• bildiğinizde ve zaman zaman insanlarda gördüğünüzde acı veren mekanizmalar bütünü.
  • (bkz: mizah)
  • 1- bastırma ( represyon ) : "hı? neden söz ettiğinizi anlamadım."

    bastıran kişi bastırdığı şeyi unutuverir. hem de büyük bir keyifle. yeterki bastırdığı şey yeniden su yüzüne çıkmasın. bastırmanın tüm savunma mekanizmalarının en güçlüsü olduğu söylenebilir. cinsel arzularla savaşmada ise üstüne yoktur. diğer savunma mekanizmaları, bazı psikologlara göre, sadece bastırmanın eksik bıraktıklarını tamamlarlar.

    2- gerileme ( regresyon ) : " aguuu, mama, mama... duu?"

    gerilemek, psikoseksüel gelişimin daha erken, daha az tehdit edici evrelerine dönüş yapmaktır. tüm nevrozlar ve sapıklıklar için temel bir önkoşuldur. ille bebek gibi konuşmayı gerektirmez, ama sizi, sırf annenize aşık oldunuz diye babanız tarafından hadım edilmekten kaygı duymanıza gerek olmayan, her şeyin hala anal açıdan ele alındığı bir döneme gerileterek (hem sizi hem de egonuzu) ipin uzundan kurtarır.

    3- yansıtma ( projeksiyon ) : " yoo, hayır, ben babama kızmıyorum. babama kızan annem."

    öfke, başka birine yüklenir. bu sayede suçluluk ve bunaltı duymaya gerek kalmaz. yansıtma duygunun doğasını değiştirmez. onu bastırmanın gömdüğü ölçüde, dış dünyaya atarak başından savmış olur. ne var ki yansıtma tehlikeli olabilir. yasaklayıcı sesler duymamıza neden olan bir savunmadır. bu sesler kuşkusuz süperegomuzdan başkasına ait olamaz, ama biz bunun bilemeyiz.

    4- yadsıma : "delirdiniz mi? ben babama kızgın falan değilim."

    yadsıma, gerçekliğin toptan çarpıtılmasıdır ve bastırmanın öbür yüzüdür. bastırma egoyu kişinin iç dünyasındaki baskılardan kurtarırken, yadsıma dış dünyadakilerden kurtarır. çocuklarda tümüyle normaldir. yetişkinlerde ise ilerlemiş akıl hastalığı göstergesi olabilir.

    5- karşıt tepki oluşturma : "babama kızmak mı? ben babamı çok seviyorum! hem nerede şimdi o? onu öpmek istiyorum..."

    burada kabul edilemez ve korkunç bir duygunun tam tersinin doğru olduğuna kendinizi inandırır ve günde yüz bin kez kendi işinize gelen şekliyle tekrarlarsınız. deneyimli bir karşıt tepki oluşturucu (genellikle bir obsesif, kompülsif), nefret ettiği kişinin üzerine titrer, gerçek duyguları su yüzüne çıkmasın diye cafcaflı törensel eylemlere kalkışır.

    6- tersine çevirme : "babama kızmak mı? ben babama değil, babam bana kızgın!"

    bu düzene, egoyla içgüdüler arasındaki ilk çatışma kadar eskidir. aslında bastırmayla birlikte, genç egonuzun kullandığı ilk savunma mekanizmalarındandır. (birinci sınıfa giderken okul bahçesindeki, "aptal / aptal sensin / hayır sensin" leri hatırlayın.) genellikle, yer değiştirme gibi daha karmaşık savunma manevralarının ön hazırlığıdır.

    7- yer değiştirme : "babama kızmak mı? ben bobi'ye kızgınım. pis köpek!"

    duygu, misilleme yapabilecek tehlikeli bir nesneden, karşılık veremeyecek güvenli bir ensneye aktarılır. tersine çevirmede olduğu gibi, genellikle ilk adım olarak kullanılır. ego, buraya kadar geldiktan sonra, büyük olasılıkla bir çarpıtma daha yapacaktır. aksi halde, gerçek duygularımızın farkına varabilirdik.

    8- yalıtma ( izolasyon ) : "evet, galiba babama kızgınım. onu vurmak ve ölmesini seyretmek eğlenceli olurdu.
    biraz daha süt ve kurabiye alabilir miyim?"

    duygudan arındırılmış farkındalık. örseleyici duyguyu yadsıma, bastırma veya yeniden şekillendirme zahmetine girmezsiniz, yalnızca onunla aranızdaki bağı koparırsınız. hiçbir şey hissetmeksizin bundan söz edebilirsiniz.

    9- düşünselleştirme : "tamam, babama kızgınımç büyük olasılıkla onun ölmesini arzuluyorum, böylece annem yalnızca
    ( entelektüalizasyon ) bana kalır. böyle duygulara sahip olmak benim yaşımda elbette normaldir."

    zeki insanların yalıtlama şekli. "akıllcılaştırma (rasyonalizasyon)" olarak da bilinen bu düzenekte, ardındaki duyguyu veya bunaltıyı görmemek için sorun üzerine düşünüp durursunuz.

    10- yapıp bozma : "hıı, babama çok kızgınım, en iyisi gidip oyuncaklarımı sıraya dizeyim ki halımın üzerindeki karelerle
    tam olarak aynı hizada olsunlar."

    burada eylem, egonun uğraşmaya katlanmadığı bir duyguyu veya da önce yapılan bir eylemi bozmayı hedefler. yapıp bozma, bir şeyi gerçekten iptal etmek (mesela, cebinizdeki son kuruşa kadar alışveriş yapıp, sonra da aldığınız her şeyi iade etmek) ya da zorunlu törenlerle büyüsel bir yoldan bozmak şeklinde olabilir.

    11- yüceleştirme : "babama kızmak mı? kusura bakmayın, ama şu resmi boyamayı mutlaka bitirmeliyim."
    (süblimasyon)

    tüm savunma mekanizmaları içinde gerçekten kendimizde olmasını isteyeceğimiz tek düzenek. bunu edindiğimizde, artık süperego yerine iyice yerleşmiş, libidoyu yararlı işlere yöneltmeye başlamış ve içgüdüleri doyuran şeyleri toplumsal olarak kabul edilebilir olanlara dönüştürür hale gelmiştir. sanatçıların var olan en büyük yüceleştiriciler oldukları söylenir. bizlerde ülser yapan duyguları sanatçılar boyarlar, kil veya gitar telleriyle ifade ederler.
  • avunma mekanizmalarıdır aslında.ruh sağlığı için belli ölçüler de normal sayılır.ancak kişi bir olay yada durum karşısında çok sık savunma mekanizmalarına baş vuruyorsa, aksayan bir şeyler var demektir ve acilen bir uzmana görünmelidir.
  • (bkz: nefret)
  • ara ara herkesin kullandığı taktiklerdir aslında bunlar kişi ne yaptığının farkındaysa, bu mekanizmaları yaşam biçimi haline getirmemişse pek de sorun değildir ama aksi bir durum ruh sağlığı için de gündelik hayatı içinde tehdit edicidir.
  • (bkz: aseksuellik)
hesabın var mı? giriş yap