• kucuk masa
  • bi tek annelerin gunlerde kullandigi misafirlerin "ay ayse hanim cok guzel yapmissin, nasi yaptin nasi? nasi?" derken bi hamlede bosaltilan tabaklarini koyduklari masacik
  • intihar ve idam cihazi...
  • bu eşyanın işlevsel bölümü üzeridir.yani insanların kullanımına açık hiçbir mekanda şöyle bir lafıgüzaf işitemezsiniz: "o böreği sehpanın altına koyabilirsin" ya da "elini sehpanın ayağına dokundur , bu bir evlenme teklifidir." dolayısıyla burada gereksiz sözcük kullanımından söz de edilebilir.tıpkı şu an benim hangi çüke çare olduğunu bilemedeğim şu metni devam ettirme arzumdaki gibi.neyse , buradaki gereksiz sözcük üzeridir.biz cümlemizi kurarken üzeri kelimesini kullanırken de aslında sehpanın işlevsel yeri olan üzeriden bahsediyoruz zaten.e tamam öyleyse , kullanmasınlar bu şekilde.o halde ne desinler: şu macar salamını sehpaya bırak desinler.desinler , desinler ki , o söyledikleri kelimeler havada uçuşup , atmosferi karşıp kuruşup türkçemizi güzel kullanalım fetişistlerine destek olsunlar.sanki malezya2da türkçe güzel konuşulsa , adamlar ereksiyon olacaklar.ne dedik başta , lafıgüzaf..
  • (bkz: zigon)
  • junior masa. senior versiyonundan tasan ivir zivirlari üstüne koymak için birebir esya..
  • (bkz: tripod)
    (bkz: üçayak)
  • kesin malzemeden çalmıştır bunu icat eden kişi; en azından 30 cm. daha yüksek olması gerekirdi. koltukta hele de sandalyede oturup sehpadaki bir şeyleri yemek eziyettir, devamlı eğilip doğrulmak gerekir. insan yediğinden bir şey anlamaz.
  • farsça se üç, ve pa ayak tan.. se-pa >* seh-pa.
  • sehpağa die telaffuz edilen mobilya çeşidi.
hesabın var mı? giriş yap