar) kaynakları, yetkileri ve kabiliyetlerinin yansıra istatistiki bilgilerin yeterliliği olmak üzere kara para aklamayla mücadele mevzuatının etkin uygulanması ve takibi bir diğer endişe kaynağıdır. bu bağlamda, savcı ve hakimlerin kara para aklama davalarına bakabilme yeteneğinin iyileştirilmesine, bilgi toplamaya ve mali istihbarat birimi olarak görev yapan mali suçları araştırma kurulu’nun (masak) analiz kapasitesinin güçlendirilmesine özel önem verilmelidir. kara para aklamayla mücadele kıstaslarının denetlenmesinin/izlenmesinin güçlendirilmesine genelde gereksinim vardır. türkiye kara para aklama alanında ilgili kurumlara sarih bir görev dağılımı da yapmalıdır.

    her ne kadar şüpheli işlem raporu sayısında önceki yıla nazaran artış varsa da (180’den 290’a) şüpheli işlem bildirimlerinin sayısı yine de düşük kalmıştır. 2003 yılında 192 önsoruşturma yürüten masak, 2004 yılında 270 önsoruşturma yapmıştır. 2003 yılında 31 dava açılmışken, bu yıl 41 işlemle ilgili dava açılmıştır. ancak mahkumiyet, el koyma, haciz ve varlıkların dondurulması bazında bakıldığında takibat sicili sınırlı kalmaktadır ve iyileştirilmesine yönelik çabaların yoğun olarak sürdürülmesi gerekmektedir.

    kara para aklama konusunda duyarlılık ve rapor hazırlayan kurumlara geri-bildirim sağlanması aynı şekilde kısıtlıdır. bu durum, şüpheli işlemleri rapor eden kurumları ve çalışanlarını sorumluluktan koruyan bir hüküm bulunmamasından da kaynaklanmaktadır. türkiye’deki idame zincirinin unsurlarının arasında ve üçüncü ülkelerle etkin işbirliğinin güçlendirilmesi lazımdır. ayrıca, kara parayla etkin mücadele çabaları yolsuzluklar nedeniyle sekteye uğramaktadır. kayıt dışı ekonomi de uygulamada zorluk yaratmaktadır.

    türkiye bu alandaki temel uluslararası sözleşmeler ile avrupa sözleşmelerine taraftır ve 2006 başında mali eylem görev grubu(megg) tarafından üçüncü kez değerlendirmeye tabi tutulacaktır. ancak, gerek mevzuata gerek takibe ilişkin sicilin uluslararası standartlara uyum sağlaması için için güçlendirilmesi gerekmektedir.

    sonuç

    bazı ilerlemeler kaydedilmiş olmakla birlikte, türkiye’nin bu fasıla ilişkin müktesebata uyumu düşük seviyededir. anayasa mahkemesinin geçenlerde aldığı karar nedeniyle, sermaye hareketleri ve ödemeleri alanında yabancıların yatırımlarına ilişkin kısıtlamaların durumu belirsizliğini korumaktadır. ab vatandaşlarının ve tüzel kişilerinin taşınmaz mal edinmelerini etkileyen tüm kısıtlamaların yanısıra sektörel ve yapısal engellerin kaldırılmasında da ilerleme kaydedilmesi gerekmektedir. ödeme sistemi alanında ve sınır ötesi havalelerde müktesebatın aktarılması gerekmektedir. kara para aklamayla mücadelede, hükümlerin ve işlemlerin kapsamının genişletilmesi tamamlanmamıştır. ayrıca, mevzuatın uygulaması ve takibinin ciddi şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir.

    9 kasım 2005 tarihli ilerleme raporundan.
  • sermaye hareketleri ve ödemeler alanında herhangi bir gelişme yoktur. dış sermaye hareketleri, kredi ve nakdi işlemler, bazı sektörlerde doğrudan yabancı yatırımı, özelleştirilmiş şirketlerde hükümetin özel hakları ve yabancıların gayrimenkul edinimi gibi alanlarda türkiye’de önemli kısıtlamalar mevcuttur.
    gayrimenkul alanında, son dönemlerde kabul edilen mevzuat geriye doğru atılmış bir adımdır. değiştirilen tapu kanunu, yabancıların türkiye’de gayrimenkul ediniminde mütekabiliyet ilkesini getirmekte, ve diğerleri meyanında, yabancılarca sahip olunabilecek arazinin azami büyüklüğü ve mülkün yeri hususlarında bu hakka daha katı sınırlamalar getirmektedir. yabancı ticari şirketler için, tapu kanunu’nda belirtilen kısıtlamalara ilaveten, gayrimenkul ediniminin sektörel mevzuatta yeralan hükümlere uyması da gerekmektedir. bunlar petrol kanunu, turizmi destekleme kanunu ve sanayi bölgeleri kanunu’nu da kapsamaktadır. bakanlar kurulu, kamu çıkarını ve ulusal güvenliği korumak amacıyla, belirli bir arazi parçasının satışına sınırlama getirebilir.

    sermaye hareketleri ve ödemeler alanında uyuma yönelik hazırlıklar sürmektedir. ödemeler sistemi ve sınır ötesi transferler alanında sınırlı ilerleme sağlanmıştır. yeni bankacılık kanunu, türk bankalar birliğine, sınır ötesi kredi transferlerine dair müşteri şikayetleri için mahkeme dışında bir ihtilafların çözümü birimi kurması yetkisi vermektedir. ancak bu birim henüz kurulmamıştır.

    kara para aklama ile mücadele alanında, kısmi kalan müktesebat uyumunda bir gelişme sağlanmamıştır. etkili uygulama mekanizmalarının eksikliği, türkiye’de kara para aklama alanındaki esas sorundur. şüpheli işlemlerin bildirilmesinde bazı gelişmeler kaydedilmiştir. (mali suçları araştırma kurulu-masak’a, 2004’teki 290 raporla karşılaştırıldığında 352 rapor bildirilmiştir.) ancak, bu raporlama faaliyeti mütevazı durumda olup, bankacılık sektörüyle sınırlıdır. 2004’teki 41 olayla karşılaştırıldığında 33 olayda takibat yapılmıştır. mahkumiyet, el koyma, haciz ve varlıkların dondurulması da sınırlı kalmıştır.

    sonuç

    çok sınırlı ilerleme sağlanmıştır. yabancılarca gayrimenkul edinimi dahil sermayenin dolaşımı alanında önemli kısıtlamalar mevcuttur. ödeme sistemlerine ilişkin uyum sınırlıdır. kara para aklama ile mücadele alanındaki mevzuat uyumu eksiktir. uygulayıcı kurumların soruşturma kapasitesi ile kurumlar arası ve uluslararası işbirliği zayıftır. genel uyum sınırlıdır. sermaye hareketleri ve ödemeler alanında uyum hazırlıkları daha fazla dikkat gerektirmektedir.

    8 kasım 2006 tarihli ilerleme raporundan.
  • sermaye hareketleri ve ödemeler alanında ilerleme sağlanmış; belirli kısıtlamalar kaldırılmış ya da hafifletilmiştir. hazine müsteşarlığı, sigortacılık sektöründe maddi teminat koşullarını yerine getiren yeni bir uygulayıcı düzenleme kabul etmiştir. hazine müsteşarlığı’nın bonolarına ilaveten, diğer oecd ülkeleri tarafından yayımlanan diğer kamu borçlanma araçları da maddi teminat olarak kabul edilmeye başlanmıştır. bir bakanlar kurulu kararnamesiyle, yabancı şirketlerin kâr, satış ve tasfiye işlemleri ile ruhsatlarla ilgili ödemeler için bir ön onay işlemine tabi olmalarını gerektiren uygulama yürürlükten kaldırılmıştır. aynı kararname, değeri 3.7 milyon avroyu aşan dışarıya yönelik doğrudan yabancı yatırım transferlerinde yetkilendirme gerekliliğini ortadan kaldırmıştır. türkiye, bankalar ve arabulucu kuruluşların, ülkede ikamet eden kişilerin türkiye dışında ve türkiye’de ikamet etmeyen kişilerin ülke içindeki menkul kıymet araçları konusunda hazine müsteşarlığını bilgilendirmelerini gerekli kılan hükümleri yürürlükten kaldırmıştır. kararname, ayrıca, tapu ve kadastro genel müdürlüğü, bankalar ve özel finans kuruluşlarının, türkiye’de ikamet etmeyen kişilerin sahip oldukları taşınmaz mal ve gayrimenkuller konusunda hazine ve dış ticaret müsteşarlıklarını bilgilendirmeleri hükmünü de iptal etmiştir. buna ilave olarak, türkiye, gemi sahiplerinin döviz üzerinden taahhüt altına girmeleri konusunda mevcut olan kısıtlamaları da ortadan kaldırmıştır. milli savunma bakanlığı, tapu ve kadastro genel müdürlüğüne, askeri yasak bölgelerin ve güvenlik bölgelerinin ayrıntılı haritalarını ve koordinatlarını teslim etmiştir. sonuç olarak, yabancıların gayrimenkul iktisabı için gereken zaman süresi kısaltılmış olacaktır. anayasa mahkemesi, bakanlar kurulu’nun yabancıların gayrımenkul iktisapları üzerindeki yasal sınırlamaları arttırma ve ilave sınırlamalar getirme hakkını iptal etmiştir.
    dyy (doğrudan yabancı yatırım) üzerindeki kısıtlamalar; radyo ve televizyon yayıncılığı, elektrik enerjisi, turizm, savunma, denizcilik, hava ve karayolu taşımacılığı, eğitim ve istihdam alanları gibi, sektörel mevzuatta mevcuttur. yabancıların gayrimenkul iktisabı alanında bazı kısıtlamalar mevcuttur.

    ödemeler sistemine ilişkin olarak rapor edilebilecek herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. yasal çerçeve, müktesebat ile uyumlu değildir. bankalar ve müşterileri arasında meydana gelen anlaşmazlıklar konusunda mahkeme dışında çözüme ulaşılabilecek herhangi bir merci bulunmamaktadır.

    türkiye, kara para aklama ile mücadele konusunda belirli bir ilerleme kaydetmiştir. kara paranın aklanmasını engellemeye yönelik yeni bir yasa yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. yasa, özellikle, şüpheli para hareketi işlemlerinin rapor edilmesi sistemini, kayıtların tutulmasını, yükümlü tarafların korunmasını ve mali suçları araştırma kurulu başkanlığı’nın (masak) rolünü düzenlemektedir. bazı hükümler, birtakım uygulama yönetmeliklerinin kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır. tahkikatlara ilişkin ilke ve prosedürleri ortaya koyan bir yönetmelik kabul edilmiştir. türkiye, terörizmin finansmanı ve suç aracılığıyla elde edilen gelirlerin aklanması, aranması, haczi ve müsaderesine dair avrupa konseyi sözleşmesi’ni imzalamış bulunmaktadır. türkiye, mali eylem görev gücü’nün (megg), üçüncü gözden geçirmesine konu olmuş ve müşteri kimlik tespiti, sorumlu tarafların listesi ve şüphe duyulan hareketlerin raporları gibi alanlarda megg’nin tavsiyelerine uyulmadığını ortaya koyan bir rapor yayımlamıştır. masak’a bildirilen şüpheli para hareketi işlemlerinin sayısı 2005’te 352’den 2006’da 1140’a çıkmıştır ve bu artışın büyük kısmı bankacılık sektöründen kaynaklanmaktadır. 2005 yılında kaydedilen 33 olaya karşılık, 2006 yılı içinde toplam 23 olay kovuşturma ile sonuçlanmıştır. mahkumiyet, müsadere ve mal varlığının dondurulması ile sonuçlanan mahkeme kararları 2006 yılında önceki yıla oranla daha sınırlı bir miktarda kalmıştır. bu fasıldaki katılım müzakereleri için anahtar öğe olan mevzuatın uygulanmasının güçlendirilmesi konusunda bir eylem planının halen kabul edilmesi gerekmektedir.

    sonuç

    özellikle bazı kısıtlamaların ve onay sürecinin ortadan kaldırılması sayesinde, sermaye hareketleri ve ödemeler konusunda ilerleme kaydedilmiş bulunmaktadır. bununla birlikte, ödemeler sisteminde hiçbir ilerleme kaydedilememiştir. kara para aklama ile mücadele konusunda, özellikle suç aracılığıyla elde edilen kazançların aklanmasının önlenmesi konusunda getirilen yeni yasal çerçeve aracılığıyla, ileri adımlar atılabilmiştir. genel olarak uyum tamamlanmamıştır.

    6 kasım 2007 tarihli ilerleme raporundan.
hesabın var mı? giriş yap