• insandaki sindirim sistemi tarafindan parcalanamayan ve sadece kalin bagirsaktaki seluloz bakterilerinin parcalayip sindirdigi ve bu reaksiyon esnasinda bi takim hos olmayan gazlarin ciktigi madde.. butun bitkilerde, ozellikle kabuklu ve ceperli seylerde bolca bulunur.
  • osurma effektlerinin gizli kahramani..
  • ayrica seluloz kagit'in hammadesi olup seka fabrikarinda i$lenmektedir. ayrica seluloz benim soyadimdir.
  • insanın örtünme ihtiyacını karşılamakta çok işine yaramış, giysilerimizin büyük oranda hammaddesini oluşturan pamuk ve viskonun temel maddesidir. öte yandan kağıt ve selofan'ın da hammaddesidir.

    selüloz, bitki hücre duvarlarının ana yapı maddesidir.
    (sözcük latince cellula (yaşayan hücre) kelimesinden 1848'de kimyasal bileşimi çözen christian schoenbeinn tarafından türetilmiştir. fransızca kaynaklı olup "cellule" kelimesinin evrilmiş biçimidir)

    selüloz, yeryüzünde en çok bulunan organik maddedir. schoenbeinn'in gösterdiği üzere kimyasal bileşimi açısından bir (polysaccharide) karbonhidrattır. bitki hücrelerinin dış çepelini oluşturan glikoz katmanlarında bulunur. (c6h10o5). insan sindirim sistemi çözüp enerjiye çeviremediğinden insan için besin olarak kıymeti yoktur. oysa geviş getiren çift mideli hayvanlar için şahane bir besindir. şöyle ki:
    selüloz, lineer glikozların birbirlerine "b bağları" ile bağlanması ile oluşur. her selüloz zincirinde yaklaşık 12.000 glikoz bulunur. nişastadan farkı, sadece glikozların birbirine bağlanışındaki bu bağın yönüdür. malzeme olarak aynı olmasına rağmen, glikozların bağlanma yönündeki farklılık, molekülü fiziksel olarak nişastadan tamamen farklılaştırmaktadır. meselâ, nişastanın aksine, selülozun suda çözünmeyen kuvvetli bir yapısı vardır... selülozu sadece bakteriler ve fungiler parçalayarak içerdiği glikoz ünitelerinden yararlanabilirler. termitler ve inek gibi hayvanların midelerinde bulunan mikroorganizmalar bu hayvanların da selülozu besin olarak kullanabilmelerini sağlar.

    doğada selüloz, ağaç gövdelerinin sağlam yapısını sağlamaktadır. pamuk bitkisinin elyafı ise, selülozun en doğal saf hâlidir.
  • ülkelerin gelişmişlik açısından karşılaştırılmalarında kullanılan kriterlerden biri olduğu iddia edilen madde. kısmen doğru olmakla birlikte tabii ki tek başına açıklayıcı değildir. işin en güzel yanı kriter olmasını her kesimin kendine göre yontmasıdır. "tuvalet kağıdı kullanmıyoruz diye çağdaş değil miyiz?" diyenler olur, "marketlerimiz kese kağıdı kullanmıyor o yüzden" diyenler de olur. ama ne yazık ki bunlar değildir esasında karşılaştırılan. kişi başına onlarca kilo tüketmelerinin sebebi okumayı sökmüş olmalarıdır.
  • beta-1,4 bağı içerdiğinden ve bu bağı yıkan beta-1,4 glikozidaz enzimi insanda bulunmadığından insanlarda sindirilemeyen glikoz polimeri.
  • bitikilerin birincil hucre duvarlarini pektin ve hemiseluloz molekulleri ile beraber olusturan biyomolekuldur. kagit ve tekstil sanayisinde yaygin olarak kullanilir, ayrica hayvancilikta besiyemi olarakta ikame edilir. cellulose synthase (cse) grubu genler tarafindan biyosentezleri duzenlenir.
  • alfa-1,6 bagi icermediginden yapisinda fazla dallanma gostermez.
  • "kütüphane kokusu"nun kaynağı.

    (bkz: kütüphane kokusu/#26689481)
  • doğada en fazla (yılda 10^11 - 10^12 ton civarında) üretilen, yenilenebilir ve biyobozunur en önemli organik polimerdir. bu üretim, çoğunlukla odunsu yapıdaki bitkiler ve kısmen yıllık bitkiler tarafından gerçekleştirilmektedir.

    ülkemizde, zonguldak çaycumada bulunan ve geçmişteki adı seka olan bugünlerde ise oyka adındaki kuruluş tarafından odundan kağıdın ham maddesi olan selüloz üretilmektedir. bu kuruluş, günümüzde ne yazık ki selüloz üretiminde tek kalmıştır.
hesabın var mı? giriş yap