• yıldız*'daki güzel sanatlar'a denk fakülte.
    (bkz: santhas)
  • ytü'de hepsi olmasa da büyük bir çoğunluğu zibidilerden ve kendisini sanatçı sananlardan oluşan fakülte..
  • yildiz teknik universitesi sanat ve tasarim fakultesi; iletisim tasarimi bolumu, sanat bolumu ile muzik ve sahne sanatlari bolumunden olusur. her bolum de kendi icinde bolumlere ayrilir. once yetenek sinavlarinin sonucu dogrultusunda mulakat ile bolumlere ogrenci alir. aslinda guzel ve basarili bolumler olmalarina karsin konservatuar ve marmara ile mimar sinan guzel sanatlar fakultesinin golgesinde kalmistir.
  • yıldız teknik'te bu yıl giriş sınavlarında öngörüşme ve genel kültür sınavını hangi akla hizmet kaldırdığı merak konusu olan fakülte. sadece güzel resim yapıyor, perspektiften anlıyor diye karpuz seçer gibi öğrenci seçecek yani. hocalar durumdan memnun değil, ön görüşme ve genel kültür sınavları ile aldıkları öğrencilerden çok daha memnun olduklarını dile getiriyorlar sık sık. bu yıl 'goya'yı bir beyaz peynir markası sanan öğrencilerin doldurmamasını ümit ediyor, tomurcuk hanımın*dekanlık hediyesi yeni sınav sistemini hayretle izliyoruz.
  • yeterli altyapı oluşturulmadan açılmış,öğrencilerini hiç bir konuda destekleyemeyen,her sene ders içeriği değiştirilen,büyük umutlarla girilip,hayal kırıklığıyla bitirilen bölüm.
  • müzik ve sahne sanatları bölümünü de altyapı mağduru bölümleri arasına katmayı başarmış fakülte.
  • agavat merdivenlerinde yayılan her biri hipidik ve zipidik biçiminde takılan, her an performans halinde eylemde bulunan, alper maral'ının pek bir sefimli, levent çalıkoğlu'nun (özellikle baba olduktan sonra) pek bir babacan, burçak madran'lı günlerin pek bir hırçın, yazları müzikli eğlenceli, yayılmalı, börtü böcekli, kışların kasvetli, kedili, yağmurlu geçtiği....

    saray bahçesinini güzide mekanlarında yer alan, boş saatlerimizde özellikle kapanan kütüphanesiyle sinirden zıpladığımız, uzayan ve uzayan dersleriyle trafiğe kaldığımız...

    sanat çiçeklerinin yeşerdiği, otlu, böcekli, kedili, eğlenceli, ironi dolu... insanı kendinden bıktırsa bile "yuvasının santas" olduğu hissini veren ve yüksek için başka okullara gidilsede geri dönme arzusuyla yakılıp yanılan fakülteeeeeeee, her bişiyi özlenen ilim irfan yuvam
  • mezun olduğunuzda ne yapacağınızı tasarlamanın bir sanat olduğunu iliklerinize kadar hissettiğiniz okul. sadece alper maral için dört yıl üstüne dört yıl çekilir, o ayrı.
  • ben anlamadım, sanat mı tasarım yağ mı satarım ama disiplinler arası takılıp müzik konusunda cage den başka bir halt bilmeyen çok üstün kuramcı bir de lisans üstüsü var ki sanırsın ny dayız şekerim.
    (bkz: inci klasmanda birinci)
hesabın var mı? giriş yap